Geçen hafta Kobani’ye giden heyeti, IŞİD kuşatması altındaki kent hakkındaki izlenimlerini raporlaştırdı. Raporda PYD yetkililerinin, Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği iddialarıyla birlikte hükümetten yapılması beklenenler de yer buldu.
Cumhuriyet Halk Partisi genel başkan yardımcıları Veli Ağbaba ve Mehmet Bekaroğlu’yla, aralarında Hüseyin Aygün, Mehmet Şeker, Nurettin Demir ve Mahmut Tanal’ın bulunduğu milletvekillerine göre, hükümet iç ve dış baskılar sonucu kapıları açtı üstelik Türkiye’ye gelen Suriyeli sayısı, iktidarın iddia etti 140 binin yarısından daha az.
CHP’den Kobani Raporu
Raporda, Kobani Başbakanı Enver Müslim’in, “IŞİD’in AKP tarafından desteklendiğine inanıyoruz. IŞİD’in elindeki silahtan, üstündeki üniformaya kadar pek çok malzemenin Türkiye’den geldiğine pek çok defa şahit olduk” ifadesi yer alıyor.
PYD Eş Başkanı Asiye Abdullah’ın “ABD ve koalisyon güçlerinin Irak’ta ve Suriye’de gerçekleştirdiği hava bombardımanlarından memnuniyet duyuyoruz ancak henüz Kobani ve etrafındaki IŞİD mevzilerinin vurulmamasının anlaşılmaz olduğunu düşünüyoruz. IŞİD’in Kobani’yi ele geçirmesi durumunda Türkiye’ye girecek bu nedenle Türkiye’de tehdit altında” şeklindeki yorumları da dikkat çekici.
Veli Ağbaba: ‘PYD’liler ellerinde Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiğini gösteren görüntü olduğunu söylüyor’
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Kobani’de temas kurdukları tüm yetkililerin Türkiye’nin IŞİD’le ilişkide olduğu iddiasını dile getirdiğini söyledi. Ağbaba, “Yetkililer ellerinde bu ilişkiyi ispat eden fotoğraf ve video görüntüler olduğunu belirttiler. Bağdat yönüne giden trenlerin istasyon dışı durarak silah indirdiği söyleniyor. Türk yetkililerin eğitim verdiği iddia ediliyor. Ayrıca Türk tanklarının IŞİD’in elinde olduğu yönünde bir başka iddia da var. Bu fotoğraf ve görüntülerin kısa bir süre sonra yayınlanacağı bize söylendi” dedi.
Ağbaba’ya göre, Türkiye’nin bundan sonra yapması gerekenler arasında “IŞID’e verilen desteğin kesilmesi, Türkiye’de IŞİD hücrelerinin açığa çıkarılması, militanlarının tutuklanması ve onlara hizmet veren hastanelerin kapatılması” gerekiyor.
Demirtaş: ‘IŞİD barbarlığına karşı el ele vermeliyiz’
Kobani’nin bugün bir başka siyasi misafiri daha vardı. Hakların Demokratik Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’tan kuşatma altındaki kentte görüşmeler yaptıktan sonra sınırda yaptığı açıklamada hükümetin Kobani politikasını yetersiz bulduğunu söyledi. Kobani halkıyla dayanışma içinde bulunan insanların güvenlik güçleri tarafından hırpalanmasını eleştiren Demirtaş, “Asıl tehdit iki kilometre ileriye kadar gelmiş olan IŞİD barbarlığıdır. Onu birlikte durdurmamız lazım. O zihniyeti durdurmamız lazım. El ele verirsek bunu başarabiliriz. Türkiye'nin bütün halkları bugün el ele vermelidir. Bugün el ele verirsek geleceğimizi ancak o zaman birlikte inşa edebiliriz” dedi.
ABD ve Rusya'nın teknolojik silahlarının modern tekniğini ele geçirmiş olan IŞİD’ karşı Kobani halkının büyük bir direniş gösterdiğini vurgulayan HDP lideri, “Gün, iki yıldır devam ettiği söylenen bir süreç varsa onun gereğini yapma günüdür. Somut adım, bu arazide hayata geçebilirse anlamlı olur. Barış işte böyle arazide kurulur” diyerek hükümeti IŞİD’e karşı birlikte mücadele etmeye çağırdı.
Sabri Ok: ‘Kobani’de tampon bölge kurmak tüm Kürtlere savaş ilanı anlamına gelir’
HDP heyetinin İmralı adasında PKK lideri Abdullah Öcalan’la yapacağı görüşme bugün ikinci kez ertelenirken KCK Yürütme Konseyi’nden Türkiye’ye yönelik eleştirilerin ardı arkası kesilmiyor. Murat Karayılan ve Cemil Bayık’tan sonra bu kez de Sabri Ok, Türkiye’yi çözüm sürecini oyalamak ve IŞİD’e destek vermekle suçladı.
Fırat Haber Ajansı’na konuşan Ok, “Türk devleti kirli ve sinsi bir politika izleyerek, bir yandan IŞİD çetelerinin eli ile Kürtleri ezmek istiyor, diğer yandan da çaresiz kalan halkın Kuzey Kürdistan’a geçiş yapmak zorunda kalacağını düşünerek kapıları açtı. Önceden planlanmış bir şekilde önce Kobanê’yi boşaltmak, sonra da insani tutum adı altında bir tampon bölge oluşturmayı hedefliyorlar. Rojava’da bir işgal ve tampon Rojava Devrimine karşı ve tabii ki tüm Kürtlere karşı bir savaş ilanı anlamına gelir” diye konuştu.