Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe köyünde 21 Ağustos'ta kaybolduktan 19 gün sonra cesedi dere yatağında bulunan Narin Güran’ın katil zanlıları bugün ilk kez hâkim karşına çıktı.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında ilk söz, cesedi sakladığı iddia edilen ve diğer üç sanıkla birlikte Narin Güran’ı “iştirak halinde kasten öldürme” suçuyla yargılanan Nevzat Bahtiyar’a verildi.
Daha önce üç kez ifade değiştiren Bahtiyar önce konuşmak istemese de daha sonra, önceki ifadelerinin geçerli olduğunu söyledi.
Hâkimin önceki ifadelerin okuması üzerine Bahtiyar bazı beyanlarını kabul etmedi. İtiraz ettiği beyanlarını tehdit edildiği için verdiğinin söyleyen Bahtiyar, Narin’in kendisinin öldürmediğini öne sürdü.
Bahtiyar, “Eve girdim, beni bir odaya götürdü, Narin yatıyordu ölü bir şekilde. Salim bana ‘annesiyle ilişkim olduğunu gördüğü için öldürdüm. Bana ‘Bunu götürüp kaybedeceksin’ dedi. Salim bana ‘Cesedi al dere kenarına at, hatta parça parça halinde dereye at ’dedi. Önce korktum ama sonra beni tehdit edince yapmak zorunda kaldım” diye konuştu.
İfadesinde Nevzat Bahtiyar ayrıca, fırsatı olsaydı cesedi olduğu yerden çıkarıp bulunması için bir yol üstüne bırakmayı düşündüğünü söyleyerek, "Ancak fırsatım olmadı. Narin bulununca kaçmaya fırsatım olmasına rağmen kaçmadım" dedi.
Ağabey Enes Güran: "Kardeşime ben zarar vermedim"
Tutuklu ağabey Enes Güran da bugünkü duruşmada ifade verdi. Kolundaki ısırığı üçüncü gün yaptığını anlatan Güran, kardeşine kendisinin zarar vermediğini savundu.
Amca Salim Güran'ın arabasında kan bulununca ondan şüphelendiğini ancak bunu ona sorma fırsatı olmadığını, çünkü amcanın tutuklandığını söyleyen Enes Güran, “Nevzat Bahtiyar’la ailemin araba alışverişi tartışmasında kekemelikle ilgili bir tartışma oldu. Cemaatte babam ona o kelimeyi kullanınca bize kinlenmiş olabilir ama Nevzat’ın (Narin’i) öldürüp öldürmediği konusunda bir kanaatim yok” dedi.
Enes ifadesinde işkenceye uğradığını da iddia etti. Sanık avukatı Diyarbakır Barosu’nun işkenceye göz yumduğu iddiasında bulundu.
Konuyla ilgili duruşmada söz alan dönemin Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, ailenin işkence iddiaları kendisine ilettiğini, kendisinin bu konuda resmi başvuru yapılması tavsiyesinde bulunduğunu ancak ailenin resmi başvuru yapmayı kabul etmediğini dile getirdi.
23 Eylül’de kabul edilen iddianameyle sanıklar anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” ile suçundan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılıyor.
Duruşmadan notlar
Güran ailesini davada 13 avukat savunurken, duruşma salonunda yaklaşık 200 avukat bulunuyor. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da davaya katılma talebinde bulundu.
Nevzat Bahtiyar’ın sorgusu sırasında baba Arif Güran'ın ağlayarak "Seni Allah'a havale ediyorum" diye bağırdığı ve duruşma salonundan çıktığı görüldü.
Bu arada duruşmayı aralarında Gülben Ergen’in de bulunduğu bazı ünlü isimler de takip ediyor.
Duruşma öncesi adalet çağrısı
Duruşma öncesi adliye çevresinde olağanüstü güvenlik önlemleri alınırken, DEM Parti ve CHP ile kadın ve çocuk örgütleri adalet çağrısı yaptı. Olağanüstü güvenlik önlemleri alınan adliyenin çevresi bariyerlerle kapatılırken, adliye bahçesine girenler bile arandı.
Mahkeme salonuna önce Nevzat Bahtiyar alındı ve diğer sanıklardan ayrı bir bölümde jandarmalar tarafından çembere alındı. Diğer sanıklar ise Bahtiyar’ın ardından salona alınarak ayrı bir yere oturtuldu. Davaya Türkiye’nin birçok şehrinden barolar da katıldı.
Duruşmaya, DEM Parti Milletvekili ve Belediye Eş Başkanları, CHP Milletvekilleri ve kadın kolları ile kadın ve çocuk hakları örgütlerinin temsilcileri de katıldı.
“İddianamede kamuoyunun bilmediği hiçbir bilgi yok”
Ellerinde Narin’in fotoğrafını taşıyan gruplar duruşma başlamadan önce adliye önünde yaptıkları açıklamalarda Narin Güran için adalet çağrısı yaptı.
CHP Heyeti adına açıklama yapan Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, etkin bir soruşturma yürütülmediğini söyledi. İddianamede kamuoyunun bilmediği hiçbir bilginin bulunmadığını savunan Kaya, Narin’in ailesinin bile şikâyetçi olmadığına dikkat çekti.
Narin’in sahipsiz bırakıldığı dile getiren Asu Kaya, “Dosya nedeniyle aile fertlerinden üç kişinin tutuklu olması da bize aslında bunu net bir şekilde gösteriyor. Narin’in annesi yok, babası yok, kardeşi yok, ailesi yok. Nedenini hâlâ bilmediğimiz bir cinayete Narin kurban gitmiş durumda. Narinimiz sahipsiz değil, Cumhuriyet Halk Partisi en yakınları tarafından şiddete maruz kalan, katledilen, istismara uğrayan tüm çocukların haklarını korumak için bugün burada olduğu gibi her zaman onların haklarının teminatı olacaktır. Biz narin için adalet diyeceğiz demeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına söz alan Gülsüm Kav, iddianameden failin yer almamasını eleştirdi.
İstanbul Sözleşmesi’ne vurgu yapan Kav, “Yıllardır kadınları, çocukları korumakla görevi iken, onları koruyan, uluslararası belge olan İstanbul Sözleşmesi'nden imza çekenler, can simidimiz olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un uygulanmasının ihmallerine göz yumanlar, kadınlar, çocuklar öldürülürken seyredenler yine yok. Bu dava bir hesap sorma davasıdır. O yüzden de biz bugün bizi buraya kadar getirenler bu iddianamenin bu halde çıkmasına neden olan her kimse artık bundan vazgeçsin. Şu iddianameler de doğru düzgün düzenlensin” ifadelerini kullandı.
Diğer şüpheliler hakkında dava açılması çağrısı
Narin Güran cinayeti soruşturmasında tutuklanan 12 kişiden sekizinin dosyası ayrılmıştı. Soruşturması devam eden bu sekiz şüpheli için henüz iddianame yazılmadı.
Adliye önünde Amed Çocuk Çalışmaları ile Şiddet ve Mücadele Ağı adına açıklama yapan Avukat Berfin Elçi, diğer şüpheliler hakkında da kamu davası açılmasını istedi. Elçi şunları söyledi:
“İlk günden beri takipçisi olduğumuz bu olay hakkında başından itibaren aile üyelerinin birbirinden farklı ve çelişkili açıklamalarına rağmen aile üyelerinden şüphelenilmemesi, devletin aile kurumunu kutsayan politika ve yaklaşımlarının sonucu olup kutsallaştırmaya çalışılan aile kurumu, Narin’in ölümüne sebep olmuştur. Toplumda infial yaratan, narin cinayetin yargılama dosyasında adaletin sağlanması, maddi gerçeğin açığa çıkması, gerçek faallerin cezalandırılması ve adalet isteme içerisinde çocuk haklarının korunması için mücadele ettiğimizi ve mücadelemize devam edeceğimizi buradan belirtiyoruz.”
Davayı izlemek üzere adliyeye gelenler arasında bulunan DEM Partili Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak ise kadın ve çocuk cinayetlerinin son bulması için tüm kentin birlikte çalışması gerektiğini dile getirdi.
Bucak, konuyla ilgili çalışma yaptıklarını ifade ederek, “Bunun devamının gelmemesi için bizlerin bir araya gelmesi, tüm sivil toplumun, kent dinamiklerinin, yerel yönetimlerin çocuk alanında eşitlik, özgürlük alanında, toplumsal cinsiyet alanında birlikte çalışmalar yürütmesi lazım. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddetle mücadele, bunların hepsi hem yerel yönetimlerin hem seçilmiş milletvekillerimizin, aktivistlerin en büyük sorumluluğudur. Önümüzdeki süreçte bu sorumlulukla hep birlikte hareket edeceğiz" diye konuştu.
Forum