Almanya’da bir dönem sona erdi. Başbakan Olaf Scholz’un, koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti FDP lideri ve Maliye Bakanı Christian Lindner'i görevden almasıyla birlikte, SPD, Yeşiller ve FDP'den oluşan üçlü koalisyon sonlandı.
Başbakan Scholz’e yakın kaynaklardan, başbakanın Ocak ayında Federal Meclis’ten güven oyu isteyeceği, çoğunluğu bulamaması durumunda ise Mart ayında erken seçime gidileceği öğrenildi.
Son haftalarda koalisyon ortakları arasında yaşanan kriz ve ciddi anlaşmazlıklar, son 48 saatte Christian Lindner'in ekonomide dönüşümü hedefleyen "Temel Ekonomi Belgesi" ile koalisyonun sonunu getirdi. Bu belgede bürokrasinin azaltılması, yenilenebilir enerji sübvansiyonlarının düşürülmesi ve emeklilerin çalışmaya teşviki gibi öneriler yer alırken, Başbakan Scholz, FDP’nin önerilerinin kabul edilemeyeceğini ve şantaj olarak gördüğünü belirterek, Lindner'i görevden aldı. Bu gelişmeyle birlikte FDP'nin hükümetten ayrılması netlik kazandı.
Scholz Lindner’i görevden alma hamlesiyle FDP’den önce davrandı. FDP’nin, Berlin’de bu akşam Başbakanlık’ta gerçekleşen Koalisyon Komisyonu'nu terk etmeyi, yarın ise SPD ve Yeşiller ile olan koalisyon sözleşmesini feshetmeyi ve bakanlarını geri çekmeyi planladığı öğrenildi. Scholz’un ise Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’le konuşarak, koalisyon hükümetini sonlandırmayı hedeflediğini söylediği, ardından Lindner’i görevinden alarak, FDP ile ortaklığı bitirdiği anlaşıldı.
Akşam saatlerinde basın toplantısı düzenleyen Scholz, FDP ile uzlaşmak için son ana kadar çalıştığını, ancak bunun başarısız olması üzerine Maliye Bakanı Lindner’i görevden aldığını duyurdu. Alman ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini söyleyen Scholz, FDP’nin tavrının hükümetin işleyişini ve ekonomik kalkınmayı olumsuz etkilediğini belirterek, "Almanya'nın istikrarlı bir yönetime ihtiyacı var. Lindner, bunu boykot etti. Bu nedenle, hükümetin etkin çalışmasını sağlamak adına gerekli adımları attım" dedi.
"Lindner’e olan güvenimi kaybetttim" diyen Scholz, "Koalisyonda daha fazla işbirliği için güven temeli yok" şeklinde konuştu. Scholz, ABD’de Donald Trump’ın seçilmesine atıfta bulunarak, "Bu dönemde Almanya’da hükümetin uyum içinde çalışması hayati önem taşıyor" ifadesini kullandı.
Erken seçim Mart ayında
SPD ve Yeşiller’den oluşan mevcut koalisyon, FDP’nin hükümetten ayrılmasıyla azınlık durumuna düşmüş durumda.
Ülkede siyasi kriz yaratan bu gelişme, Almanya’yı önümüzdeki dönemde nasıl bir sürecin beklediği sorusunu gündeme getirdi. Bundan sonra ne olacağı konusunda ise çeşitli senaryolar konuşuluyor.
Başbakan Scholz, Lindner’in ve partisi FDP’nin hükümetten ayrılması sonrasında, bu yıl sonuna kadar azınlık hükümeti olarak görev başında kalacaklarını ve Almanya’yı ilgilendiren temel konularda ana muhalefet Birlik Partileri CDU/CSU’nun desteğini isteyeceğini duyurdu.
Olaf Scholz, 15 Ocak 2025 tarihinde Federal Meclis'te güvenoyu talep edeceğini açıkladı. Scholz eğer güvenoyu alamazsa, Almanya Anayasası'nın 68. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı, Meclis'i feshederek 60 gün içinde erken seçim kararı alacak. Bu durumda, erken seçimlerin en geç 16 Mart 2025 tarihine kadar yapılması gerekecek.
Koalisyon neden dağıldı?
Koalisyon hükümetindeki ortaklar, özellikle iklim politikaları, sosyal harcamalar, enerji dönüşümü ve dijitalleşme gibi temel konularda uzun süredir fikir ayrılığı içindeydi. Son dönemde iç ve dış politikada yaşanan anlaşmazlıklarla daha da sarsılan koalisyon hükümeti, en küçük ortak liberal FDP'nin koalisyon ortaklarından farklı bir çizgi izlemesiyle derinleşti.
FDP lideri Christian Lindner'in, hükümetin ekonomik politikalarına olan itirazları ve Yeşiller'in enerji konusundaki katı tavrı, hükümeti ciddi anlamda köşeye sıkıştırdı.
Hükümet içindeki en büyük anlaşmazlık alanlarından biri ekonomi politikaları oldu. FDP, vergi ve kamu harcamaları konusunda daha muhafazakâr bir yaklaşımı savunurken, Yeşiller ise sosyal ve çevresel harcamalara daha fazla kaynak ayrılmasını talep etti. FDP, ek borçlanmaya karşı çıkarken, Yeşiller yeni yatırımcılara devlet desteği sağlamayı hedefleyen bir fon önerdi. Ancak FDP, borçlanmanın önüne geçilmesi gerektiğini savunarak bu öneriyi geri çevirdi.
Savunma harcamaları ve Almanya'nın NATO'ya olan taahhütleri de hükümet ortakları arasında görüş ayrılığına yol açan bir diğer konu oldu. Başbakan Olaf Scholz’un partisi SPD ise bu çatışmalarda arabuluculuk rolünü üstlenmeye çalıştı, ancak anlaşmazlıkların büyümesi ve üç parti arasında uyumlu çalışma kültürünün sağlanamaması, koalisyonun sonunu getirdi.
Erken seçimde AfD‘nin güçlenmesi bekleniyor
Koalisyon partnerleri arasındaki sürtüşmeler, Almanya halkının hükümette yer alan partilere olan güvenini zayıflattı.
Bu yıl yapılan eyalet seçimlerde, koalisyondaki partiler kısmen hezimet boyutunda oy kaybına uğrarken, yapılan kamuoyu yoklamaları, koalisyon ortaklarının Almanya çapında da büyük oranda oy düşüşü yaşadıklarını gösteriyor. FDP’nin yüzde 5 seçim barajını aşma ihtimali çok az gözükürken, muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) yaklaşık yüzde otuz iki oy alarak en güçlü parti konumunda.
Aşırı sağ Almanya için Alternatif Partisi (AfD), yaklaşık yüzde on sekiz oy ile ikinci sıraya yükselmiş durumda ve bu partinin ciddi bir çıkışta olduğunu gösteriyor. Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise üçüncü sırada yer alarak yüzde 16 oy alabilecek bir durumda. Yeşiller Partisi’nin oy oranı ise yaklaşık yüzde on seviyesinde.
Forum