WASHINGTON —
Çocuk beslenmesi, düşük ve orta gelirli ülkelerin başlıca sorunlarından biridir. Harvard Kamu Sağlığı Okulu’ndan Profesör Subu Subramanian, bu sorunla mücadelede ekonomik büyümenin oynadığı rolü araştıran bir çalışmaya öncülük etmiş.
Subramanian, Hindistan’daki ekonomik büyümenin, çocuklar arasında görülen yetersiz beslenme sorununu çözmediğini gördüklerini söylüyor.
Ekonominin en belirleyici göstergesi olan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH), Hindistan’da son yirmi yıldır yılda yüzde beşten fazla büyüme kaydetti. Yani Hindistan, birçok Batılı ülkeden daha hızlı büyüyor.
Buna karşın, Hindistan’daki çocukların yüzde kırkından fazlasının kilosu ve neredeyse yüzde ellisinin boyu normalin altında. 1990’dan beri ülkede ekonomik büyüme yaşansa da, bu oranlarda pek bir değişlik görülmedi.
2011 yılında, PLoS Medicine dergisinde yayınlanan araştırmada, Subramanian ve ekibi, ekonomik büyümenin Hintli çocuklardaki yetersiz beslenme sorununu hafiflettiğine dair hiçbir kanıt bulamamışlar.
Bu durumun diğer ülkeler için de geçerli olup olmadığını merak eden uzman ekip, çoğunluğu Sahra Çölü’nün altında bulunan Afrika ülkelerinden oluşan 36 düşük ve orta gelirli ülkede 1990’dan beri yapılan sağlık araştırmalarını incelemiş.
İncelemenin sonuçlarını Lancet Global Health dergisi için değerlendiren Subramanian ve ekibi, GSYH büyümesinin, çocuklardaki yetersiz beslenme göstergeleri üzerinde neredeyse hiç etki yapmadığı sonucuna varmış.
GSYH’da meydana gelen her yüzde beşlik artışa karşın, yetersiz beslenme göstergelerinde yüzde birin altında düşüş görülmüş.
Subramanian, GSYH’yı arttıran yatırımların, çocuk sağlığına olumlu etki eden yatırımlar olmadığına dikkati çekiyor. Harvard profesörü, Hindistan’ı, temel hijyen altyapısı yerine yeni karayolları ve havaalanları yapmakla eleştiriyor.
Subramanian, temiz su, emzirme teşviki, gıda yardımı gibi programlara yatırım yapılmadığı sürece, ekonomik büyümenin, sağlık alanına olumlu etkisinin fark edilmeyecek kadar az olduğunu söylüyor.
"Yanlış"
Öte yandan, ekonomik büyümenin çocuk beslenmesi sorununu etkilemediği tezini “çılgın” ve “yanlış” olarak yorumlayanlar da var.
Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü’nden Derek Headey “Gelir artışı gıda, sağlık, eğitim, hijyen ve benzeri alanlarda harcamaların artması için ön koşul” şeklinde konuşuyor.
İngiltere’deki Kalkınma Çalışmaları Enstitüsü’nün direktörü Lawrence Haddad ise, Subramanian’ın çalışmasının çok az sayıda ülkenin çok kısa bir dönemini incelediğini söylüyor. Haddad, Gana, Brezilya ve Viyetnam’da son yirmi yılda yaşanan ekonomik büyümenin yetersiz beslenmedeki keskin düşüşe yüzde elli katkıda bulunduğunu vurguluyor.
Haddad “Diğer yüzde elli, su, hijyen, sağlık sistemleri, beslenme programları gibi stratejik alanlarda yapılan yatırımlardan kaynaklanıyor” şeklinde konuşuyor.
Başka bir deyişle, Haddad’a göre çocuk beslenme oranlarındaki iyileşme, ekonomik büyüme ve doğru yatırımların bir araya gelmesiyle oluyor. Haddad ekliyor:
“Maalesef, yetersiz beslenme birçok başka değişkene bağlı. Eğer zincirin bir halkası zayıfsa, geri kalanlar da bundan zarar görüyor.”
Subramanian, Hindistan’daki ekonomik büyümenin, çocuklar arasında görülen yetersiz beslenme sorununu çözmediğini gördüklerini söylüyor.
Ekonominin en belirleyici göstergesi olan gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH), Hindistan’da son yirmi yıldır yılda yüzde beşten fazla büyüme kaydetti. Yani Hindistan, birçok Batılı ülkeden daha hızlı büyüyor.
Buna karşın, Hindistan’daki çocukların yüzde kırkından fazlasının kilosu ve neredeyse yüzde ellisinin boyu normalin altında. 1990’dan beri ülkede ekonomik büyüme yaşansa da, bu oranlarda pek bir değişlik görülmedi.
2011 yılında, PLoS Medicine dergisinde yayınlanan araştırmada, Subramanian ve ekibi, ekonomik büyümenin Hintli çocuklardaki yetersiz beslenme sorununu hafiflettiğine dair hiçbir kanıt bulamamışlar.
Bu durumun diğer ülkeler için de geçerli olup olmadığını merak eden uzman ekip, çoğunluğu Sahra Çölü’nün altında bulunan Afrika ülkelerinden oluşan 36 düşük ve orta gelirli ülkede 1990’dan beri yapılan sağlık araştırmalarını incelemiş.
İncelemenin sonuçlarını Lancet Global Health dergisi için değerlendiren Subramanian ve ekibi, GSYH büyümesinin, çocuklardaki yetersiz beslenme göstergeleri üzerinde neredeyse hiç etki yapmadığı sonucuna varmış.
GSYH’da meydana gelen her yüzde beşlik artışa karşın, yetersiz beslenme göstergelerinde yüzde birin altında düşüş görülmüş.
Subramanian, GSYH’yı arttıran yatırımların, çocuk sağlığına olumlu etki eden yatırımlar olmadığına dikkati çekiyor. Harvard profesörü, Hindistan’ı, temel hijyen altyapısı yerine yeni karayolları ve havaalanları yapmakla eleştiriyor.
Subramanian, temiz su, emzirme teşviki, gıda yardımı gibi programlara yatırım yapılmadığı sürece, ekonomik büyümenin, sağlık alanına olumlu etkisinin fark edilmeyecek kadar az olduğunu söylüyor.
"Yanlış"
Öte yandan, ekonomik büyümenin çocuk beslenmesi sorununu etkilemediği tezini “çılgın” ve “yanlış” olarak yorumlayanlar da var.
Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü’nden Derek Headey “Gelir artışı gıda, sağlık, eğitim, hijyen ve benzeri alanlarda harcamaların artması için ön koşul” şeklinde konuşuyor.
İngiltere’deki Kalkınma Çalışmaları Enstitüsü’nün direktörü Lawrence Haddad ise, Subramanian’ın çalışmasının çok az sayıda ülkenin çok kısa bir dönemini incelediğini söylüyor. Haddad, Gana, Brezilya ve Viyetnam’da son yirmi yılda yaşanan ekonomik büyümenin yetersiz beslenmedeki keskin düşüşe yüzde elli katkıda bulunduğunu vurguluyor.
Haddad “Diğer yüzde elli, su, hijyen, sağlık sistemleri, beslenme programları gibi stratejik alanlarda yapılan yatırımlardan kaynaklanıyor” şeklinde konuşuyor.
Başka bir deyişle, Haddad’a göre çocuk beslenme oranlarındaki iyileşme, ekonomik büyüme ve doğru yatırımların bir araya gelmesiyle oluyor. Haddad ekliyor:
“Maalesef, yetersiz beslenme birçok başka değişkene bağlı. Eğer zincirin bir halkası zayıfsa, geri kalanlar da bundan zarar görüyor.”