Dağlık Karabağ krizi ve İslam-laiklik tartışmalarının da eklenmesiyle son haftalarda gerilimin daha da arttığı Türkiye-Fransa ilişkilerinde Fransa bir adım daha ilerleyerek, 11 Aralık'ta Brüksel'de yapılacak AB liderler zirvesinde Türkiye'ye ekonomik yaptırım konusunu masaya getirmeye hazırlanıyor. Fransa AB Bakanı Clement Beaune, "Bireysel ya da sektörel ekonomik yaptırımlar gelebilir. Her türlü ihtimal masada" dedi. Ancak Fransa'nın talebi Brüksel'de 27 liderden onay alacak mı? Kulislerde Almanya başta olmak üzere bazı üye ülkelerin "yaptırımlara" isteksiz yaklaşması nedeniyle bu uygulamanın sembolik seviyede kalacağı dile getiriliyor.
Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve Dağlık Karabağ konularında karşı karşıya gelen iki ülke arasındaki gergin ilişkiler, karikatür krizi ve Fransa'daki radikal İslamcı terör saldırıları sonrasında Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki "boykot" çağrılarına kadar varan açıklamalar da eklenince, daha da gerilimli bir noktaya tırmandı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves le Drian, 5 Kasım'da Europe 1 Radyosu'na Türkiye'ye "ekonomik yaptırım uygulanmasının muhtemel" olduğunu dile getirmişti. Le Drian, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB'ye ve Fransa'ya yönelik nefret ve şiddet söylemini terketmezse, Aralık ayında toplanacak liderler yaptırım kararı alacak. İşlerin bu noktaya gelmemesi için önlem alacak taraf Türkiye'dir" sözleriyle ilk işareti verdi.
Pazar akşamı C News haber kanalı, ekonomi gazetesi Les Echos ve Europe 1 Radyosu'nun "Büyük randevu" adlı ortak programına konuk olan Fransa'nın AB'den Sorumlu Bakanı Clement Beaune, "Yıllarca, 10-15 yıl boyunca, Türkiye'nin Hristiyan Demokratlar gibi sempatik bir modernleşme ve demokrasi fikrine sahip bir ülke olduğuna inandık. Ama bu doğru değil. Türkiye'de yaşanan, kültürel, jeopolitik, her alanda, saldırgan bir İslamcılıktır" dedi.
"Türk Cumhurbaşkanı'na bireysel yaptırım da gündemde"
Clement Beaune, aynı programda Aralık zirvesinde ele alınacak yaptırımlar konusunda, "Türk Cumhurbaşkanına karşı bireysel yaptırımlar veya sektöre göre ekonomik yaptırımlar araştırılıyor. Henüz bir karar vermek için çok erken, ancak masada birkaç seçenek var. Tüm ortaklarımızın üzerinde anlaştığı bir yaptırım olmalı" dedi.
Fransa'nın adımlarında yalnız olduğu ve Anglo-Sakson gazeteler tarafından sert eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine Beaune, "Doğu Akdeniz krizinde Fransa, Türkiye'nin karşısına savaş gemisi gönderdi. Ama bu sefer Fransa yalnız değil. Almanya bile değişti ve AB ülkeleri harekete geçmeye hazır. Avrupa'da hiç kimse artık Erdoğan ve rejimi hakkında bir yanılsama içinde değil. Son AB zirvesinde, yumuşama belirtileri gösteren Türkiye'ye bir şans vermiştik. Ama bir kez daha sistematik olarak kışkırtıcı ve saldırgan bir yolu seçti" diye konuştu.
Fransa-Türkiye ilişkilerini yakından izleyen Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IRIS) Başkan Yardımcısı Didier Billion, iki ülke arasında yaşanan son tartışmalara değinerek, "Fransa, Dağlık Karabağ'da Ermenistan'ın tarafını tuttu ancak bu Türkiye'ye karşı olmak için değildi. İlişkilerin doğası gereği böyle bir pozisyon aldı. Ancak Fransa, ‘Kafkas tiyatrosunu’ tümüyle uzaktan izleyen bir seyirciye dönüştü. Bu işin büyük kazananı Bakü, Moskova ve Ankara oldu. Karabağ krizinde, Azerbaycan'ın Ermenistan tarafından işgal edilen toprakları sorunu çözüldü. Ancak Dağlık Karabağ'ın pozisyonu ne olacak? Bu sorunun yanıtı henüz verilmedi. Görüşmeler devam edecektir" dedi.
Macron'un terör saldırılarının ardından İslam konusunda yaptığı açıklamalarda sözlerinin yanlış anlaşılması ya da yorumlanmasından dolayı Müslüman dünyasına seslenmek için El Cezire'yi seçtiğini belirten Billion, Anglo-Sakson ülkelerden gelen eleştiriler konusunda da bir takım girişimlerde bulunduğunun altını çizdi. Billion, terörle mücadele konusunun "İslamafobi" tehlikesine kaymaması gerektiğini belirterek, Macron'un bu konuyu 2022 seçimlerinin ana gündem maddelerinden birisi yapacağını belirtti.
Billion, "Macron, bu konuda Fransa'nın yalnız bırakıldığını söylüyor. Daha önce de Doğu Akdeniz'de yalnız kaldıklarını söyledi. Burada anlaşılması gereken, artık başkalarına ders verir gibi konuşma metodundan vazgeçilmeli. Fransa-Türkiye ilişkilerine geri gelirsek, Fransa Kafkaslar'da bir kez daha uluslararası hukukun yanında olmadı. Böyle devam ederse, Fransa'nın destek görmemesi durumu giderek daha da artabilir. AB zirvesinde yaptırım konusuna gelince, ben zirveden ağır bir ekonomik bir yaptırım beklemiyorum, tüm üye ülkelerin buna destek vereceğini zannetmiyorum" diye konuştu.
AB ekonomik yaptırım kararı alacak mı?
Şimdi Brüksel’de AB'nin Türkiye'ye ağır bir ekonomik yaptırım uygulayıp-uygulamayacağı sorusu tartışılıyor. Son AB zirvesinde Türkiye'nin barışçıl yolda adım attığı belirtilerek, diyaloğa bir şans daha verilmesi ve yaptırım kararının Aralık zirvesinde yeniden tartışılması kararlaştırılmıştı. Bu süre içinde Türkiye ile Fransa arasındaki tartışma noktaları azalmak yerine katlanarak arttı.
Fransa önümüzdeki zirvede, Kıbrıs Rum Yönetimi ile birlikte, Türkiye'ye ekonomik yaptırım uygulanmasını yeniden önerecek. Ancak Almanya, kendi dönem başkanlığında Türkiye ile ilişkilerin "yaptırım derecesine varacak kadar" bozulmasını istemiyor. Macaristan, Polonya, İspanya, Malta ve İtalya gibi devletler de yaptırım konusunda son derece isteksiz davranıyor. Almanya ise özellikle göçmen anlaşması ve Türkiye ile iyi ilişkilerinin bozulmaması için "sert bir yaptırım fikrine" karşı çıkıyor.
Konuyu uzun süredir derinlemesine izleyen Europe 1 Radyosu, "Fransa, Türkiye'nin saldırgan politikasıyla başa çıkmak için Avrupa düzeyinde yaptırımların alınması çağrısında bulundu. Ancak bazı üye devletlerin isteksizliği ve Ankara'nın elindeki baskı araçları, bireysel yaptırımlar ya da mal varlıklarının dondurulması gibi sembolik önlemler alınmasına yol açabilir" diyerek sert bir yaptırım ihtimalinin beklenmediğini belirtiyor.
Gümrük Birliği anlaşmasının iptali olanaklı mı?
Europe 1, Fransız dışişlerinden bir diplomatın "Özellikle Almanya'dan gelen yaptırım kararına karşı isteksizlik çok güçlü" sözlerine yer veriyor. Diplomat, geçtiğimiz hafta yine AB Bakanı Beaune tarafından gündeme getirilen "Türkiye-AB Gümrük Birliği anlaşmasının iptal edilmesi ya da askıya alınması" önerisinin de hayata geçirilemeyeceğini belirtiyor: "Bu, alması zor bir karar, kısa vadede de etkisiz olur. Alman Ekonomi Bakanı geçen hafta Türkiye ile ticaret çok önemli' dedi. Alman isteksizliğini bu noktada da görüyoruz."
Europe 1, "Diplomasi ve ekonomik zorlukların ötesinde, Ortadoğu'dan gelen göçün kontrolü Türkiye'nin elinde. Bu da Avrupa karşısında Türkiye'nin elini güçlendiriyor" analizine yer verdi.
Macron, Türkiye'ye yaptırım uygulanmasını isteyen liderlerden Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz ile Elysee Sarayı'nda görüştü. Dışişleri Bakanı Jean Yves le Drian, yaşananın bir "Türkiye-Fransa çatışması" olmadığını, "sorunun bir AB-Türkiye sorununa dönüştüğünü" iddia etti. Ancak AB içerisinde dönem başkanı Almanya ve bazı ülkeler Türkiye ile ilişkilerde köprülerin atılmasına karşı.
TÜSİAD AB Temsilcisi Aydın: “Yaptırımlar konusunda birlik yok"
AB ve Türkiye ilişkilerini yakından izleyen TÜSİAD Avrupa Birliği Temsilcisi Dilek Aydın, VOA Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede, "Gümrük Birliği ve yaptırımlar konusunda birlik" olmadığını gözlemlediklerini aktardı. Aydın, "Gümrük Birliği'nin kaldırılması veya askıya alınması radikal bir karar. Almanya dönem başkanlığında görüş birliği sağlamak mümkün olmayacağı gibi, sadece Almanya'nın değil, bir çok AB ülkesinin karşı çıkacağı bir konu olur. Bizim Brüksel'de yaptığımız yoklamalar da, Fransa'nın Gümük Birliği konusunda henüz yazılı bir başvurusunun olmadığı yönünde. Dolaysıyla biraz siyasi bir söylemin parçası olarak değerlendirilebilir. Ancak biz tabi Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesini içeren pozitif bir gündem beklerken, bu tür tartışmalar Türkiye açısından olumsuz" dedi.
Dilek Aydın, Türkiye’den TÜSİAD ve TİSK'in üye oldukları Business Europe Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu'nun "Gümrük Birliği'nin dijital ekonomi ve yeşil anlaşma boyutlarını da içerecek şekilde güncellenmesi" yönündeki çağrısına işaret ederek, Aralık ayına kadar olumlu adımların atılmasını umut ettiklerini belirtti.