Doğa, Corona virüsü salgınını dinlemiyor, kendi ritmini sürdürüyor. Baharın gelmesiyle birlikte şevketi bostan, radika, karabaş, ebegümeci, kazayağı, Arap saçı, pazı, ısırgan otu ve saymakla bitmeyecek çeşitte otlar, Ege’nin dağlarında yine kendini gösteriyor.
Ege mutfağının vazgeçilmez lezzeti olan bu otlar, on yıldır Alaçatı Ot Festivali’nde kurulan stantlarda ziyaretçilerin beğenisine sunuluyordu. Bu yıl, 9-12 Nisan tarihlerinde yapılması planlanan 11. Alaçatı Ot Festivali, Corona salgını nedeniyle iptal edildi. Ancak bu durum Alaçatılı kadınları ve mutfak ustalarını durdurmadı. Festival, evlere taşındı.
“Mutluluk ve güzellik yaymaya ihtiyacımız var”
Alaçatı Turizm Derneği’nin kadın üyelerinin girişimiyle, bölgeye özel tariflerle pişirilen ot yemekleri birer dakikalık videolar halinde bütün Türkiye’yle paylaşıldı. VOA Türkçe’ye konuşan Alaçatı Turizm Derneği üyesi Zeynep Boneval, “Bu sene ot festivalimiz, Türkiye’deki ve dünyadaki birçok etkinlik gibi iptal edildi. Eve ilk kapandığımız günlerden itibaren, aslında fiziksel olarak gerçekleştirdiğimiz etkinlikleri evde nasıl devam ettirebiliriz diye düşünmeye başladım. Herkesin evinde tenceresi ve eline geçen otlarla ot festivalini bütün Türkiye’yle paylaşabileceği düşüncesi aklıma geldi. Dernekteki bütün üyelerimiz de çok heyecanlandı. Aslında hepimizin eve kapandığı bu dönemde, biraz motivasyona, mutluluklar ve güzellikler yaymaya ihtiyacımız var. Şu anda bu heyecan bütün mutfaklarda yaşanıyor, her yerden çok güzel kokular geliyor” dedi.
Geleneksel tariflerle ot yemekleri
Derneğin sosyal medya hesaplarından paylaşılan gönderilerde, çıtır bebek enginar kızartması, enginar cipsi, pancar çorbası, çalkama, karabaşlı sakızlı muhallebi, karabuğdaylı enginar pazı sarma, otlu ekmek, yumurtalı otlu kavurma, zencefil şurubu, fakir kebabı, bakla yaprağı salatası gibi çeşitli tarifler paylaşıldı.
Ege Bölgesi’nin ve Alaçatı’nın ot çeşitliliği açısından çok zengin olduğunu vurgulayan Boneval, “Biz, çok kolay bir şekilde doğaya çıkabildiğimiz için şanslıyız. Sokağa çıkma yasağı olmayan zamanlarda, kimseyle temas etmeden, hastalık kapma veya bulaştırma riski olmadan rahatlıkla doğaya çıkıp börülcemizi, ebegümecimizi, ısırgan otumuzu toplayabiliyoruz. Pazılar, izdinyalar gibi çok çeşitli otlarımız var. Eskilerden gelen tariflerle bu otları karıştırarak kavurmalar, çorbalar, ekmek üstü lezzetler, tencere yemekleri yapmamız ve bu tarifleri paylaşmamız mümkün olabiliyor” diye konuştu.
Boneval, “Ot festivalini inşallah önümüzdeki sene sağlıkla, hep birlikte, güzel bir şenlik olarak kutlamayı umut ediyoruz. Biz bütün tariflerimizle, reçetelerimizle hazırız. Herkesi önümüzdeki sene baharda bekliyor olacağız” dedi.