Erişilebilirlik

"Çocukların En Büyük İhtiyacı Güven Duygusu"


"Çocukların En Büyük İhtiyacı Güven Duygusu"
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:42 0:00

20 yaş altındaki çocuklar ve gençler için sokağa çıkma yasağı getirilmesi, bu yaş grubunu anne babaları ve kardeşleriyle beraber zorunlu bir ev hapsine soktu. Dışarıda ve arkadaşlarıyla zaman geçirmeye alışkın olan gençler açısından da aileleri açısından da dört duvar arasında birlikte geçirilen zaman, beraberinde psikolojik sorunları da getirebiliyor.

Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği (COGEPDER) bu zor günler için aile, çocuk ve ergenlere yönelik psikososyal ve ruhsal destek rehberi hazırladı. Rehberde, tüm dünyayı etkileyen Corona salgınından ruhsal olarak etkilenmenin normal bir durum olduğu belirtilerek şu uyarıya yer verildi: “Kaygılı ve korkulu olmanın çok doğal hatta şu dönemde gerekli ve işlevsel olduğunu kabul etmek durumundayız. Çünkü bu duygular olumsuz olsa da bizim önlem almamızı, gerekeni yapmamızı sağlıyor. Bu durum ile ilgili kaygı ve korku hiç olmasa insanlar hiçbir önlem almazlardı. Ancak kaygı ve korku abartılı olursa insanların ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediği gibi kişinin doğru, etkili ve zamanında tepki vermesini zorlaştırabilir”.

Kaynak: Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği
Kaynak: Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği

Rehberde, anne babanın ruh sağlığının çocuğun psikolojisi açısından büyük önem taşıdığı belirtilerek şu uyarı yapıldı: “Evde panik halinde ne yaptığını bilmez şeklide hareket eden anne babaların çocuklarına da kaygı bulaştırması kaçınılmazdır. Anne baba doğru bilgilenip kendisinin ve çocuklarının karşı karşıya olduğu riskleri ve yapması gerekenleri netleştirirse çocuklarına güven duygusunu aşılayabilecektir” uyarısı yapıldı.

Hazırlanan rehbere göre ailelere bu süreçte büyük bir sorumluluk düşüyor: “Güvende olma duygusu afet zamanlarında çocukların en fazla ihtiyacı olan şeydir. Çocuklara zor bir dönemden geçildiğini belirtmek ama ailece yapılması gerekeni yapmaya çalıştığımızı ve onları korumak için dikkatli olduğumuzu göstermek, yani sadece söylemek değil yaşatmak, ebeveynlerin yapması gerekenlerin en başında gelmektedir”.

“Her çocuk kendi rahatlayabileceği yöntemi kendi keşfeder”

COGEPDER Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Fevziye Toros, “Anneler, babalar belki hiç olmadıkları kadar çocuk ve gençlerle bir aradalar. Doğal olarak belirsizlik olduğu için de hem çocuk ve gençlerde hem de ailelerde belirgin düzeyde kaygı var. Dolayısıyla kaygının olduğu ortamda da çatışmalar son derece sık olacaktır. Bu süreçte özellikle okul öncesi yaştaki çocuklarda birtakım davranışsal sorunlar, huzursuzluklar, öfke patlamaları, diretmeler biraz daha sık oluyor” dedi.

VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Toros, karantina günlerinde küçük yaştaki çocukların sürekli annelerinin yanında olmak istemesinin doğal olduğunu da sözlerine ekledi.

Rehberde, bu dönemde ergenlerin ise tehlikeyi küçümseme eğiliminde olabileceğine dikkat çekildi. Buna karşı uygun bilimsel verileri kanıtlarla paylaşmanın önemli olduğunu vurgulandı. “Evde kal” çağrısının 20 yaş altı gruba sokağa çıkma yasağı konmasından önce başladığını hatırlatan Prof. Dr. Toros, “Ergenler bu süreçte daha ziyade odalarında vakit geçirerek anne babalarından kendilerini iletişimsel olarak da soyutlama sürecine girdiler. Odalarında arkadaşlarıyla online olarak sohbet ediyorlar, müzik yapan var, resim yapan var, kitap okuyan var, uyuyan var. Bunu biraz tolere etmek lazım. Ergenlerin doğasında biraz daha bireysellik, tek başlarına mücadele etme ve baş etme mekanizmasını geliştirme süreci var” diye konuştu.

Ani çıkışlar ve öfke patlamalarının ergenliğin doğasında zaten olduğunu belirten Toros, “Bu süreçte, bunun bir miktar artacağını biliyoruz. Bunları çok kişisel algılayıp, üzülüp, stres yapıp hemen bir karşılık vermemek lazım. Normal ergenlik sürecini yaşayan bir gençte duygusal dalgalanmalar veya durgunluk olabilir. Ebeveynler olarak çocuklarımızı hep mutlu görmek isteriz. Ama olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Hemen panikleyip ‘Hep beraber evdeyiz. Mutlu olalım. Niye böyle yapıyorsun’ dememek lazım. Biraz zaman vermek lazım. Her çocuk, her genç kendi rahatlayabileceği yöntemi kendi keşfeder” ifadelerini kullandı.

“Günlük rutin sağlanmalı”

Prof. Dr. Toros’un dikkat çektiği bir başka konu da aile içi sohbetlerde Corona konusunu abartmamak: “Elbette çocuklar ve gençler bu konuda konuşmak isterse konuşmak, paylaşmak gerekir. Ama sadece bu konulara odaklanmamak, günlük akışın ana odağı haline getirmemek gerekir. Alternatif konularda paylaşımda bulunursak bu süreç daha rahat atlatılır”.

COGEPDER’in rehberinde de bu konuda şu ifadelere yer verildi: “Bu süreçte anne-baba medya ve sosyal medya okur yazarlığı konusunda da etkin adımlar atmalıdır. Çocukların haberleri izleme süresini sınırlı tutmak, korkutucu görüntüler içeren videolar ve görsellerden uzak tutarak olumsuz haberlere ebeveyn denetimi olmadan doğrudan maruz kalmalarını engellemek anne babaların kontrolündedir. Çocuk ve ergenlerin bunlardan korunmaları ve doğru, gerçekçi bilgiye ulaşmaları sağlanmalıdır”.

Özellikle lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlanan öğrenciler açısından yüz yüze eğitime ara verilmesi kaygıları biraz daha arttırıyor. Toros, bunun sadece öğrencilerde değil ebeveynlerde de belirsizlik ve kaygı yarattığını belirterek, “Bu, sadece bizim çocuğumuza özgü bir süreç değil. Tüm çocuklar ve gençler aynı süreci yaşıyor. Kontrolü bizim elimizde olmayan bir süreç. Bu süreci ‘senin şanssızlığın’ diye aksettirirsek çocuk bunu daha kaygılı ve stresli bir dönem olarak algılar” diye konuştu.

Toros, anne babaları ‘zamanın çok, otur çalış, boşsun, evdesin’ diye çocukları zorlamamaları konusunda uyararak, “Bir Corona gerçeği var. Yani ergenlerin ve çocukların çalışma performansı eskisi gibi olamayabilir. Daha çok molalara ihtiyaçları olabilir. Çalışmanın süresi değil kalitesi önemli ve çocuk, stresini kontrol ettiği zaman performansı artar. Bizim bu konuda iyi bir rehber olup her şeyin kontrolde ve güven ortamında olduğunu biraz daha hissettirmemiz, kaygılarımızı çocuğa aksettirmememiz lazım” dedi.

Corona karantinası sırasında günlük rutinin sağlanmasının önemli olduğunu vurgulayan Toros, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden yaptığı derslerin bu konuda yardımcı olabileceğini belirtti: “Bazen aileler çocuklarının uyanmadığını, dersleri izlemediğini söylüyor. Bu durumda ‘bak bugün de kalkmadın, sen sorumsuzsun, üzerine düşeni yapmıyorsun’ gibi negatif dönüşler yaparsak, ertesi gün çocuğumuzun kalkıp da ders başına oturması pek mümkün olmayacaktır. Ebeveynlerin pozitif anlamda motive edici olması gerekiyor. Bir çocuk veya gencin ne yapacağıyla ilgili kaba bir rutini bilmesinde fayda var ki uygulayabilsin. Belirsizlik olursa, sıkıntı daha büyük oluyor”.

XS
SM
MD
LG