Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, ABD’nin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a yaptırım uygulama hakkının gelecekte gerekli olması halinde halen saklı olduğunu söyledi.
Psaki, ‘‘Tabii ki uygun gördüğümüz zaman ve biçimde yaptırım uygulama hakkımız saklı’’ diye konuştu, ancak ABD’nin diplomatik ilişiler yürütülen hükümetlerin liderlerine tarihte yaptırım uygulamamış olduğunu da hatırlattı.
Başkan Joe Biden Cumartesi günü yaptığı açıklamalarda yönetiminin Suudi Arabistan’la ilişkilerinde Pazartesi günü yeni adımlar açıklayacağını bildirmişti. Ancak Beyaz Saray’dan bir yetkili yeni bir adımın gündemde olmadığını kaydetti.
‘‘Riyad’ın gelecekteki tutumuna bakılacak’’
ABD Dışişleri Bakanı Ned Price ise ABD’nin Kaşıkçı yaptırımlarının ardından Suudi Arabistan’ın gelecekteki tavrına odaklanacağını söyledi. Price bu nedenle ABD-Suudi Arabistan ilişkilerindeki yeni dönemin ‘‘kopukluk’’ değil ‘‘yeniden düzenleme” dönemi olarak tanımlandığını kaydetti.
Price, gelecekte yapılacak silah satışının da ABD’nin çıkarları ve değerleri doğrultusunda değerlendirileceğini kaydetti ve Suudi Arabistan’a Hızlı Müdahale Gücü adıyla bilinen elit koruma grubunu fesh etmesi çağrısı yaptı.
Price, ‘‘Kaşıkçı cinayetinin altındaki sistemli sorunlara ulaşmaya çalışıyoruz’’ diye konuştu.
ABD’nin iki insan hakları aktivistinin serbest bırakılmasını memnunlukla karşıladığını belirten Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Riyad’dan bu kişiler hakkındaki seyahat yasağını da kaldırmasını istedi.
ABD tarafından Cuma günü yayınlanan Cemal Kaşıkçı cinayeti raporunda Suudi krallık muhafızlarından oluşan ve muhaliflere yönelik operasyonları yürüten ‘‘Hızlı Mücadele Gücü’’ adlı grubun olaya doğrudan müdahil olduğu belirtilmişti.
ABD Maliye ve Dışişleri Bakanları, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili açıklanan raporun hemen ardından Suudi bazı yetkililere vize yasağı ve ekonomik yaptırımlar getirmişti.
Ned Price, seyahat yasağı getirilen 76 kişinin isimlerini açıklamadı, bunlar arasında Veliaht Prens bin Selman’ın olup olmadığı sorusunu da yanıtlamadı.
Birleşmiş Milletler Keyfi İnfaz Özel Raportörü Agnes Callamard ise ABD’nin Suudi Arabistan’ın fiilli liderini, gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı öldürmekten sorumlu kişi olarak göstermesi ve yaptırımlara tabi tutmamasının ‘‘çok tehlikeli’’ olduğu uyarısında bulundu.
Kaşıkçı cinayetini soruşturan Callamard, Muhammed bin Selman’ın mal varlıklarına ve uluslararası bağlantılarına yönelik yaptırım getirilmesi çağrısını da yineledi.
Callamard Cenevre’de düzenlediği basın toplantısında ABD’nin Kaşıkçı raporunun içeriğinin çok kısıtlı olmasının hayalkırıklığına neden olduğunu söyledi ve ‘‘daha fazla delilin açıklanmasını isterdik’’ dedi.
‘‘Rapor sağlam delillere dayanmıyor’’
Suudi Arabistan’ın Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi, Abdullah el Muallimi ise ABD tarafından geçen hafta yayınlanan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili raporun sağlam delillere dayanmadığını savundu.
Yazdığı Twitter mesajında raporun yalnızca varsayımlara dayandığını belirten Muallimi, suçlamalara yöneltilen delillerin ‘‘makul şüphe’’ seviyesinin ilerisine geçmediğini kaydetti.
Veliaht Prens’in olayın ahlaki sorumluluğunu üstlenerek suçluları adaletin karşısına çıkarttığını belirten Suudi Arabistan’ın BM Büyükelçisi, bin Selman’ın istihbarat servislerinde reform sözü de verdiğini ve davanın böylece kapanmış olduğunu belirtti.
Suudi Veliaht Prens bin Selman, geçen yıl Kaşıkçı cinayetiyle ilgisi olduğunu yalanlamış, ancak cinayetin kendi iktidarı altında olduğu için sorumluluk sahibi olduğunu belirtmişti. ABD’de geçen yıl Kaşıkçı cinayeti nedeniyle sekiz kişi mahkeme tarafından cezalandırılmıştı.
ABD Ulusal İstihbarat Dairesi tarafından Cuma günü yayınlanan Kaşıkçı cinayeti raporunda, ABD istihbaratının Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle sonuçlanan operasyonun onayını Suudi Veliaht Prens bin Selman’ın verdiği görüşünde olduğu belirtilmişti.
Suudi yönetimiyse raporun bulgularını reddetmiş ve Kaşıkçı cinayetinin belirsiz bir grup tarafından yapılan korkunç bir suç olduğu şeklinde önceki açıklamalarını tekrarlamıştı.