Bünyesinde 100’e yakın sendika, meslek örgütü ve dernek bulunan Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun, 20 Haziran’da Diyarbakır ve Mardin’de meydana gelen yangınla ilgili detaylı raporunda acil destek çağrısına yer verildi. Platform üyeleri soruşturma süreci beklenmeden mağdurlara destek verilmesi önerisi yaptı.
Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu tarafından yangından sonra kurulan uzmanlar heyetinin, olay yerlerindeki incelemeleri tamamlandı. İncelemelerin ardından hazırlanan rapor basın toplantısıyla açıklandı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eş Başkanı Yıldız Ok Orak tarafından okunan raporda yangınların etkilediği alanların 20 bin dekarının ekili olduğu belirtildi. Yangının elektrik tellerinden yayılan kıvılcımdan kaynaklandığı ifade edilen raporda yer verilen bazı öneriler şöyle:
- “Yangından etkilenen bölge ivedilikle Afet Bölgesi ilan edilmeli.
- Yangınlara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebilmek için acil durum planlarının güncellenmesi ve düzenli tatbikatlar yapılması gerekmektedir.
- Havadan müdahale kapasitesinin arttırılması önemlidir.
- Elektrik altyapısının düzenli bakımı ve güncellenmesi, yangın risklerini azaltmak için hayati önem taşımaktadır.
- Yangından etkilenen bölge halkına ekonomik destek sağlanmalı ve psikolojik yardım hizmetleri sunulmalıdır.
- Çevre hakkı, temel haklar sisteminin bütünlüğü içinde değerlendirilmelidir. Ulusal ve uluslararası çevre hukuku ve politikaları; çevrenin dünyanın her yerinde ve her koşulda korunması anlayışına dayanmalıdır.
- Yangından etkilenen ekosistemin yeniden yapılandırılması ve ağaçlandırma çalışmalarının yapılması gerekmektedir.
-Hayvanların yangınlardan korunması için özel tedbirler alınmalı, yangın anında ve sonrasında hayvanların kurtarılması ve tedavi edilmesi için veteriner ekipleri hazır bulundurulmalıdır. “
Afet bölgesi ilan edilmezse ne olur?
15 kişinin öldüğü, bine yakın hayvanın telef olduğu, milyonlarca lira zararın oluştuğu yangınların ardından bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi çağrısı sıkça yapıldı. Ancak hükümetten çağrılara henüz bir olumlu yanıt gelmedi.
Bölgenin afet bölgesi ilan edilmemesinin sonucu ne olur? Bu soruya Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren yanıt verdi. Eren, afet bölgesi ilan edilmemesi halinde zararların karşılanmasının zaman alacağı uyarısında bulundu.
Zararların yargısal mekanizma dışında giderilmesi çağrısı yapan Eren,” Siz burayı afet bölgesi ilan etmezseniz, kusurlu ve sorumlu kurumların tespiti durumunda uzun yargılama süreçleriyle bu zararların giderilmesi süreci başlamış olur. Bu da vatandaşın daha fazla mağdur edilmesine sebebiyet verecek bir olgu. Nitekim Türkiye'deki yargılama süreçleri hepimizin malumu. Bu tür bir tazminat davasının bile 5-6 yıl sürdüğünü hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu anlamda sosyal yaşamlarını, ekonomik yaşamlarını devam ettirebilmek adına bir kez daha sözkonusu bölgede hukuksal yollara başvurmaksızın ki bunlar sonraki aşamalar olmalı, zararların bir an önce tespitiyle kamu tarafından giderilmek konusunda bir yöntemin belirlenmesi lazım” dedi.
En acil ihtiyaç tohum ve sulama sistemleri
Yangınlar tarlalar kadar zirai ekipmanlara da zarar verdi. Tarlaların sulanması için döşenen binlerce metre sulama borusu yangında zarar gördü. Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Abdulsamed Ucaman, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, çiftçilere acil olarak tohum dağıtılması ve sulama sistemlerinin yeniden kurulması gerektiğini söyledi.
Ayrıca köylülere hibe hayvan dağıtılmasını öneren Ucaman şunları söyledi: “Çiftçinin yeniden arazisini sürebilmesi için ve arazisinde yeniden ekim yapılabilmesi için ilkin ciddi bir şekilde tohum desteği verilmesi lazım.
Bizim yaptığımız araştırmalarda sulama sistemlerinin kahirinin yandığını gördük. Tüm sistemin yeniden aktif edilebilmesi lazım. Köylülere de hayvan desteği hibe şeklinde verilmesi gerekiyor. Geçenlerde köye gidip yaptığımız görüşmelerimizde, tüm ekonomik varlıklarını kaybettiklerini, üstüne ciddi bir yatırım olan sulama sistemlerinin de gittiğini ve köyden göç etme gibi bir riskin de oluştuğunu bize bildirdiler.”
Kadın örgütlerinden kadınlara psikolojik destek
Yangınlardan sonra kadınların durumunun fazla gündeme gelmediğini savunan kadın örgütleri de, kadınlar için harekete geçti.
VOA Türkçe’ye konuşan Rosa Kadın Derneği Başkanı Suzan İşbilen, ailelerin bir süre acılarını yaşamaları gerektiğine, bunun psikolojik açıdan önemli olduğuna dikkat çekti.
Kadın ve çocuklara psikolojik destek sağlamak amacıyla bir çalışma yürüttüklerini ifade eden İşbilen, “Sivil Toplum Kuruluşlarının içinde yer alan DERMES yani Psikologlar Derneği, Sosyal Hizmetler Derneği, Çocukca Derneği ve ROZA olarak biz, orada bir konteyner ya da bir çadırda hem kadınlara hem çocuklara psikolojik destek sağlama yönünde bir çalışmamız var. Henüz olay çok taze yani bu durumda o insanların acısını yaşaması da gerekiyor. Çünkü biz böyle bir toplumumuzda güçlüyüz, ağlamayalım, acımızı hissettirmeyelim diyoruz ama o acıyı yaşamak da psikolojik bir rahatlamanın bir boyutudur. İnsanlar, aileler bu acılarını da yaşasın. Ondan sonra böyle bir çalışma başlayacak. Hem ekonomik anlamda da ailelere bazı destekler de sunulacak. Bundan sonra da uzun sürede bu ailelerle dayanışma içinde olacağız, böyle bir planlamamız var” diye konuştu.
Soruşturmayı üç savcı yürütüyor
Öte yandan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma üç savcı tarafından yürütülüyor. Bilirkişi heyetinin hazırladığı ilk raporu yetersiz bulan savcılık yeni bir inceleme istedi. Yedi kişilik bilirkişi heyeti bugün köye giderek incelemelerine başladı.
Forum