Birleştirilmiş Gezi davasının üçüncü duruşmasında da, 1539 gündür tutuklu olan işadamı Osman Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı verildi.
Savcının da tutukluluğun devamını istediği duruşmada üç kişiden oluşan 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin daha önceki iki celsede de olduğu gibi tutukluluk yönündeki kararı oy çokluğuyla alındı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkındaki sözleri nedeniyle 22 Ekim’de ‘duruşmalara katılmayacağını açıklayan Osman Kavala duruşmada yer almadı.
Davanın dördüncü duruşması 21 Şubat’ta görülecek.
Türkiye 19 Ocak’a kadar Kavala hakkında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne savunma gönderecek
Mahkemenin vermiş olduğu bu karar sonrası gözler Türkiye’nin Avrupa Konseyi Bakanlar Konseyi’ne göndereceği savunmaya çevrildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 10 Aralık 2019 Kavala’nın tutukluluğunun hak ihlali olduğu yönüne karar vererek işadamının salıverilmesini istemiş ve 12 Mayıs 2020’de bu konuda kesinleşmiş kararı açıklamıştı.
Türkiye, AİHM’in kararına direnince 47 üyeli Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 2 Aralık 2021 tarihinde 35 üyenin oyuyla Türkiye hakkında ‘‘ihlal prosedürü’’ başlattı. Türkiye’nin 19 Ocak tarihine kadar bakanlar komitesine bu konudaki savunmasını göndermesi gerekiyor.
Koyuncu: ‘‘4,5 yıldır cezaevinde olması Kavala'nın casus olmadığının en önemli kanıtıdır’’
Duruşma sırasında konuşan Osman Kavala’nın avukatları İlkan Koyuncu ve Köksal Bayraktar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmadığına dikkat çekerek müvekkillerinin iddianamedeki suçlamaları çürüttüğünü ifade ettiler.
Avukatlardan İlkan Koyuncu, ‘‘Osman Kavala dışında bu davada yargılanan 51 kişi figürandır. Kavala'nın yargılanması için bu torbaya atılmış kişilerdir. Kavala tahliye olsa Meclis grup toplantıları kısalır. Osman Kavala benim şimdiye kadar tanıdığım hukuka en inanan insan. Bu saçma iddialara bile hukuk çerçevesinde yanıt vermeye çalışıyordu ama onu da hukuka küstürdünüz. Amerika'nın, Rusya'nın, Avrupa'nın arkasında durduğu kişiler değil 4,5 yıl 4,5 ay bile cezaevinde kalmadı. Osman Kavala'nın casus olmadığının en önemli kanıtıdır 4,5 yıldır cezaevinde olması’’ dedi.
Köksal Bayraktar: ‘‘Bu hukuksuzluğa son verin’’
Osman Kavala’nın diğer avukatı Profesör Köksal Bayraktar ise ilk iki duruşmada mahkemenin verdiği ara kararlarda Kavala’nın tutukluluğu ile ilgili daha önceki yargılamalarda ara kararlarının yazıldığını ve bu şablon kararların güvensizlik verdiğini dile getirdi.
Bayraktar, ‘‘Tahliye talebinin reddine ilişkin kararlarda gerekçe yok, sadece bazı kelimeler arka arkaya getirilmiştir. Üç yıldan beri AİHM kararından bahsediyoruz ama mahkeme bunun üzerinde durmuyor. Üç yıldan beri AİHM kararından bahsediyoruz ama mahkeme bunun üzerinde durmuyor. 1539 gündür tutukluluğun devam etmesi, AİHM'in tespit ettiği hukuksuzluğun devam etmesidir. Bu hukuksuzluğa bugün son verin, müvekkilimiz bugün özgürlüğüne kavuşsun’’ dedi.
Can Atalay: ‘‘Gezi’yi fon kullanmakla suçlamak kimsenin haddi değildir’’
Duruşmada ilk savunmayı ise avukat Can Atalay yaptı.
Atalay savunmasında ‘‘Barışçıl gösterilerle hükümeti protesto etmek, ‘hükümet istifa’ demek, kent hakkını savunmak, şiddetsiz eylem ya da sivil itaatsizlik gerçekten de ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs' suçunu oluşturur mu?’ Gezi direnişinin tek bir kör kuruş ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Gezi direnişinde sokaklarda anayasal demokratik haklarını kullanan milyonlarca insanı fon kullanımı ile suçlamak hiçbir kişinin ya da kurumun haddi değildir. Biz yahut tek bir Gezici bir tek kör kuruş ile dahi ilişkilendirilemezken bu iddianameyi yazan savcının meslek içi eğitim seminerleri Avrupa Birliği tarafından fonlanmaktadır. Biz kimsenin tebaası değiliz’’ dedi.
Yapıcı: ‘‘Osman Kavala'yı rehin olarak kullanıyorlar’’
Can Atalay gibi Gezi sürecinde Taksim Dayanışma üyesi olan Mücella Yapıcı da halkın doğasına çıkmak için Gezi parkı eylemlerinde yer aldığını söyledikten sonra yargı üzerinde güçlü bir siyasi baskı olduğunu söyleyerek mahkeme heyetine kolaylıklar diledi.
Yapıcı, savunmasında ‘‘Bir gece yarısı gelir parkı keser yaya yolunu açarız, dediler. İşte o zaman halk başlattı. Kalktık gittik kurum başkanlarıyla. Bakın ben ölüyordum. Benim her tarafım sarıldı, ağaca sarıldım diye. İnanılmaz bir gaz. Ondan dolayı KOAH hastasıyım. Gece bütün çadırları, içinde çocuklar varken çadırlar yakılmaya kalkıldı. Yapılan şey usulsüzlüğün de usulsüzlüğüydü. 45 kişi gözünü kaybetti, 8 çocuk öldü. Kediler, köpekler, kuşlar öldü. Bunlar bu halkın gözü önünde oldu. İşte orada ayağa kalkan halkın vicdanıydı. Türkiye'de hiçbir siyaset, kişilik, lider 80 ilde siyasi görüşü bu kadar farklı olan insanı bir araya getirip de bu kadar müthiş bir empati ve kardeşlik yaratamaz. Şimdi Osman Kavala'yı rehin olarak kullanıyorlar. Geziyi ciddi şekilde kriminalize etmeye çalışmaktadır birileri. Size demiyorum. Sizlere üzülüyorum, çünkü bize beraat veren hakim yok oluyor. Onun için size kolay gelsin’’ ifadelerini kullandı.