Normalleşme süreci kapsamında atılan yeni adımlara ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı son kararlara göre şehirlerarası seyahat kısıtlamaları kalkıyor, restoran ve kafeler açılıyor, ancak eğlence mekanları kapalı kalmaya devam ediyor. Sokağa çıkma kısıtlamaları ise bir süre daha uygulanmaya devam edecek.
Peki halk alınan yeni kararlar hakkında ne düşünüyor? VOA Türkçe, İstanbullular’a sordu.
Özel bir kurumda çalışan Uğur Yüksek, vaka sayılarının hala yüksek olduğu bir zamanda normalleşme kararının alınmasına şaşırdığını ifade etti.
Yüksek, “Ülkemizde iki vaka varken bir sürü önlem alındı. Bugün ise bin tane vaka varken neden her şey normalmiş gibi kararlar alınıyor. Madem öyle baştan beri maskemizi takıp dışarıya çıksaydık. Kobay gibi kullanıldığımızı düşünüyorum. Haftada bir gün market için dışarıya çıkan insandım ama şimdi biz de dışarıya çıkıyoruz çünkü herkes dışarıda. Anlamsız bir şeyler var. Biz vaka sayısında 100’ün altına düşmedikçe ve ölüm oranını sıfırlamadıkça bence bu salgın bitmemiştir. Çin vaka sayısını sıfırladı, çıktı. Biz ise 1100- 1200 vaka sayılarıyla dışarılarda dolaşıyoruz. İstanbul büyük bir metropol, 18 milyon insan var. Biz bu vaka sayılarını tekrar yukarı çıkartırsak ekonomik olarak da biteriz, ülke olarak da biteriz. Yazık olur hepimize” diye konuştu.
Süleyman Özcan ise çalışması gerektiği için normalleşmeye sıcak bakanlardan.
Özcan, “Normale dönülmesi gerekiyor çünkü biz dünyaya kapalı bir ekonomide yaşamıyoruz. Benim hastalık riskim var ama evime de ekmek götürmem gerekiyor. Hükümet bin lira yardımda bulundu ama benim evim bin lira ile dönmez, çalışmam gerekiyor. Tavsiyelere uyarsak sağlığımızı da koruruz, normalleşiriz de. Mesela etrafımdaki insanlar bana bir metreden daha fazla yaklaşıyor. Hükümet sosyal mesafe diye uyarıyor ama ben birisini uyarsam beni yanlış anlıyor. Biz uyarılara kulak asmazsak bunca aydır çektiğimiz sıkıntıların hiç bir anlamı olmaz” dedi.
Üniversite öğrencisi Zeynep Bilim, dünya geneline bakıldığında sağlık açısından en iyi çalışmalardan birinin Türkiye’de yapıldığını düşündüğünü ifade etti.
Bilim, “Vaka sayıları git gide düşüyor. Halkımızın da şu ana kadar tedbirli davrandığını düşünüyorum. Hatalarımız da oldu. Salgının ilk günlerinde marketler akın ettik, orada virüs hızlı bir şekilde yayıldı. Zaman ilerledikçe tecrübe edindik. Normalleşme zamanı havaların ısınmasıyla birlikte bir gevşeme olacağını düşünüyorum ama devlet gözetiminde daha güvenli bir şekilde sosyalleşebiliriz. Polis memurlarının daha sıkı denetimiyle bu süreci sorunsuz bir şekilde atlatabiliriz” dedi.
Turizm sektöründe çalışan Salih Kayasaroğlu ise pandemi sona ermeden normalleşmeye geçilmemesi gerektiğini düşünenlerden.
Kayasaroğlu, “Bu sadece bizim ülkemizde olan bir salgın değil. Dünya çapında olan bir durum. Diğer ülkelerde hastalığın seyrine göre normalleşmeye nasıl gidiliyorsa bizim ülkemizde de öyle bir yol izleniyor. Devletler karar alırken ekonomik boyutunu da düşünüyor ama ben karar verici olsam hastalık bitene kadar hayatın normal akışına geçmesine müsaade etmezdim” diye konuştu.
İstanbul’da taksicilik yapan Tansel Aydın, özellikle gençlerin maske takmamasından şikayet ediyor.
Aydın, “Bence halkımızda problem var. Kimse sorumluluğunu bilmiyor. Gençlere bakıyorum maske kullanmıyorlar. O zaman ne işe yaradı bunca sıkıntı çekmemiz. Bir vatandaş olarak özellikle İstanbul’da maske zorunluluğu getirilmeli, takmayana da ceza uygulansın” dedi.
Emekli Ramazan Kaynak, “Halk artık şişmeye başladı. Esnafın, memurun artık gücü kalmadı. O yüzden normalleşmeye geçilmeye mecbur kalındı” ifadelerini kullandı.
İşletme sahibi Barış Bilim, “Normalleşme kararının alınmasının çok da erken olduğunu düşünmüyorum. Bu süreçte Corona salgınının hükümetin aldığı önlemlerle kontrol altına alındığını düşünüyorum. Bu kararlar sonrası insan psikolojik olarak çok rahatlıyor. Kimimiz işe, kimimiz okula giden dışarıya alışkın insanlarız” dedi.