Hollanda’nın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na yönelik uçuş yasağı uygulaması ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın Hollanda’da Rotterdam Başkonsolosluk binasına az bir mesafe kala aracının durdurularak Almanya’ya gönderilmesi, Türkiye-Hollanda ilişkilerinin gerilmesine ve iki ülke arasında karşılıklı sert söylemlere yol açmıştı.
Peki Hollanda’yla yaşanan gerilim Türk-AB ilişkilerini nasıl etkiler? AB'nin önde gelen ülkelerinin Türk hükümet yetkililerine karşı sergiledikleri tutumun sebebi ne olabilir? Bu kriz kısa vadede nasıl atlatılabilir?
Bu konularda görüşlerine başvurduğumuz Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan, Amerika’nın Sesi televizyonuna değerlendirmelerde bulundu.
Avrupa Birliğine üye ülkelerle tek tek ilişkilerle, Avrupa Birliği ile olan ilişkileri tamamen aynı tutmamak gerektiğini söyleyerek söze başlayan Prof. Dr. İlter Turan, “AB’nin önde gelen iki ülkesi olan Almanya ve Hollanda ile ihtilafların yoğunlaşması zaten zorla ilerleyen AB ilişkilerimizi daha da zora sokmuştur” dedi.
Bundan sonra ilişkilerin düzene girmesi için tarafların büyük gayret göstermesi gerekli diyen Prof. Dr. Turan’a göre, ilişkilerin düzelmesi için Avrupa’da ve Türkiye’de ortamın değişmesi şart. Prof. Dr. Turan’a göre, Avrupa’da son zamanlarda ortaya çıkan Türk düşmanlığı ve Türkiye’de Avrupalıların niyetlerinin samimiyetsiz olduğuna dair fikirlerin belirmesi ilişkileri zora sokuyor.
“Avrupa’da seçimlerin geldiği ve yabancı düşmanlığının da seçim sonuçlarını belirlemekte önemli rol oynadığı bir dönemde, Türkiye’nin AB ile ilişkilerini ve AB üyesi ülkelerle ilişkilerini son derece güçleştirmiş ve gerilimli bir yola sokmuştur.”
Türk siyasi liderleri gerek seçim gerek referandum kampanyaları için heyetlerini Türk nüfusun yoğun yaşadığı Avrupa ülkelerine gönderdiler diyen Prof. Dr. İlter Turan, Türk siyasi liderlerinin bu ziyaretlere resmi sıfatlarıyla ve görevleriyle değil de siyasetçi kimlikleriyle gittiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Turan’a göre, Türkiye’deki siyasi çekişmelerin gittikleri ülkelere yansıması ve o ülkelerin asayişlerinin sıkıntıya girmesinden endişe edilmesi, Avrupa’da Türk siyasilerine karşı bir tutumun oluşmasına yol açmış olabilir. Bu durumlardan ötürü “Türk siyasilerinin kampanyalarına sınırlamalar getirilmesi çok da şaşılacak bir şey değil” diyen Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan, bunun demokrasi ile de belki doğrudan bağlantısının sınırlı olduğunu belirtti ve ekledi:
“Devletler Hukuku’na göre bir ülkenin vatandaşlarına tanıdığı özgürlükler o ülkenin vatandaşlarıyla sınırlıdır yani o ülkeye gelen yabancı uyruklu kişilerin, o özgürlüklerin tamamından yararlanmaları diye bir mecburiyet bulunmamaktadır.”
Avrupa’nın bazı endişeleri olmakla beraber Hollanda asayiş kuvvetlerinin davranışlarının hiç bir suretle kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Turan, diplomasinin temel hukuk düzeninin ihlal edildiğini, Türk maslahatgüzarının gözaltına alındığını ve Türkiye’ye ait bir aracın Hollanda’dan Almanya’ya götürüldüğünü belirterek bu davranışların son derece yanlış olduğunu ifade etti.
Yaşanan tüm bu olaylardan sonra ikili ilişkileri telafi etmenin çok da kolay olmayacağını belirten Prof. Dr. Turan, ilişkilerin düzelmesinin imkansız da olmadığına vurgu yaptı. İlişkilerin düzelmesinin karşılıklı çaba gerektirdiğine değinen Prof. Dr. Turan, “Türkiye’de referandumun tamamlanması, Hollanda’da seçimin bitmesi, Fransız ve Alman seçimlerinin sonuçlanması sonrasında Türkiye-Avrupa ilişkilerini yeniden rayına oturtacak gayret, ülke siyasilerinden gelecek mi bunu beklemek lazım” dedi.
Bu konuda bazı endişelerinin olduğunu söyleyen Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan, aşırı sağın yükselişinin devam etmesi halinde Avrupalı siyasiler, Türkiye’ye yakınlık göstermeye çekinecektir, çünkü Türkiye’ye gösterilecek yakınlık, kendilerinin oy kaybına se