LONDRA —
Uzmanlar, İslamcı militanların bu siyasi karışıklıktan yararlanmaya çalışabileceği uyarısında bulunuyor. Son haftalarda düzenlenen militan saldırılarında on asker öldürüldü.
Başkent Tunus yakınlarındaki Ettadamen adlı yoksul mahallede işsiz sayısı fazla, her şeye hızla zam geliyor. Bu mahalle daha çok iktidardaki İslamcı Ennahda Partisi’ni destekliyor. Muhalefete karşı güvensizlik var.
Abdülaziz Cibali, cep telefonu bayisinde çalışıyor: “Muhalefet yıllardır özgürlük ve demokrasi adına konuştu. Ama şimdi bakıyoruz kendi ilkelerini ve bize yıllarca anlattıkları değerleri çiğniyorlar. Sadece İslamcılar iktidara geldi diye meşruluğumuzu kaldırmaya çalışıyorlar.”
Siyasi çıkmazın ortasında Tunus parlamentosunun faaliyetleri, yeni anayasanın bitmesine birkaç hafta kala askıya alındı.
Parlamentoyu askıya alma kararı, bir gün önce onbinlerce kişinin sokaklara dökülüp Ennahda iktidarının görevden alınması çağrısı yaptığı gösterileri izliyor: “Tüm Tunus halkı Ennahda’nın icraatlarını protesto ediyor. Hükümet olarak rüşvet alıyorlar, siyasi suikastlar düzenliyorlar. Ennahda’nın bütün yaptıklarını protesto ediyoruz.”
Hükümet karşıtı birçok kişi, geçen ay önde gelen muhalefet üyelerinden Muhammet Brahimi’ye düzenlenen suikasttan iktidar partisi Ennahda’yı suçluyor. Ennahda suçlamayı reddediyor. Olayla ilgili olarak aşırı görüşlü bir İslamcı tutuklandı. Brahimi cinayeti, bu yıl düzenlenen ikinci siyasi suikast.
Tunus’un Cezayir sınırında son haftalarda İslamcı militanların saldırılarında artış oldu. Ennahda, şeriatçıların yol açtığına inanılan şiddet olaylarına karşı hiçbir şey yapmamakla suçlandı.
Londra’daki Chatham House adlı düşünce kuruluşundan Maha Azzam, eski diktatör aleyhinde de benzer iddialar bulunduğunu hatırlatıyor: “Bu çok eski bir iddia. Genelde İslamcılar’ı hedef alıyor ve güvenliği yalnızca kendilerinin sağlayacağını iddia eden askeri ve otoriter rejimler tarafından ortaya atılıyor.”
Azzam’a göre, Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’nin askeri darbeyle devrilmesi, Tunus’ta muhalefeti cesaretlendirdi: “Aslında bu şekilde toplumda daha büyük çatlaklar yaratılıyor. Aşırı görüşlülerin iddiaları da besleniyor. Bu şekilde aşırı görüşlüler, demokratik süreç tarafından engellendiklerine, demokrasinin vaatleri yerine getirmediğine inanıyor.”
Tunus Manuba Üniversitesi’nde İslamcı gruplar uzmanı Profesör Alaya Allani, bölgede şeriatçı terörün arttığına dikkati çekiyor: “Cezayir, Tunus sınırına 16 bin asker yığıyor. Cihatçıların toplumsal bir sorun olduğu ortada. Terör, yalnızca Tunus’un değil tüm Kuzey Afrika bölgesinin istikrar ve güvenliğini tehdit ediyor.”
İç siyaseti çıkmaza da girse Tunus, bir süre önce aralarındaki dağlık bölgede militanlarla mücadele etmek amacıyla Cezayir’le güvenlik işbirliğini arttıracak bir anlaşma imzaladı.
Başkent Tunus yakınlarındaki Ettadamen adlı yoksul mahallede işsiz sayısı fazla, her şeye hızla zam geliyor. Bu mahalle daha çok iktidardaki İslamcı Ennahda Partisi’ni destekliyor. Muhalefete karşı güvensizlik var.
Abdülaziz Cibali, cep telefonu bayisinde çalışıyor: “Muhalefet yıllardır özgürlük ve demokrasi adına konuştu. Ama şimdi bakıyoruz kendi ilkelerini ve bize yıllarca anlattıkları değerleri çiğniyorlar. Sadece İslamcılar iktidara geldi diye meşruluğumuzu kaldırmaya çalışıyorlar.”
Siyasi çıkmazın ortasında Tunus parlamentosunun faaliyetleri, yeni anayasanın bitmesine birkaç hafta kala askıya alındı.
Parlamentoyu askıya alma kararı, bir gün önce onbinlerce kişinin sokaklara dökülüp Ennahda iktidarının görevden alınması çağrısı yaptığı gösterileri izliyor: “Tüm Tunus halkı Ennahda’nın icraatlarını protesto ediyor. Hükümet olarak rüşvet alıyorlar, siyasi suikastlar düzenliyorlar. Ennahda’nın bütün yaptıklarını protesto ediyoruz.”
Hükümet karşıtı birçok kişi, geçen ay önde gelen muhalefet üyelerinden Muhammet Brahimi’ye düzenlenen suikasttan iktidar partisi Ennahda’yı suçluyor. Ennahda suçlamayı reddediyor. Olayla ilgili olarak aşırı görüşlü bir İslamcı tutuklandı. Brahimi cinayeti, bu yıl düzenlenen ikinci siyasi suikast.
Tunus’un Cezayir sınırında son haftalarda İslamcı militanların saldırılarında artış oldu. Ennahda, şeriatçıların yol açtığına inanılan şiddet olaylarına karşı hiçbir şey yapmamakla suçlandı.
Londra’daki Chatham House adlı düşünce kuruluşundan Maha Azzam, eski diktatör aleyhinde de benzer iddialar bulunduğunu hatırlatıyor: “Bu çok eski bir iddia. Genelde İslamcılar’ı hedef alıyor ve güvenliği yalnızca kendilerinin sağlayacağını iddia eden askeri ve otoriter rejimler tarafından ortaya atılıyor.”
Azzam’a göre, Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’nin askeri darbeyle devrilmesi, Tunus’ta muhalefeti cesaretlendirdi: “Aslında bu şekilde toplumda daha büyük çatlaklar yaratılıyor. Aşırı görüşlülerin iddiaları da besleniyor. Bu şekilde aşırı görüşlüler, demokratik süreç tarafından engellendiklerine, demokrasinin vaatleri yerine getirmediğine inanıyor.”
Tunus Manuba Üniversitesi’nde İslamcı gruplar uzmanı Profesör Alaya Allani, bölgede şeriatçı terörün arttığına dikkati çekiyor: “Cezayir, Tunus sınırına 16 bin asker yığıyor. Cihatçıların toplumsal bir sorun olduğu ortada. Terör, yalnızca Tunus’un değil tüm Kuzey Afrika bölgesinin istikrar ve güvenliğini tehdit ediyor.”
İç siyaseti çıkmaza da girse Tunus, bir süre önce aralarındaki dağlık bölgede militanlarla mücadele etmek amacıyla Cezayir’le güvenlik işbirliğini arttıracak bir anlaşma imzaladı.
