Erişilebilirlik

'Suriyeli Sığınmacılar Öfke ve Umutsuzluk İçinde'


'Suriyeli Sığınmacılar Öfke ve Umutsuzluk İçinde'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:47 0:00
Amerika’nın Sesi Kudüs muhabiri Scott Bobb, Suriye’de iç savaşın başlamasından bu yana önemli bir zamanını, komşu Türkiye, Lübnan, Ürdün ve Irak gibi ülkelerin sınır bölgelerinde, mülteci kamplarında geçirdi, bu kişilerin acılarına ortak oldu, evlerinden ayrı geçirdikleri iki buçuk yılda hayatlarından kesitler gönderdi. Bobb aynı zamanda bu sınır bölgelerinde yaşayan yerel halkla da görüştü, onların doğrudan maruz kaldıkları mülteci sorunuyla gündelik yaşamlarında nasıl başa çıktıklarını inceledi.

VOA: "Amerika'nın Sesi Kudüs muhabiri Scott Bobb, teşekkürler stüdyomuza geldiğiniz için. Birleşmiş Milletler'in son raporuna göre Suriye'yi terk eden mültecilerin sayısı 2 milyona ulaştı. Savaş 2 buçuk yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Bu durum sığınmacıların yaşamını nasıl etkiliyor? Eve dönme isteklerini kaybettikleri oluyor mu?

SCOTT BOBB: "Çoğu dönmek istiyor. Ama konuştuğum birçoğu, güvenlik koşullarından dolayı geri dönemediklerini söylüyor. Ayrıca ekonomileri bozuldu, işlerini kaybettiler. Yiyecek, yakacak bulamıyorlar. Çatışmalar bitinceye, en azından ciddi biçimde azalıncaya kadar kamplarda kalmayı planlıyorlar. Çok büyük acı çektiklerini söyleyebilirim. Kamplara her geri dönüşünüzde daha fazla insan görüyorsunuz. Aynı kampta daha çok insan yaşıyor. Hikayeleri içler acısı."

VOA: "Mültecilerin kaldığı bütün ülkeleri gezdiniz. Hangi ülkede durumun daha kötü olduğunu söylemek mümkün?"

BOBB: "Bence en büyük sorun yaşayan Lübnan ve Ürdün. Bunlar zengin ülkeler değil. Lübnan'da şu anda bir devlet bile yok. Sığınmacılara ancak insani yardım örgütleri gelip, gıda yardımı yapıyor. Lübnan daha ilk kez geçenlerde bir mülteci kampı kurdu. Şimdiye kadar kamp kurulmasına izin vermiyordu. Türkiye şu ana kadar en iyi muameleyi gösterdi. Daha zengin bir ülke. Örgütlenme çok kuvvetli. Yerel belediyeler devreye girip kamptakilerin eğitim ihtiyaçlarını giderdi. Türkiye'deki kamplar daha temiz ve daha donanımlı. Elbette mültecilerin yaşadığı gerginlik ve sorunlar mevcut. Ama mesela Irak gibi mezhep gerginliği yaşanan ülkelerde bu gerginlik kampların içinde de hissediliyor. Mültecilerin durumu giderek kötüleşiyor ve bu da çok kişiyi endişelendiriyor."

VOA: "Suriye krizinin kısa bir süre sonra bitmesini bekliyorlar mı?"

BOBB: "Çok kişi bu savaşın neden bu kadar uzadığını merak ediyor. Başlangıçta çatışmaların diğer ülkelerdeki gibi bir yıl içinde bitmesi bekleniyordu. Bundan dolayı da öfke büyük. Bu öfke zaman zaman uluslararası topluma, özellikle de Amerika'ya yansıtılıyor. Bu ülkelere bir şey yapmadıkları için kızıyorlar. Bunun en büyük nedeni yaşadıkları acılar ve umutsuzluk. Şu anda sığınmacıların çok umutlu olduğunu söyleyemem."

VOA: "Mültecilerin yoğun yaşadıkları bu bölgelerde yerel halk sığınmacılara tepkili mi, onlara nasıl davranıyorlar?

BOBB: "Genel olarak, inanılmaz derecede konuksever ve insancıllar. Bu insanlara kucak açtılar, onlara kalacak yer buldular. Yemek verdiler. Bunları devletten yardım almadan yaptılar. Camiler sayısız insana kapılarını açtı. Hatay ya da Irak gibi mezhep gerginliğinin yaşandığı bazı bölgelerde, bu gerginliğin kimi zaman tırmandığı görülüyor. Ancak genel anlamda mültecilere yönelik müthiş bir sempati var. Yerel bazda gerginlikler yaşanabiliyor, çünkü mülteciler Lübnanlılar’dan ya da Türkler'den daha düşük ücretlere çalışıyorlar. Artan talepleri belediyeler üzerinde bir yük oluşturuyor. Çok sağlıklı bir durum yaşanmadığını söylesem de, genel anlamda mültecilere destek çok etkileyici."

VOA: "Türkiye'deki bazı sınır bölgelerinde yerel halkın sınırın ötesinde akrabaları var. Aynı mezhep ya da etnik gruba bağlılar. Bu insanlar bir anda kendi topraklarında yüzbinlerce mülteciyi görüp, demografik dengelerin değiştiğine tanık olduklarında neler hissediyorlar?"

BOBB: "Antakya'da, Aleviler'in yoğun yaşadığı bölgelerde halkla konuştum. Kendi aralarında bu kadar çok mülteci görmekten dolayı rahatsızlık duyuyorlardı ve bu mültecilerin bölgeden uzaklaştırılması talebinde bulundular. Ancak Sünniler'in yoğun yaşadığı bölgelerde bir sorun olmadığını, mültecilerin durumunu anladıklarını söylediler. Türk hükümeti, bu kaygılara kulak verdi ve yeni kampları sınır bölgelerinden daha uzakta kurmaya başladı. Bunun birçok nedeni var, ama bir nedeni de bu."

VOA: "El Nusra gibi el Kaide bağlantılı örgütlerin bölgedeki varlıkları konusunda neler gördünüz?"

BOBB: "Türkiye'de Suriye'deki çatışmalarla bağlantısı olduğu düşünülen terör eylemleri yaşandı. Bunlar aşırı dinciler mi, yoksa Türk hükümetinin Suriye politikasından rahatsız olan Esat rejiminin destekçileri mi, bilinmez. Özellikle cihatçıların Suriye'ye aktığı bir ortamda bu kaygılar her yerde var. Çeçenistan'dan, Pakistan'dan hatta Amerika ve İngiltere'den bile gelenler var. Bu da doğal olarak bazı sorunlara yol açıyor. Ürdün gibi ılımlı ya da ılımlı muhafazakar Arap devletleri bu radikal gruplardan büyük kaygı duyuyor."

VOA: "Bu milisler sokaklarda silahlarıyla mı dolaşıyor?"

BOBB: "Hiçbir ülkenin Suriye sınırındaki bölgelerinde silahlı milis görmedim. Ama Suriye'de sık sık görüyorsunuz. Yabancı, özellikle de Batılı gazeteciler arasında dikkat çekmemeye çalışıyorlar. Ama yerel halk bize orada olduklarını söylüyor. Ne kadar yoğunlar? Savaştan mola vermek için komşu ülkeye giriş yapıyorlar mı? Bu ülkelerde kargaşa yaratmak istemezler, sonuçta bu ülkelere ihtiyaçları var. Ama asıl kaygıları, Suriye krizi sona erdikten sonra ülkede kaldıklarında ne olacağı."

VOA: "Obama yönetimi Suriye krizi uzadıkça bu krizin Lübnan, Ürdün ve Türkiye gibi bölge ülkelerine sıçrayabileceği uyarısında bulundu. Bu mümkün mü?"

BOBB: "Bu başladı bile. Lübnan'ın kuzeyinde Trablus'ta, Şiiler'in yaşadığı Beyrut'un güneyinde çatışmalara tanık olduk. Irak'ta Kürt, Şii, Sünni gerginliği yaşanıyor. Ürdün'de çok az var, o kadar göze çarpmıyor. Türkiye'de bazı huzursuzluklar oldu. Suriye krizi çoktan sınırlarını aşmış durumda. Nüfusu Sünni olan devletler isyancılara destek verirken, Şii nüfuslu İran gibi devletler ya da Hizbullah gibi örgütler Esat rejimine destek veriyor. Bu bölünme tüm bölgeye yayılmış durumda."

VOA: "Lübnan gibi devletin zayıf olduğu ülkelerde bu olaylar kontrol edilemiyor. Ama buTürkiye'nin sınır bölgelerinde istikrarı etkiliyor mu?

BOBB: "Evet istikrarı etkiliyor. Türkiye'nin sınırlarını aşan çatışmalara rastlıyoruz. Ama yerel halk birlik içinde. Bunların yaşanmasını istemiyor. Tüm tarafların liderleri itidal sağlamaya ve gerginliği azaltmaya çalışıyor. Ama bu kadar yakında çatışmalar yaşayınca bunun sınırların öte tarafındaki insanları da etkilemesi kaçınılmaz oluyor."
XS
SM
MD
LG