Irak’ta IŞİD’in varlığıyla ilgili yeni bir anket, çarpıcı verileri göz önüne serdi. Washington’da Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde açıklanan anket Sünniler’in IŞİD’le yaşadığı balayından, Anbar’da kötüleşen duruma ve Kürtler’in bağımsızlık referandumuna kadar merak edilen birçok konuyu kapsıyor.
Washington’daki düşünce kuruluşu Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde Irak’la ilgili önemli bir kamuoyu yoklaması açıklandı.
Iiacss Yönetim Kurulu Başkanı Munqith Dagher, “Kamuoyu yoklamaları DAEŞ dediğimiz canavarın doğduğu ortamın ne kadar sağlıksız olduğunu anlamamıza yarıyor” dedi.
Irak’taki araştırma şirketi Kamu Yönetimi ve Sivil Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nden Munqith Dagher’in verileri, görüştüğü 30 IŞİD militanı ve son 10 yılda özellikle Sünniler’le yapılan yüzbinlerce görüşmeye dayanıyor.
Dagher’ın anketine göre IŞİD’in Haziran 2014’te Musul’u işgali, Sünniler’in Irak algısında kırılma yaratan en önemli etken.
Dagher, “Sünniler’in kendilerini Iraklı olarak görüp görmediğiyle ilgili oranın bu şekilde düşmesi şaşırtıcı bir değişim. 2008’de bu oran yüzde 80’ken, 2010’de yüzde 60’a düşüyor. 2014’te geldiğimizde ‘Her şeyden önce Iraklı’yım’ diyen Sünniler’in oranı sadece yüzde 40” dedi.
2011’de Amerika’nın Irak’tan çekilmesi sonrası başlayan mezhep çatışmalarından IŞİD’in Musul’u işgaline kadar olan dönemde kendini güvende hissetmeyen Sünniler’in oranında ciddi bir artış vardı.
IŞİD’in Musul işgalinden iki hafta önce bu oran yüzde 77’ye ulaşmıştı. İşgalden bir hafta sonra yapılan kamuoyu yoklamasının sonucuysa sürpriz oldu. Zira kendini güvende hisseden Sünniler’in oranı bir anda yüzde 82’ye ulaştı.
Dagher, “Bu dönemde DAEŞ insanları aldatmaya odaklanmıştı. Bu balayı döneminde ana mesajları ‘Musul’la sınırlı kalmayacağız. Sırada Bağdat var. Sonra da tüm dünyayı fethedeceğiz’ şeklindeydi” dedi.
Ancak Musul’da IŞİD’in balayı dönemi uzun sürmedi. Örgütün vahşeti ortaya çıktıkça Sünniler’in desteği de azaldı.
“IŞİD görüşlerinizi ve çıkarlarınızı temsil ediyor mu?” sorusuna evet diyenlerin oranı Aralık 2015’te yüzde 39’ken bu rakam Haziran 2016’da yüzde 15’e düştü.
Dagher, “İnsanlar kendilerini şimdi daha güvende hissediyor, DAEŞ’in yeniden güçlenmesini istemiyor. Anket yaptığım gruplara bakınca bu görüşün geniş biçimde paylaşıldığını görüyorum” ifadelerini kullandı.
Dagher’in yorumunu, anketler de yansıtıyor. “IŞİD ya da benzer bir örgütün şehrinizde yeniden ortaya çıkmasından endişeli misiniz?” sorusuna Sünniler’in yüzde 73’ü “hayır” yanıtı veriyor.
Anketin çarpıcı bir sonucu da katılımcıların Musul’da yaşananları dış güçlere bağlamaması. İşgalden hemen sonra 200 Musullu’yla yapılan telefon anketine göre katılımcıların yüzde 80’den fazlası Musul işgalini ordu ve polisin hatalı eylemlerine, siyasi partilerin komplolarına, Bağdat hükümetinin yanlış yönetimine ve Sünniler’e karşı izlediği mezhepçiliğe bağlıyor.
Ankette, IŞİD’in ülkede hala elinde tuttuğu son toprak olan Anbar vilayetiyle ilgili bir uyarı da yer aldı.
Anbar’da yaşayanların Irak merkezi hükümetine güveninin yüzde 41 olduğuna dikkat çekilirken, IŞİD’in uyuyan hücreleriyle ilgili endişenin Ekim 2017’de yüzde 71’e ulaştığı alarmı veriliyor.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül’de düzenlediği bağımsızlık referandumu da anketin son bölümünde kendine yer buluyor.
Dagher,“Birçokları Kürdistan’ı demokrasinin gerçek bir üssü olarak görüyor ama anket rakamları Kürdistan’da derin bir kriz olduğunu gösteriyor” diyor.
19-22 Ekim tarihleri arasında Erbil, Kerkük ve Süleymaniye’den 260 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelere göre referandumun hayatlarını kötüleştirdiğini söyleyen Kürtler’in oranı yüzde 61.
Katılımcıların sadece yüzde 28’i tam bağımsızlığa destek verirken Irak’ın bir parçası olarak kalmak isteyen Kürtler’in oranı Süleymaniye’de yüzde 90, Kerkük’te yüzde 72, Erbil’de yüzde 33 olarak belirlendi.