Amerika’da şirketler, örgütler ve diğer kuruluşlar Kongre’yle ve hükümetin yürütme organıyla iletişime geçerek kamu politikalarının oluşturulması aşamasında alınacak kararları etkilemeye çalışır. Lobicilik adı verilen bu faaliyetler bazen kamu yararı pahasına bazı özel çıkar gruplarını gözettiği için eleştiri alır. Ancak Amerika’da anayasanın koruması altında olan lobicilik faaliyetleri, kamu yararına alınan kararların önemli bir parçası haline gelmiş durumda.
Amerika’da yasalar halkın gözü önünde gerçekleşen bir süreç içinde oluşturuluyor. Kongre’ye sunulan yasa tasarıları görüşülüyor ve oya sunuluyor. Amerikan Hükümeti’nin yürütme organı da bu yasaları ve yasaların öngördüğü kısıtlamaları kendisine bağlı çok sayıda bakanlık ve daire aracılığıyla uyguluyor.
Bu yasa ve kısıtlamalardan etkilenecek kişi ya da şirketler, lobi yaparak yasaların oluşturulma ve uygulanma aşamalarını etkilemeye çalışıyor. Amerika’da lobicilik yalnızca Washington’da değil bütün eyaletlerde yapılıyor.
Amerikan Anayasası, lobiciliği hükümetin karar alma sürecinin bir parçası haline getiren hükümler içeriyor. Georgetown Üniversitesi kamu politikası uzmanı Profesör Mark Rom’a göre, bu hükümler, en temel anayasal ilkeler arasında:
"Bir araya gelip toplanma, hükümet aleyhine dava açma, ifade özgürlüğü ve hür basın, anayasa tarafından garanti altına alınmıştır. Halkın hükümetin politikalarını değiştirmek ya da hükümeti etkilemek istemesi Anayasa tarafından koruma altına alınmış bir haktır.”
Bu haklar sayesinde Amerikan vatandaşlarının Kongre önünde protesto gösterileri düzenlemesi, kendilerini temsil eden milletvekili ve senatörlerle telefon, mektup ya da elektronik posta aracılığıyla iletişim kurması ve yasa tasarılar hakkında görüş bildirmesi çok sık rastlanan bir durum.
Washington’daki lobicilik faaliyetlerinin büyük bölümü üçüncü şahıs ya da kurumlarca yürütülür. Washington Examiner gazetesinden Tim Carney, bunu şöyle açıklıyor:
"Şirketler ya da çıkar çevreleri, örneğin silah taşıma hakkını savunan bir örgüt, kendileri adına Kongre’de lobi yapması için bir danışmanla anlaşır. Bu danışmanlara lobici adını veriyoruz. Lobiciler Kongre’nin nasıl işlediğini, bazı kural ve gelenekleri başkalarından çok daha iyi bilir. Temsil ettiği şirketin çıkarları doğrultusunda hareket edecek olan siyasetçileri ya da önemli kişileri yakından tanır. Bu nedenle günümüzde artık lobicilik, büyük şirketlerin derdini Kongre’ye anlatmak için kendi bünyelerinde görev yapacak lobicileri işe almasıyla başlıyor."
Lobicilik, Washington’un en önde gelen sektörlerinden biri. 2009 yılında Kongre’yi ve hükümetin yürütme kanadını etkilemek için lobicilik faaliyetlerine 3 buçuk milyar dolar harcandığı tahmin ediliyor. Lobiciliğin büyük bölümünü yasama organını etkilemede uzman olan avukatlık firmaları yürütüyor. Bu firmalardan biri olan Patton Boggs’tan Nicholas Allard, avukatların lobiciliğin önemli bir parçası olduğunu söylüyor:
"Biz avukatlar olarak şu sorunun yanıtını arıyoruz, ‘yasa nasıl olmalı?’ ‘adil bir şekilde nasıl uygulanmalı?’ Bu soruların yanıtlarını aradığımız için lobicilik faaliyetlerinin içinde biz avukatlar da yer alıyoruz. Çıkarılan asaların kasıtsız, beklenmedik sonuçları ortaya çıkabilir. Eğer yasalar doğru yazılmazsa ya da adil biçimde uygulanmazsa ortaya kötü sonuçlar, dolayısıyla kötü politikalar çıkabilir.”
Lobi şirketlerinin yasa ve politikaların müşterilerinin çıkarını koruyacak biçimde şekillendirilmesini sağlamada büyük başarılar elde ettiği bir gerçek. Politico gazetesinden Ken Vogel, lobicilerin etkisinin çok büyük olduğunu, bazen siyasetçilerin lobicilerin önerileri doğrultusunda ilerlediğini söylüyor:
"Bazı durumlarda lobi şirketleri o kadar başarılı ki bu şirketler Kongre’deki milletvekilleri için yasa tasarıları hazırlıyor, ya da önerilerde bulunuyor. Milletvekilleri de bir kelimesine bile dokunmadan bu tasarıları Kongre’ye sunuyor.”
Washington’daki lobicilik faaliyetleri yalnızca Amerikalılarla sınırlı kalmıyor. Amerikan yasalarını etkilemeye çalışan uluslararası şirketler ve yabancı hükümetler de lobi şirketleriyle çalışıyor.
Ancak lobicilikte de sınırlar var. Lobicilik, federal yasalar ve etik kısıtlamaların denetimi altında yürütülüyor. Her zaman kusursuz olmasa da kontrol mekanizması iyi işliyor.
2009 yılında Kongre’yi ve hükümeti etkilemek için lobicilik faaliyetlerine 3 buçuk milyar dolar harcandığı tahmin ediliyor
VOA'YA ENGELSİZ ERİŞİM YOLLARI
EN SON HABERLER
VOA TÜRKÇE'DE İLK 5
1