İSTANBUL —
30 Mart yerel seçimlerine giderken iç ve dış sorunlarla uğraşan hükümete bir darbe de KCK’dan geldi. 3-10 Mart tarihlerinde toplanan KCK Yürütme Konseyi’nin ardından yayınlanan deklarasyonda “AKP Hükümeti Önder Apo ve Hareketimizin çağrılarına ve halkın beklentilerine sonbaharın sonuna kadar karşılık verip adım atmayınca, Önder Apo'nun ve Kürt Özgürlük Hareketi'nin attığı adımların ve yaptığı çağrıların muhatabı olmaktan çıkmıştır” deniyor.
KCK deklarasyonunda, Öcalan’ın Nevruz’da yaptığı konuşmanın ardından PKK’nın militanlarını Türkiye’den çıkarmasına ve toplumun %80’inin Kürt Sorunu’nun çözümüne destek vermesine rağmen hükümetin çözüm için adım atmadığı savunuldu.
KCK: ‘AKP, süreci kendi hegemonyasını güçlendirmek için kullanıyor’
KCK Yürütme Kurulu, “AKP, çatışmasızlığın sürmesini ve bu ortamda seçimlere ulaşmayı kendi açısından yeterli görmüştür. Bu açıdan bu büyük fırsatı seçimlere kadar oyalayıcı paketlerle geçiştirme dışında bir şey yapmamıştır. Hareketimiz bir deklarasyon yayınlayarak ciddi uyarmasına rağmen, AKP Hükümeti bu uyarıyı dikkate almamıştır. Türkiye halklarının yüzde 80’lere varan demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümünü isteyen beklentilerinin tersine hareket ederek Kürt Halk Önderi’nin başlattığı süreci boşa çıkarmıştır. Kürt Halk Önderi ve Özgürlük Hareketi'nin verdiği fırsatı demokratikleşme doğrultusunda değil, kendi hegemonyasını güçlendirmek için kullanmıştır “ dedi.
KCK: ‘Dış güçler yeni bir iktidar bloğunu hükümet yapmaya çalışıyor’
KCK’ya göre, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt Sorunu’nun çözümü için adım atamayan AKP hükümeti hem egemen iç ve dış güçlerin hem de Türkiye halklarının ihtiyaçlarına cevap vermez duruma geldi. Kandil, hükümetin siyasal zeminde işlevini kaybederken dış güçlerin yeni bir iktidar bloğunu Türkiye’de hükümet yapmak için çalışmalara başladığını iddia etti:
“Ancak AKP iç ve dış siyasal zeminini ve toplumsal desteğini kaybederken, dış güçler ve onların Türkiye'deki uzantıları yeni bir iktidar bloğu oluşturup kendi hegemonyalarını sağlama konusunda zorlanmaktadır. Çünkü halklar Ortadoğu genelinde olduğu gibi eski hegemonik baskıcı güçleri etkisizleştirirken, yeni bir hegemonik baskıcı gücün iktidar olmasını istememektedir.”
Peki, KCK’nın bu açıklamaları nasıl okunmalı? KCK, hükümetle köprüleri mi atıyor? Ve daha da önemlisi KCK Yürütme Kurulu, örgütün tartışmasız başkanı olan Abdullah Öcalan’dan farklı mı düşünüyor?
Gazeteci Aktan: ‘KCK’nın deklarasyonu silahlı mücadele anlamına gelmez’
Kürt siyasal hareketlerine çok yakından takip eden gazeteci İrfan Aktan’a göre, KCK’nın açıkamaları ne köprüleri atmak anlamına geliyor ne de Öcalan’la mesafe açılıyor:
“Bu köprüleri atmak değil. KCK’nin eleştirileri yeni değil. Cemil Bayık daha önce Ayşegül Doğan’a mülakat vermiş ve ‘Süreç ilerlemiyor, AKP yükümlülüğünü yerine getirmiyor demişti. Erdoğan’ın artık giderek otoriterleşen bu tavrının Türkiye’nin batısında yarattığı reaksiyonun Kürt Sorunu’nun çözümünü engelleme ihtimali taşıyor. Erdoğan’ın hegemonik düzen kurmak istediği ortaya çıkmış durumda. Erdoğan güçlendikçe sorun büyüyor. Başkanlıktan söz ediyor bütün gücün Ankara’da başbakanlıkta toplanmasından söz ediyor. Kürt hareketi ise adem-i merkeziyetçi olunmasını istiyor.”
İrfan Aktan, “KCK iki şey yapmak istiyor. Kendi taraftarlarını (BDP-HDP tabanını) sıklaştırmak istiyor. ‘Erdoğan’a güvenmeyin’ diyor. AKP’ye ise alenen şunu söylüyor. ‘Biz yolumuza devam etmeyi sürdüreceğiz. Devletle müzakereye devam edeceğiz’ diyor. KCK açıklaması asla yeniden silahlı mücadele anlamına gelmiyor. Çünkü son bir yılda Kürt halk hareketi hem ulusla hem uluslararası meşruiyet kazandı ve bunun faydalarını gördü. Bir askeri harekat olmadıkça KCK silahlı mücadeleye dönmez” diyor.
Aktan: ‘KCK süreci AKP’ye hapsetmek istemiyor CHP’ye de mesaj veriyor’
Aktan’a göre, KCK müzakere sürecini Başbakan Erdoğan ve AKP hükümetine hapsetmek istemiyor:
“Kürt hareketinin masada görmek istediği aktör, AKP değil devlet. KCK, ulusal ve uluslararası meşruiyet kaybı yaşayan AKP’nin mevcut haliyle devam edeceğini görüyor. İktidarın gidici olması hesap edilerek süreci AKP’ye hapsetmek istemiyor ve CHP’ye de mesaj gönderiyor.”
Öcalan’la KCK arasında ciddi bir bakış farklılığı olmadığını savunan Aktan, “KCK, tartışmasız bir şekilde lideri Öcalan’ın otoritesi altında. Ne Öcalan KCK’ye, ne KCK Öcalan’a karşı pozisyon belirler” diyor.
KCK deklarasyonunda, Öcalan’ın Nevruz’da yaptığı konuşmanın ardından PKK’nın militanlarını Türkiye’den çıkarmasına ve toplumun %80’inin Kürt Sorunu’nun çözümüne destek vermesine rağmen hükümetin çözüm için adım atmadığı savunuldu.
KCK: ‘AKP, süreci kendi hegemonyasını güçlendirmek için kullanıyor’
KCK Yürütme Kurulu, “AKP, çatışmasızlığın sürmesini ve bu ortamda seçimlere ulaşmayı kendi açısından yeterli görmüştür. Bu açıdan bu büyük fırsatı seçimlere kadar oyalayıcı paketlerle geçiştirme dışında bir şey yapmamıştır. Hareketimiz bir deklarasyon yayınlayarak ciddi uyarmasına rağmen, AKP Hükümeti bu uyarıyı dikkate almamıştır. Türkiye halklarının yüzde 80’lere varan demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümünü isteyen beklentilerinin tersine hareket ederek Kürt Halk Önderi’nin başlattığı süreci boşa çıkarmıştır. Kürt Halk Önderi ve Özgürlük Hareketi'nin verdiği fırsatı demokratikleşme doğrultusunda değil, kendi hegemonyasını güçlendirmek için kullanmıştır “ dedi.
KCK: ‘Dış güçler yeni bir iktidar bloğunu hükümet yapmaya çalışıyor’
KCK’ya göre, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt Sorunu’nun çözümü için adım atamayan AKP hükümeti hem egemen iç ve dış güçlerin hem de Türkiye halklarının ihtiyaçlarına cevap vermez duruma geldi. Kandil, hükümetin siyasal zeminde işlevini kaybederken dış güçlerin yeni bir iktidar bloğunu Türkiye’de hükümet yapmak için çalışmalara başladığını iddia etti:
“Ancak AKP iç ve dış siyasal zeminini ve toplumsal desteğini kaybederken, dış güçler ve onların Türkiye'deki uzantıları yeni bir iktidar bloğu oluşturup kendi hegemonyalarını sağlama konusunda zorlanmaktadır. Çünkü halklar Ortadoğu genelinde olduğu gibi eski hegemonik baskıcı güçleri etkisizleştirirken, yeni bir hegemonik baskıcı gücün iktidar olmasını istememektedir.”
Peki, KCK’nın bu açıklamaları nasıl okunmalı? KCK, hükümetle köprüleri mi atıyor? Ve daha da önemlisi KCK Yürütme Kurulu, örgütün tartışmasız başkanı olan Abdullah Öcalan’dan farklı mı düşünüyor?
Gazeteci Aktan: ‘KCK’nın deklarasyonu silahlı mücadele anlamına gelmez’
Kürt siyasal hareketlerine çok yakından takip eden gazeteci İrfan Aktan’a göre, KCK’nın açıkamaları ne köprüleri atmak anlamına geliyor ne de Öcalan’la mesafe açılıyor:
“Bu köprüleri atmak değil. KCK’nin eleştirileri yeni değil. Cemil Bayık daha önce Ayşegül Doğan’a mülakat vermiş ve ‘Süreç ilerlemiyor, AKP yükümlülüğünü yerine getirmiyor demişti. Erdoğan’ın artık giderek otoriterleşen bu tavrının Türkiye’nin batısında yarattığı reaksiyonun Kürt Sorunu’nun çözümünü engelleme ihtimali taşıyor. Erdoğan’ın hegemonik düzen kurmak istediği ortaya çıkmış durumda. Erdoğan güçlendikçe sorun büyüyor. Başkanlıktan söz ediyor bütün gücün Ankara’da başbakanlıkta toplanmasından söz ediyor. Kürt hareketi ise adem-i merkeziyetçi olunmasını istiyor.”
İrfan Aktan, “KCK iki şey yapmak istiyor. Kendi taraftarlarını (BDP-HDP tabanını) sıklaştırmak istiyor. ‘Erdoğan’a güvenmeyin’ diyor. AKP’ye ise alenen şunu söylüyor. ‘Biz yolumuza devam etmeyi sürdüreceğiz. Devletle müzakereye devam edeceğiz’ diyor. KCK açıklaması asla yeniden silahlı mücadele anlamına gelmiyor. Çünkü son bir yılda Kürt halk hareketi hem ulusla hem uluslararası meşruiyet kazandı ve bunun faydalarını gördü. Bir askeri harekat olmadıkça KCK silahlı mücadeleye dönmez” diyor.
Aktan: ‘KCK süreci AKP’ye hapsetmek istemiyor CHP’ye de mesaj veriyor’
Aktan’a göre, KCK müzakere sürecini Başbakan Erdoğan ve AKP hükümetine hapsetmek istemiyor:
“Kürt hareketinin masada görmek istediği aktör, AKP değil devlet. KCK, ulusal ve uluslararası meşruiyet kaybı yaşayan AKP’nin mevcut haliyle devam edeceğini görüyor. İktidarın gidici olması hesap edilerek süreci AKP’ye hapsetmek istemiyor ve CHP’ye de mesaj gönderiyor.”
Öcalan’la KCK arasında ciddi bir bakış farklılığı olmadığını savunan Aktan, “KCK, tartışmasız bir şekilde lideri Öcalan’ın otoritesi altında. Ne Öcalan KCK’ye, ne KCK Öcalan’a karşı pozisyon belirler” diyor.