Erişilebilirlik

Kadın Girişimciliğiyle Türk Kahvesi Yurtdışında Markalaşıyor 


Sık sık uğradıkları şiddet ya da yaşadıkları eşitsizliklerle haberlere konu olan kadınlar günümüzde artık çok daha bilinçli, çok daha eğitimli ve çok daha başarılı. Gizem Şalcıgil White da bu kadınlardan biri. Dünyanın ilk kahve diplomasisi vakfı olan Turkish Coffee Lady Vakfı’nın kurucusu Gizem Şalcıgil White girişimci yönüyle öne çıkan örnek bir Türk kadını. 12 yıldır Türk kahvesiyle çıktığı yolculuğu devam ettiren Şalcıgil White, kendisini aynı zamanda sosyal girişimci ve gastro diplomasi uzmanı olarak tanımlıyor.

Kadın Girişimciliğiyle Türk Kahvesi Yurtdışında Markalaşıyor 
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:10:21 0:00

“Türk kahvesinin katma değerli potansiyelini, Türk kahvesinin kültürel mirasını aslında Amerikalılar’la paylaşmaktı hedefim. Tabii o zamanlar öğrenciydim ve kaynaklarım kısıtlıydı. Önce bir online iletişim kurdum insanları kahve ile biraraya getiren çok güzel bir şekilde geri dönüşler aldık Amerikalılar’dan ve istediler ki sadece dijitalde kalmayalım. Aynı zamanda karşılıklı kahve içelim. O zaman Washington Büyükelçiliğimiz’de Kahve Seminerleri'ne başladık. Ve o seminerler de çok fazla ilgi görünce anladım ki asıl Türk kahvesini kendisini yeniden anlatılması lazım. Çünkü Amerikalılar çok merak ediyorlar. Zaten yeni kültürlere de çok açıklar. Dolayısıyla daha etkili bir araç olması açısından bir gezici Türk kahvesi evi tasarladım 2012'de ve bu kamyonla beraber Washington'dan başladık, Baltimore, New York, Boston binlerce kişiye, sponsorlarımızın da desteğiyle Türk kahvesi ikram ettik sevdirdik” diyen Şalcıgil White, ülkeler hatta kıtalar arasında kültürel köprü kurmak için başlattığı gastro diplomasi projesini bir iş modeline çevirmeye karar verdiğinde, hem sürdürülebilir hem de profesyonel olması amacıyla 2017'de Amerika’da bir alışveriş merkezinde ilk Türk kahvecisini açarak bir ilke imza attı.

“O başarılı proje çok güzel bir şekilde devam ederken ne yazık ki ben bir hastalık geçirdim. Göğüs kanserine yakalandım. O dönem küçük bir bebeğim vardı. Dolayısıyla hem kendi bakımım hem kemoterapi gibi ağır tedaviler görmek zorunda kalınca bir sene Türkiye'ye geldim. Ama gördüm ki takım ruhuyla ekibimiz çok güzel bir şekilde misyonumuzu devam ettirdi. Tedavilerini tamamlayıp Amerika'ya geldiğimde de yeni projelere tam başlayacaktım bir heyecanla, o zaman da pandemi başladı. Tabii pandemi ile beraber projelerimiz ertelendi. Askıya alındı. Açtığımız yeri kapatmak zorunda kaldık ama aslında yeni kapılar da açılmış oldu. Kendi armağanlarımızı, kendi kahvelerimizi çıkarma fikri doğdu ki ben zaten bir ülke markalaştırma uzmanı olarak her bir kahvemize, kültürel değerlerimizin isimlerini verdim. İstanbul, Ege, Kapadokya, Mardin, Patara, Zeugma gibi. Ve bu harmanların da tabii en büyük özelliği kadın girişimcileri destekliyor olması’’ diyen Şalcıgil White’ın 2020'de başkent Washington'da kurduğu Turkish Coffee Lady Vakfı’nın amacı da sadece Türk kahvesi kültürünü sevdirmek ve yaşatmak değil aynı zamanda kadın girişimcilere de bir rehber olmak, onları cesaretlendirmek, kadınların güçlü bir şekilde yollarına devam etmelerine destek olmak.

Şalcıgil White o günlerde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Kadın girişimcilere ne yazık ki güven duyulmuyor. Bu benim de karşılaştığım bir durum. Çok duygusal olmamız veya stresle baş edemememiz gibi birtakım bahanelerle kadın girişimcilere yüzde yüz destek verilmiyor. Bu aynı zamanda finansal olarak da zaten yüzdesi çok düşük kadın girişimcilere veya kadınların fikirlerini fonlama yapılması. Ben kendim de yaşadım. Bir iş planım vardı. Finansal öngörüm vardı. Ona rağmen destek bulmakta zorlandım. Onun da ötesinde burada iş yapmak istediğim kurumlardan destek almakta zorlandım Mesela ilk kafemizi kurarken eşyaların bile envanterin bile getirilmesinde çok ne yazık ki beni ciddiye almadıklarını hissettim. İşimi önemsemediklerini hissettim. Tabii her şeyden önce kadınların gerçekten inanılmaz bir güçlü tarafı var. Bu zorluklarla başa edebilmek kolay değil. Çünkü vazgeçmek çok kolay. İnsanların sizi vazgeçirmesi çok kolay veya size ‘‘Niye bu işlere kalkışıyorsun? Bir işe gir çalış, bebeğin var. Niye bu kadar kendini strese sokuyorsun? Sen zaten bunun altından kalkamazsın.’’ Ya da mesela ben kamyonla ilk çıkmak istediğimde, ‘‘Kim Türk kahvesini Amerika'da içecek? Niye boşu boşuna uğraşıyorsunuz’’ diyen çok insan oldu. Zaten bu önyargılar sizi aslında yoruyor ve düşündürüyor. Ama bir insanın gerçekten içinde cesaret varsa dışarıdan destek alıyorsa başaramayacağı hiçbir şey yok diye düşünüyorum.”

Bütün bunlara karşın pes etmeyerek, Türk kahvesinin potansiyeline olan inancıyla Alexandria’nın tarihi bölgesinde bir kültür ve kahve evi açarak yola devam etme kararı alan Gizem Şalcıgil White, “Burası sadece bir kahve dükkanı değil. Burada insanlar diğer Türk lezzetlerini de deneyimli ve aynı zamanda hem Kapadokya'dan olsun vaadinden olsun farklı bölgelerimizden inanılmaz hediyelik eşyalar, İstanbul'un tabii ki müthiş zengin biteli beraber gerçekten bir Türkiye deneyimi yaşıyorlar ve bizi çok gururlandırıyor. Çünkü açılışımıza bile Amerikalılar’ın kapınızda sıra olması, geldikleri zaman kahveyi ne kadar beğendiklerini söylemesi, arkadaşını davet etmesi, özellikle yerel basının müthiş bir ilgi göstermesi ve Türkiye hakkında daha çok bilgi almak istemesi gerçekten çok gurur verici. Türk kültürüne bu ilginin olması çok güzel. Genç Amerikalılar’ın gelip kahvemizi deneyimlemesi, çok beğenmesi, tekrar gelmesi özellikle Türk kahvesinin sadece bir çeşidi değil, birçok farklı aromasını dibek kahvesi olsun, damla sakızlısı olsun, kakuleli olsun… Ben bile açıkçası bilmiyordum Amerikalılar’ın bu kadar Türk kahvesi sevdiğini 12 seneden sonra, ne zaman gelseler ‘‘Biz bu kahvenin ne kadar değerli olduğunun farkındayız. Kahveyi çok severek içiyoruz. İyi ki buradasınız’’ diyen çok Amerikalı dostumuz var tabii ki. Çok büyük gurur veriyor bir kadın girişimci olarak. Türk kahvesi, her zaman biliyorsunuz misafirperverliği, dostluğu ve hoşgörüyü simgeliyor. Dolayısıyla biz de kültür evimizde her zaman kültürel sunumlarımızla Türk kahvesini kültürlerin buluştuğu nokta olarak sunmaya gayret ediyoruz” diye konuştu.

Hem kahveyle hayata geçirdiği sanat eserleri hem de gelenleri Türkiye’de hissettiren dekorasyona katkısıyla kafede büyük emeği olan mikro sanat ustası Hasan Kale de, “12 yıldır bu kahvenin mücadelesini verip Amerika’da Türk kahvesini ve oradaki kahve kültürünü, kahve ritüelini anlatmaya çalışan Gizem Hanım'a bizim yapabileceğimiz aslında minik dokunuşlar hem sanatımızın hem de başka bir bakış açısından işin açıkçası sanatı da içinde kurgulayıp, o algıyı değiştirip farklı kültürler arasında köprüler oluşturmak üzerine bir denge kurmak istedik. Bizden olsun istedik. O yüzden buradaki lezzetler, tadımlık kahveler ve sanatı da kültür izlerinde sanatla birlikte özellikle de kahveyle yapılmış her şeyi amaçlayarak, köşelere ayırarak bir sentez oluşturduk. Buraya inen herkes yukardan o büyük resimlerle, kahve lezzetiyle, lokumun ya da baklavanın tadını deneyimlediklerinde buradan hayranlıkla çıkıyorlar. Bu bizi bir Türk sanatçısı olarak hem de Turkish Coffee Lady olarak, mekan olarak da son derece gururlu ve onurlu kılıyor” ifadelerini kullandı.

Bu girişimin bir parçası olanlar gördükleri ilgiden, bu deneyimi yaşayan müşteriler de aldıkları hizmetten memnun.

Gizem Şalcıgil White’ın kadın girişimci olarak yürüttüğü bu kültürlerarası proje gastro diplomasi alanında yeni kapılar aralarken, başka kadın girişimcilere de yeni ufuklar açmayı amaçlıyor.

XS
SM
MD
LG