LONDRA —
Euro Bölgesi sonunda 18 aydır süren ekonomik krizi geride bırakmaya başladı. Bölge ülkelerinde tüketici harcamalarında görülen beklenmedik artış, ekonomik düzelmenin en büyük nedeni. Ancak uzmanlara göre, bu, Euro krizinin sona erdiği anlamına gelmiyor.
Euro Bölgesi’nin altı üç aylık dönem eksi büyüme göstermesinin ardından düzelme yaşaması sevindirici.
Bu yılın ikinci üç aylık döneminde binde 3 olan büyüme oranı, elbette büyük bir gelişme değil ancak Londra’daki HSBC finans kuruluşu döviz uzmanı Daragh Maher’e göre bir dönüm noktası: “Yalnızca büyümeden bahsediyor olmak bile hem politikacılar, hem biyasalar için çok rahatlatıcı. Çok önemli psikolojik bir etkisi olduğunu söylememiz mümkün.”
Bu dönemin en büyük büyüme oranı Portekiz’e ait. Portekiz’de ekonomi yüzde 1,1 büyüdü. Bu kuşkusuz iflas etmemek için Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu İMF’den 102 milyar dolarlık kurtarma paketi alan bir ülke için çok iyi haber.
Ancak Euro’yu durgunluktan kurtaran Avrupa’nın en büyük iki ekonomisi Almanya ve Fransa oldu. Almanya binde 7, Fransa binde 5 büyüdü. Büyümeyi tetikleyen tüketici harcamaları ve sanayi üretimindeki hızlı artış oldu.
Daragh Maher’e göre, bu rakamlar birçok ekonomistin tahminlerini geçti: “Bu, çok cesaret verici çünkü bu ülkelerde durum daha da iyiye giderse, siyasi ve ekonomik açıdan Euro Bölgesi ülkelerine gerektiğinde yardım etme güçleri daha büyük olur.”
Euro Bölgesi’nin en büyük sorunu, aşırı borçlu güney ülkeleri.
İspanya ekonomisi binde 1 oranında küçüldü. Ekonomisi binde 2 küçülen İtalya hala ağır borç yükü ve yüksek işsizlikle mücadele ediyor.
Euro krizinin sıfır noktası olan Yunanistan’da ekonomi son dört yıldır yüzde 4,6 oranında küçüldü. Bir önceki üç aylık döneme göre bu kez çok az da olsa bir düzelme var ancak Yunan ekonomisinin durumu, Euro’nun yaşadığı sorunları devam ettiğini gösteriyor.
Londra’daki ETX CVapital adlı finans kurumu uzmanı Joe Rundle açıklıyor: “Almanya büyüyor, Fransa’da durum fena sayılmaz ancak güney Avrupa’ya bakarsanız, sorunlar devam ediyor. Karşımızda iki bölgeli bir Avrupa var. Bir yanda gelişen ve refahı kontrollu yaşayan Almanya’yı görüyoruz. Onun karşısındaysa borçlu ülkeler duruyor.”
Brüksel durumun farkında. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Chantal Hughes sorunların sürdüğünü doğruluyor: “Negatiften pozitife geçişi gösteren bu rakamlar sevindirici ancak rahatlamamızı sağlayacak bir durum yok. Krizin geçtiği yolundaki açıklamalara güvenemeyiz. Hala aşılması gereken birçok önemli engel mevcut. Büyüme rakamları düşük ve büyüme işaretleri hala çok zayıf.”
Bu yüzden Avrupa Birliği henüz kutlama yapmıyor. Ancak yaklaşık iki yıldır süren sancılı dönemin ardından ekonomistler yaz tatilinden dönmeye hazırlanan Avrupalı politikacılar için son rakamların adeta ilaç gibi geldiğini söylüyor.
Euro Bölgesi’nin altı üç aylık dönem eksi büyüme göstermesinin ardından düzelme yaşaması sevindirici.
Bu yılın ikinci üç aylık döneminde binde 3 olan büyüme oranı, elbette büyük bir gelişme değil ancak Londra’daki HSBC finans kuruluşu döviz uzmanı Daragh Maher’e göre bir dönüm noktası: “Yalnızca büyümeden bahsediyor olmak bile hem politikacılar, hem biyasalar için çok rahatlatıcı. Çok önemli psikolojik bir etkisi olduğunu söylememiz mümkün.”
Bu dönemin en büyük büyüme oranı Portekiz’e ait. Portekiz’de ekonomi yüzde 1,1 büyüdü. Bu kuşkusuz iflas etmemek için Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu İMF’den 102 milyar dolarlık kurtarma paketi alan bir ülke için çok iyi haber.
Ancak Euro’yu durgunluktan kurtaran Avrupa’nın en büyük iki ekonomisi Almanya ve Fransa oldu. Almanya binde 7, Fransa binde 5 büyüdü. Büyümeyi tetikleyen tüketici harcamaları ve sanayi üretimindeki hızlı artış oldu.
Daragh Maher’e göre, bu rakamlar birçok ekonomistin tahminlerini geçti: “Bu, çok cesaret verici çünkü bu ülkelerde durum daha da iyiye giderse, siyasi ve ekonomik açıdan Euro Bölgesi ülkelerine gerektiğinde yardım etme güçleri daha büyük olur.”
Euro Bölgesi’nin en büyük sorunu, aşırı borçlu güney ülkeleri.
İspanya ekonomisi binde 1 oranında küçüldü. Ekonomisi binde 2 küçülen İtalya hala ağır borç yükü ve yüksek işsizlikle mücadele ediyor.
Euro krizinin sıfır noktası olan Yunanistan’da ekonomi son dört yıldır yüzde 4,6 oranında küçüldü. Bir önceki üç aylık döneme göre bu kez çok az da olsa bir düzelme var ancak Yunan ekonomisinin durumu, Euro’nun yaşadığı sorunları devam ettiğini gösteriyor.
Londra’daki ETX CVapital adlı finans kurumu uzmanı Joe Rundle açıklıyor: “Almanya büyüyor, Fransa’da durum fena sayılmaz ancak güney Avrupa’ya bakarsanız, sorunlar devam ediyor. Karşımızda iki bölgeli bir Avrupa var. Bir yanda gelişen ve refahı kontrollu yaşayan Almanya’yı görüyoruz. Onun karşısındaysa borçlu ülkeler duruyor.”
Brüksel durumun farkında. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Chantal Hughes sorunların sürdüğünü doğruluyor: “Negatiften pozitife geçişi gösteren bu rakamlar sevindirici ancak rahatlamamızı sağlayacak bir durum yok. Krizin geçtiği yolundaki açıklamalara güvenemeyiz. Hala aşılması gereken birçok önemli engel mevcut. Büyüme rakamları düşük ve büyüme işaretleri hala çok zayıf.”
Bu yüzden Avrupa Birliği henüz kutlama yapmıyor. Ancak yaklaşık iki yıldır süren sancılı dönemin ardından ekonomistler yaz tatilinden dönmeye hazırlanan Avrupalı politikacılar için son rakamların adeta ilaç gibi geldiğini söylüyor.