ABD’de kız çocuklarına yönelik cinsel istismarla suçlanan ve Manhattan’daki hücresinde intihar eden işadamı Jeffrey Epstein’in iddianamesine ilişkin yeni ayrıntılar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Savcılığın 943 sayfalık iddianameyi kamuoyuna açmasının ardından Epstein’le ilişkisi olan yeni isimler de ortaya çıkıyor.
Reşit olmayan genç kızlara cinsel istismarla suçlanan Epstein’in özel uçağıyla çocukları kendisine ait adaya taşıdığı iddia edilmişti. Mahkeme belgelerinde, Epstein’in özel uçağının pilotuna Türkiye’den de çocuk götürülüp götürülmediği sorusu konunun Türkiye’de de yoğun ilgi görmesine neden oldu.
Epstein'in dava dosyalarında iki Türk vatandaşının da ismi geçtiği iddia ediliyor. Bu kişilerin Epstein'in uçağıyla seyahet ettikleri öne sürülüyor.
Türkiye’de 1990’larda özel bir televizyonun güzellik yarışmasına katıldığı bilinen Banu Küçükköylü’nün ismi daha önce İngiliz medyasında Prens Andrew’la Epstein arasındaki ilişkiye dair haberlerde de yer almıştı.
Küçükköylü’nün, Epstein’in uçağında, Andrew ve Epstein tarafından tacize uğradığı gerekçesiyle dava açan Virginia Giuffre’yle birlikte seyahat ettiği öne sürülmüştü. İngiliz medyası, Epstein’ın cinsel istismar suçlarından Küçükköylü’nün bilgisi olup olmadığı konusunda bir bilginin olmadığını ifade etmişti.
VOA Türkçe'nin ulaştığı Küçükköylü, ortada bir isim benzerliği olduğunu, kendisinin davayla bir ilgisi olmadığını savundu.
Epstein’in özel uçağına bindiği iddia edilen bir diğer Türk vatandaşı da Turabi Fırat. Fırat'ın da o tarihlerde ABD’de beş yıldızlı bir otelde yiyecek içecek müdürü olarak görev yaptığı öne sürülüyor. Bu kişinin iş amaçlı olarak Epstein’in uçağına bindiği tahmin ediliyor. Ancak VOA Türkçe'nin ulaştığı Turabi Fırat bu iddiaları yalanladı ve kendisinin Epstein'i tanımadığını hiçbir zaman görüşmediğini ya da seyahat etmediğini söyledi.
Türkiye'den çocuk götürülme iddiası
İddianamenin bir ekine göre, Epstein’e genç kızları bulmakta yardımcı olan Adriana Ross isimli Polonyalı eski modele, başka ülkelerden ve Türkiye’den de kız çocuklarının ABD’ye getirilip getirilmediği konusunda bir soru yöneltiliyor ancak Ross bu soruyu da konuşmama hakkını kullandığını söyleyerek yanıtsız bırakıyor.
Kamuoyuyla paylaşılan mahkeme belgelerinde ismi açıklanmayan ve isimleri gizli tutulan kişiler de yer alıyor. Açıklanan iddianamenin aslında Epstein davasıyla ilgili çok da fazla yeni veya daha önceden bilinmeyen bilgiyi ortaya çıkarmadığı yorumları da yapılıyor.
Epstein 2019’da intihar etmişti
Jeffrey Epstein ilk olarak 2006 yılında Florida’da reşit olmayan kızlarla para karşılığı cinsel ilişkiye girmek suçlamasından yargılanmıştı. Epstein o davada 13 ay hüküm giymişti.
Epstein hakkında Miami Herald gazetesinde yer alan iddialar neticesinde 2019 yılında yeniden dava açılmış ve Epstein bir kez daha tutuklanmıştı. Epstein Manhattan’da kaldığı hapishane hücresinde 10 Ağustos 2019’da intihar etmişti.
Epstein’in ortağı Maxwell 20 yıl hapis cezası almıştı
Jeffrey Epstein’in arkadaşı ve ortağı olan Ghislaine Maxwell hali hazırda 20 yıl hapis cezasına çarptırılmış durumda.
Yeni açıklanan belgeler Epstein’in mağdurlardan Virginia Giuffre’nin Maxwell hakkında 2015 yılında açtığı ve 2017 yılında karara bağlanan davayla ilişkili. Mahkeme bu dosya üzerindeki gizlilik kararını kaldırma kararı aldı.
Davanın büyük bir kısmı, Giuffre'nin Epstein'ın kendisini milyarderler, politikacılar, kraliyet mensupları ve devlet başkanlarıyla cinsel ilişki için reşit olmayan kızları dünyanın dört bir yanına uçağıyla taşıdığı yönündeki iddiaların etrafında şekillendi.
Giuffre de ilk başta suçladığı kişilerin isimlerini gizli tuttu; ancak daha sonra tacizcileri arasında Prens Andrew, isimlerini bilmediği diğer kraliyet ailesi üyeleri, New Mexico Valisi Bill Richardson, bir otel zincirinin başkanı, tanınmış akademisyenler, eski ABD Senatörü George Mitchell, Fransız manken menajeri Jean Luc Brunel, milyarder Glenn Dubin ve Epstein'ı temsil eden hukuk profesörü ve ünlü avukat Alan Dershowitz'in bulunduğunu söyledi.
Bu isimlerin tamamı Giuffre’nin cinsel taciz ve saldırı iddialarını reddettiler.
Giuffre, 2022 yılında Dershowitz hakkındaki iddialarını geri çekerek onu tacizci olarak tanımlamakla "hata yapmış olabileceğini" söyledi; "O zamanlar çok genç, stresli ve travmatik bir ortamda olduğunu" belirtti.
Dershowitz de Giuffre'nin masumiyetini daha net ortaya koyacağını savunarak davayla ilgili belgelerin kamuoyuyla paylaşılması için kampanya yürüttü.
Giuffre’nin İngiliz Kraliyet ailesi üyesi Prens Andrew’a karşı açtığı dava da 2022 yılında sonuçlandı.
Yine Guiffre’nin suçladığı isimlerden Epstein'a yakın olan Brunel, reşit olmayan kızlara tecavüz ettiği suçlamasıyla yargılanmayı beklerken 2022 yılında Paris'te bir hapishanede intihar etti.
Forum