LONDRA —
Seçimlere çok az bir zaman kala Angela Merkel’in liderliğindeki Hristiyan Demokratlar yarışı önde götürüyor.
Merkel: “Dört senemiz iyi geçti ve bir dört yıl daha hükümette kalıp 2017’de bugünden daha fazla kişinin iyi durumda olduğunu görebilmek isteriz.”
Avrupa Reform Merkezi’nden Simon Tilford başarılı ekonomi politikasının Merkel’e üçüncü bir dönemi kazandıracağını düşünüyor: “Euro bölgesinin kriz yönetimini beğenmeyen birçok Alman, Merkel’in ülke ekonomisinin az zarar görmesini sağladığını düşünüyor.”
Anketlere göre Hristiyan Demokratlar %50’nin altında bir oy alacak. Koalisyon ortakları Hür Demokrat Parti’nin ise koltuk kaybetmesi bekleniyor.
Bu nedenle ikinci parti durumunda görünen Sosyal Demokratlar, Angela Merkel’in ortağı olarak büyük bir sağ-sol koalisyonun içinde yer alabilirler. Ya da daha çok oy almaları durumunda Yeşil Parti ile koalisyon kurup Angela Merkel’i koltuğundan edebilirler.
Ancak nasıl bir hükümet kurulursa kurulsun Simon Tilford Almanya’nın Avrupa borç krizine yönelik siyasetinin değişmeyeceğini düşünüyor: “Almanya’daki hiçbir parti krize Güney Avrupa ülkelerinin, hatta İngiltere ve Amerika’nın istediği gibi bir çözüm önermiyor. Alman partilerinin hiçbiri bir mali birlik kurulmasına taraftar değil.”
Güney Avrupa ülkeleri arasında ve özellikle Yunanistan’da Almanya kemer sıkma politikalarından sorumlu olması nedeniyle büyük nefret uyandırdı. Birçok Yunan bundan Merkel’i sorumlu tutuyor.
Merkezi Berlin’de bulunan düşünce kuruluşu Open Europe’un Direktörü Michael Wohlgemuth, AB’nin zor kararları Almanya seçimleri sonrasına bıraktığını söylüyor: “Bu yalnızca Yunanistan’la ilgili değil. Banka birliği ile ilgili de bazı kararlar çıkartmak gerek. Bunlardan biri tek gözetim mekanizması. Bir de zombi bankaların yeniden yapılandırılması konusu var ki bunlar hem bulundukları ülkelerde hem de Almanya’da ve Fransa’da işlem yapmaya devam ediyor.”
AB üyesi İngiltere ve Fransa Batı’nın Suriye politikası konusunda ön plana çıkmış olsalar da Simon Tilford dış politikanın Alman seçimlerinde pek rol oynamadığını söylüyor: “Aslına bakarsak Almanya’nın genel barışçı tavrı, uluslararası alandaki edilgenliği ve dış politika konusunda stratejik düşünme konusundaki çekingenliği halk tarafından gittikçe daha çok destekleniyor.”
Birçok uzmana göre güçlü ekonomi, Almanlar’ın statükoyu koruma isteğinin temelinde yatan en büyük neden.
Merkel: “Dört senemiz iyi geçti ve bir dört yıl daha hükümette kalıp 2017’de bugünden daha fazla kişinin iyi durumda olduğunu görebilmek isteriz.”
Avrupa Reform Merkezi’nden Simon Tilford başarılı ekonomi politikasının Merkel’e üçüncü bir dönemi kazandıracağını düşünüyor: “Euro bölgesinin kriz yönetimini beğenmeyen birçok Alman, Merkel’in ülke ekonomisinin az zarar görmesini sağladığını düşünüyor.”
Anketlere göre Hristiyan Demokratlar %50’nin altında bir oy alacak. Koalisyon ortakları Hür Demokrat Parti’nin ise koltuk kaybetmesi bekleniyor.
Bu nedenle ikinci parti durumunda görünen Sosyal Demokratlar, Angela Merkel’in ortağı olarak büyük bir sağ-sol koalisyonun içinde yer alabilirler. Ya da daha çok oy almaları durumunda Yeşil Parti ile koalisyon kurup Angela Merkel’i koltuğundan edebilirler.
Ancak nasıl bir hükümet kurulursa kurulsun Simon Tilford Almanya’nın Avrupa borç krizine yönelik siyasetinin değişmeyeceğini düşünüyor: “Almanya’daki hiçbir parti krize Güney Avrupa ülkelerinin, hatta İngiltere ve Amerika’nın istediği gibi bir çözüm önermiyor. Alman partilerinin hiçbiri bir mali birlik kurulmasına taraftar değil.”
Güney Avrupa ülkeleri arasında ve özellikle Yunanistan’da Almanya kemer sıkma politikalarından sorumlu olması nedeniyle büyük nefret uyandırdı. Birçok Yunan bundan Merkel’i sorumlu tutuyor.
Merkezi Berlin’de bulunan düşünce kuruluşu Open Europe’un Direktörü Michael Wohlgemuth, AB’nin zor kararları Almanya seçimleri sonrasına bıraktığını söylüyor: “Bu yalnızca Yunanistan’la ilgili değil. Banka birliği ile ilgili de bazı kararlar çıkartmak gerek. Bunlardan biri tek gözetim mekanizması. Bir de zombi bankaların yeniden yapılandırılması konusu var ki bunlar hem bulundukları ülkelerde hem de Almanya’da ve Fransa’da işlem yapmaya devam ediyor.”
AB üyesi İngiltere ve Fransa Batı’nın Suriye politikası konusunda ön plana çıkmış olsalar da Simon Tilford dış politikanın Alman seçimlerinde pek rol oynamadığını söylüyor: “Aslına bakarsak Almanya’nın genel barışçı tavrı, uluslararası alandaki edilgenliği ve dış politika konusunda stratejik düşünme konusundaki çekingenliği halk tarafından gittikçe daha çok destekleniyor.”
Birçok uzmana göre güçlü ekonomi, Almanlar’ın statükoyu koruma isteğinin temelinde yatan en büyük neden.