Almanya’da son aylarda siyasette en çok tartışılan konu İslam ve göçmen karşıtı Almanya için Alternatif Partisi’ne (AfD) olan desteğin hızla yükselmesi.
Geçen aylarda yapılan anketlerde hükümetteki sosyal demokrat SPD ve Yeşiller’i geçerek ikinci parti konumuna gelen AfD, son yapılan anketlere göre yüzde 22 ile kurulduğu 2013 yılından bu yana en yüksek destek düzeyine ulaştı. AfD bu konumuyla, oy oranı yüzde 26 olan ana muhalafet Hristiyan Birlik CDU/CSU partilerinin de korkulu rüyası oldu. Hristiyan Birlik, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partilerinden oluşuyor.
Berlin’deki siyasi yorumcular, AfD’nin birlik partilerini de geçme olasılığının çok yüksek olduğunu belirterek bu durumun, Alman siyasetinde deprem etkisi yaratacağını söylüyor. Ancak daha şimdiden Hristiyan Demokrat CDU, AfD ile nasıl mücadele edileceği konusunda krize girdi.
CDU lideri Friedrich Merz’in aşırı sağcı ideolojiye karşı strateji olarak "Almanya için Alternatif’in özünün bizim olduğumuzu göstermemiz gerekiyor" demesi, ardından da birlik partilerinin yerel bazda AfD ile ittifak oluşturabileceğini ima etmesi büyük tepkilere neden oldu.
Merz, AfD ile federal düzeyde bir işbirliği düşünmediklerini, ancak bu durumun yerel seçimlerde farklı olabileceğini söylerken, "Demokratik sonuçları kabul etme gibi bir zorunluluğumuz var. Ve eğer yerel seçimlerde yönetici olarak AfD adayına oy verildiyse, o bölgede işbirliği yapmanın bir yolunu bulmak zorunda kalabilirsiniz" şeklinde konuştu.
Şu ana kadar meclisteki tüm partilerin dışladığı ve federal düzeyden yerele kadar tüm alanlarda ortak siyasi çalışmaları redettiği AfD’nin önde gelen siyasetçileri, Merz’in açıklamalarını büyük bir sevinçle karşıladı. AfD Eş Başkanı Tino Chrupalla, Merz’in sözlerinin merkez sağ ile kendi partisi arasındaki "duvarın yıkılmasının işareti" olduğunu söyledi.
CDU liderine sert tepkiler
Merz’in sözleri kendi siyasi cephesindeyse sert tepkilere neden oldu. CDU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder, "AfD demokrasiyi istikrarsızlaştırmakta ve ülkemize zarar vermekte. AfD ile mücadeleyi kararlı bir biçimde sürdüreceğiz" diyerek birlik partilerinin AfD ile ortaklığına ve böylece Merz’in teklifine karşı çıktı.
CDU’nun etkin isimlerinden Berlin Eyaleti Başbakanı Kai Wegner de, "CDU, parti politikası kin, ayrışma ve dışlama olan AFD ile işbirliği yapmayacak" sözleriyle AfD ile iş birliğini kabul etmediğinin altını çizdi ve kendi partisinin liderini yalnız bıraktı.
CDU’lu bazı politikacılar bir adım daha ileri giderek Merz’in, CDU liderliğini tartışmaya açtı. CDU’nun ağır toplarından, Saarland Eyaleti'nin eski başbakanı Tobias Hans, "Merz’in liderlik vasıfları konusunda kuşkularım var. Merz’in birlik partilerinin başbakan adayı olabileceğini de düşünmüyorum" diyerek CDU liderini sert sözlerle eleştirdi. CDU içinde Merz’e alternatif isim olarak görülen Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı Hendrik Wüst, parti liderinin sözlerini yorumlamayacağını söyledi.
Merz sözlerini geri almak zorunda kaldı
Merz, gelen tepkilerin yoğunlaşması üzerine sözlerini geri almak zorunda kaldı. Sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Merz, “Yeniden açıklık kazandırmak için: farklı bir şey söylemedim. CDU’nun daha önce aldığı karar geçerli. CDU, yerel düzeyde de AfD ile iş birliği yapmayacaktır" dedi. Ancak Merz’in bu sözlerine rağmen, Birlik Partileri’ndeki huzursuzluğun devam edeceğinden bahsediliyor. Yapılan yorumlarda, koalisyon hükümetinde yaşanan uyumsuzluklara paralel, ana muhalefetteki krizin AfD’nin işine geldiği ve partiye olan desteğin yükselmesinin önünü açtığı vurgulanıyor.
AfD, 26 Eylül 2021 tarihinde yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 10,3’ünü almıştı.
Forum