DİYARBAKIR - Halkların Demokratik Partisi (HDP), eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in demans hastası olduğu gerekçesiyle tahliye edilmesine, ancak aynı durumda olan eski milletvekili Aysel Tuğluk’un serbest bırakılmamasına tepki gösterdi.
Haftalık basın toplantısını Diyarbakır’da düzenleyen HDP Sözcüsü Ebru Günay, 8 Aralık 2016’dan beri Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan 57 yaşındaki Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekti.
Günay, Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın verdiği “demans hastalığı” raporuna rağmen tahliye edilmeyen eski HDP Milletvekili Tuğluk’a mahkemede zorla ifade verdirildiğini söyledi.
“Tuğluk’un zorla savunması alındı”
Tuğluk, Kobani olayları nedeniyle, yargılandığı Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hafta başında görülen celsede Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanarak ifade vermişti.
Bu durumun evrensel hukuka aykırı olduğunu dile getiren Günay, “Düşünün demans hastası olan Aysel Tuğluk’un zorla savunması alındı. Bu açıkça ve aleni bir şekilde evrensel hukukta yasak sorgu yöntemi olan işkence yöntemidir. Böylesi bir rezalet ve hukuksuzluk 12 Eylül'de bile görülmedi. Utanın diyeceğim ama utanma sınırını çoktan aştınız. Bu düşmanlığınız, kininiz nedir? Demans hastası Aysel Tuğluk’a cezaevi idaresi zorla dilekçe hazırlatmak için baskı uyguluyor, mahkeme savunma yapmaya zorluyor. Tek başına cezaevinde kalamaz raporlarına rağmen Adli Tıp Kurumu cezaevinde kalabilir raporu veriyor” dedi.
“Tuğluk’u cezaevinde tutmak açık bir şekilde işkencedir”
Günay, demans hastası olan eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in tahliye edilmesine de dikkat çekerek, aynı durumda olan Tuğluk’un serbest bırakılmamasına tepki gösterdi.
Tuğluk’un Kürt olması nedeniyle tahliye edilmediğini öne süren Günay, “Adli Tıp Kurumu Çevik Bir hakkında, hem de ilk başvuruda ‘cezaevinde kalamaz’ kararı verebiliyor. Demans gerekçesiyle tahliye ediliyor. Aynı durumdaki Aysel Tuğluk’u cezaevinde tutmak ve psikolojik şiddet uygulamak Kürt düşmanlığıdır, açık bir şekilde işkencedir. Daha önemlisi de bu ayrımcılığın tek sebebi var, Aysel Tuğluk’un Kürt, kadın siyasetçi olmasıdır” diye konuştu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre Nisan ve Haziran ayları arasında 13 mahkumun cezaevinde hayatını kaybettiğine dikkat çeken Günay, tüm hasta mahkumların serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Muhalefet şerhine rağmen “cezaevinde kalabilir” raporu
VOA Türkçe’nin avukatlarından aldığı bilgilere göre, Tuğluk’un hukuki durumunda yeni bir gelişme olmadı.
16 Haziran’da, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın bilimsel mütalaası ile birlikte cezanın infazının ertelenmesi için Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'na yeni bir başvuru yapıldı.
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’na günübirlik götürülen Tuğluk hakkında, 3 üyenin muhalefet şerhine rağmen “Cezevinde kalabilir” raporu verildi.
10 kişilik bir kurul tarafından hazırlanan raporda üç üye; Tuğluk’un üç ay süreyle günlük olarak izlenmesinin gerektiği, bu üç ayın sonunda kesin değerlendirme yapılabileceğine dair muhalefet şerhi koydu. Avukatlar bir önceki raporda imzası bulunan doktorlar hakkında, etik kurallarına ve mahkemenin ara kararlarına aykırı rapor hazırladıkları gerekçesiyle cezai ve idari soruşturma yapılması için hukuki süreci başlattıklarını ifade etti.
Tuğluk hangi davalardan yargılanıyor?
2007-2009 yılları arasında Diyarbakır, 2011-2015 yıllarında HDP Van milletvekilliği yapan Aysel Tuğluk, HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcılığı görevini de üstlendi. 2016 yılında HDP Parti Meclisi'ne seçilen Tuğluk hakkında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Demokratik Toplum Kongresi'ne (DTK) ilişkin yürütülen bir soruşturma kapsamında dava açılmıştı.
26 Aralık 2016’da gözaltına alınan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) eski eş başkanı ve HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, 28 Aralık’ta tutuklanarak Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Mart 2018’de kararını açıklayarak Tuğluk'a “örgüt yöneticisi olduğu” iddiasıyla 10 yıl hapis cezası vermişti.
Tuğluk ayrıca, aralarında HDP yöneticilerinin de bulunduğu 108 sanıklı Kobani olayları davasında da yargılanıyor.
