Rusya, Kuzey Akım 1 gaz boru hattından Avrupa‘ya gönderilen doğalgazın Çarşamba gününden itibaren yüzde 20 seviyesine indirileceğini açıkladı.
Rus devlet enerji şirketi Gazprom tarafından yapılan açıklamada, bu karar sonrasında gaz akışının 33 milyon metreküpe düşeceği bildirildi. Şirket buna gerekçe olarak, hatta bulunan bir türbinde yapılması gereken onarım çalışmalarını gösterdi.
Almanya Ekonomi Bakanlığı ise, türbinde onarım gerekçesinin doğru olmadığını, doğalgazın daha da kısılmasının "teknik bir nedenden kaynaklanmadığını" savunurken, kararın siyasi nedenlerle alındığını ima etti.
Rusya 11 Temmuz’da söz konusu hat üzerinden Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti ve İtalya'ya gaz akışını 10 günlük bakım yapılacağını duyurarak kesmişti. Ardından geçen hafta 20 Temmuz’da Avrupa’ya yapılan doğalgaz akışı günde 67 milyon metreküp olarak yeniden başladı.
Günde 160 milyon metreküplük kapasiteye sahip boru hattı üzerinden 11 Temmuz öncesinde günde 60 milyon metreküp gaz iletiliyordu. Ancak Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Kanada’da tamir edilen ve hattın akışı için gerekli türbinlerin kendilerine iade edilmemesi halinde bu ay sonu itibariyle günde sadece 30 milyon metreküp gaz gönderileceği uyarısında bulunmuştu. Rusya’nın Ukrayna'ya saldırılarını öne süren Kanada hükümeti, ülkede tamir edilen bir türbini önce Alman Siemens firmasına teslim etmemişti. Daha sonra Alman hükümeti tarafından yapılan baskı sonucunda Kanada türbini göndermiş ve hattın 20 Temmuz’da açılmasını sağlamıştı.
Depoların dolması hedefi imkansızlaştı
Gaz sevkiyatı yapılan Avrupa ülkelerindeki yaygın endişe, Putin‘in Rusya‘ya uygulanan yaptırımlara misilleme olarak muslukları kapatacağı ya da şimdi olduğu sevkiyatı sınırlayacağı yönündeydi. Bugün açıklanan karar sonrasında, kış aylarında karşılaşabilecek bir enerji kıtlığından kaçınmak için gaz depolama tesislerinin yüzde 90’lara varan bir oranda dolması hedefinin imkansızlaştığı haber veriliyor.
Almanya’da yetkililer, ülkenin son beş ayda Rus gazına bağımlılığını yüzde 55'ten yüzde 35'e düşürmesine rağmen, gaz tedariğinin kış aylarındaki enerji gereksinime yetmeyeceğinden korkuyor.
Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock geçen hafta sonunda yaptığı bir açıklamada, Rusya’dan gaz sevkiyatının durdurulmasının Almanya’da kargaşaya ve toplumsal huzursuzluğa yol açacağını söyledi.
Gaz akışında yaşanan sorunların, Almanya’nın Ukrayna’ya verdiği desteğin azalmasına neden olacağını söyleyen Baerbock, "Çünkü o zaman halk ayaklanmalarıyla uğraşmak zorunda kalacağız" ifadesini kullandı.
Eski Federal Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de, Rusya’nın doğalgaz ve petrol sevkiyatını tamamen durdurması halinde Almanya’da ekonominin altüst olacağını söyledi. Gabriel, "Ekonomimizin bir bölümü tamamen durur. İşsizlik oranı şimdiye kadar görülmemiş seviyeye ulaşır ve ülkede tam bir felaket yaşanır" diye konuştu.
Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck ise, enerji tasarrufu amacıyla kış günlerinde elektrik ve kalorifer enerjisi alanlarında tasarruf yapılması için büro ve iş yerlerine gitmek yerine evden çalışma uygulamasına ağırlık verilmesini önerdi. Habeck, bu şekilde iş yerlerinde boş yere enerji tüketilmeyeceğini açıkladı.
Nükleer santraller açık kalsın baskısı artıyor
Bu arada olası bir enerji darboğazına karşı, ülkedeki nükleer santralların kapatılmasının ertelenmesi talebi giderek daha fazla yankı buluyor.
Muhalefetteki Hristiyan Demokrat CDU‘nun Genel Başkanı Friedrich Merz nükleer enerji üretimine devam edilmesi talebini yenileyerek, "Yıl sonunda hükümetin nükleer santrallarda üretim süresini uzatacağını hep birlikte göreceğiz" dedi.
Alman basınında çıkan haberlerde, Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un, enerji krizinin tüm AB ülkelerini etkileyeceğini belirterek, üye ülkelerin dayanışma göstermesini söylediği ve bu yüzden nükleer santrallerin üretim süresinin de tartışmaya açılabileceğini belirttiği yer aldı.
Yeşiller Partisi‘nden Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck, bundan kısa bir süre önce, "Yaşanılan durum karşısında hiçbir konu tabu değil" diyerek, nükleer enerjiye devam konusunu konuşmaya açık olduğunu ifade etmişti.
2000’li yılların başında elektrik ihtiyacının yüzde 25’ini o dönemde faaliyetteki 17 nükleer santral tarafından karşılayan Almanya, eski Başbakan Angela Merkel döneminde Japonya’daki Fukuşima nükleer felaketinden sonra nükleer enerjiden vazgeçme kararı almıştı. O dönemden beri santralları aşamalı olarak kapatan Almanya’da şu anda toplam kapasiteleri 4 gigavatı bulan üç nükleer santral bulunuyor.
