Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Haziran ayı enflasyon verilerini açıklamasının ardından memurların ve emeklilerin maaşlarına yapılacak zam oranı da belli oldu. Buna göre SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylığı geçen yılın son 6 aylık enflasyon oranı olan yüzde 42,35 oranında artacak. Memur ve memur emeklileri ise yüzde 34,69 enflasyon farkı ve yüzde 7'lik toplu sözleşme zammıyla Temmuz ayında toplam yüzde 41,69 zam alacak. En düşük emekli aylığı da 3 bin 500 lira olacak.
“Ben zam istemiyorum ama tükettiğim ürüne de zam yapılmasın”
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan İzmir’de yaşayan emeklilerse maaşlarına gelecek zammı yetersiz buluyor. Emekliler giderek yükselen enflasyon sorunu çözülmeden maaşlarındaki artışın kısa zamanda eriyeceği görüşünde. 65 yaşındaki emekli matbaa işçisi Ersoy Kubilay, 2004 yılında 450 lira maaşla emekli olduğunu, Temmuz ayında uygulanacak zam öncesindeyse 3 bin 250 TL aldığını söyledi. Kubilay, “Ben zam istemiyorum ama tükettiğim ürüne de zam yapılmasın. Ben evimde kömür kullanıyorum, geçen sene Emekliler Derneği’nde kömürün tonu 1100 liraydı, şu an 5 bin liradan bahsediyorlar. Mutfak tüpünü 100 liradan alıyorduk, şu an 350 liraya çıktı. Şu zamlar engellensin artık. 50-60 liraya aldığın et şu anda 150 lira. Girdi maliyetlerini düşürmedikten sonra bu böyle gitmez” dedi.
Temel ihtiyaç ürünlerine gelen zamlar karşısında en az 10 bin lira maaşın yeterli olacağını söyleyen Kubilay, aldığı maaşın sadece karın tokluğuna yettiğini söyledi: “İşin içine çocuklar girdiği zaman farklı oluyor. Mesela benim kızım yüksek lisansını yeni bitirdi. Ben onu okutmakla mükelleftim. Ama şu an hala borcumu kapatabilmiş değilim. Ülkenin gidişatı vicdanla cüzdan arasına sıkışmış durumda. Yukarıdakiler cüzdanı değil vicdanı düşünsün biraz. Başka da söyleyecek bir şeyim yok. Yani 56 bin lira maaşla bir milletvekili ‘ben geçinemiyorum’ diyorsa 3 bin 250 lirayla bir vatandaş ne yapsın?”
Bu yıl Kurban Bayramı için kurbanlık almaya parasının yetmediğini anlatan Kubilay, “Geçen yıl 2 bin 600’e kestiğimiz hayvan bu sene 6 bin liradan başlıyor. Bayram zaten bayramlıktan çıktı artık. Şeker sağlığa zararlı diye kendimizi avutarak şeker de kullanmayı bıraktık, bayram için tatlı da yapamıyoruz. Eskidendi onlar” dedi. Yıllardır yazın tatile çıkamadığına da değinen Kubilay, “Ben denizi sadece Konak’a indiğim zaman görüyorum. Onun dışında hayatımda deniz yok” diye konuştu.
“Bizim maaşımıza yüzde 40 zam geldi ama fiyatlar yüzde 150 arttı”
Geçmişte daha düşük prim ödediği için daha düşük emekli maaşı bağlanan Bağ-Kur emeklileri, en düşük emekli ücretinin 3 bin 500 liraya çıkartılmasından en çok fayda sağlayan kesim. Ancak onlar da bu taban ücretin halen asgari ücretin altında kalmasından şikayetçi. 66 yaşındaki emekli esnaf Halil İbrahim Sakacı, en düşük emekli maaşının, ara zamla net 5 bin 500 TL’ye yükseltilen asgari ücret düzeyine çıkartılmasını istedi. Sakacı, “Ben emekli olduğumda aldığım ücret 700 dolar civarındaydı. Şu anda aldığım ücret 250 dolar civarında. 3 bin 200 TL alıyorum şu anda. Bizim geçinmemize yeterli olmuyor. Eşim de emekli olmasa biz herhalde çok zorluklar çekeceğiz” dedi.
Maaşlarına gelen zammı yeterli bulmadığını söyleyen Sakacı, “Özellikle gıda maddeleri bu enflasyon döneminde aniden arttı. Onlara yetişemiyoruz. Bizim maaşımıza yüzde 40 zam geldi ama fiyatlar yüzde 150 arttı. Maalesef artık geçinemeyecek durumdayız” şeklinde konuştu. Bayramda torunlarına harçlık verecek durumda olmadığını da kaydeden Sakacı borçları yüzünden sıkıntı çektiğini söyledi: “Esnaftık, altı ay oldu iş yerimi kapatalı. İyi ki kapatmışım diyorum. Eğer şu anda esnaf olsaydım, zaten vergi borçlarım da var, onları taksitlendirmeme rağmen ödeyemiyorum.”
Emeklilerden seyyanen zam talebi
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre geçen yıl sonu itibariyle Türkiye’de emekli sayısı 13 milyon 644 bin 30 kişi oldu. SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına her yıl Ocak ve Temmuz aylarında bir önceki altı aylık dönemdeki enflasyon oranı kadar zam yapılırken, memur emeklilerinin aylıklarıysa toplu sözleşmedeki oran ve enflasyon farkı hesaplanarak arttırılıyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmede bulunan Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) İzmir Şube Başkanı Zekeriya Beypınar, Türkiye’de emeklilerin eline geçen ortalama maaşın 3500-4000 lira arasında olduğunu kaydetti. Emekli maaşları arasında makasın büyümemesi için seyyanen iyileştirme yapılmasını isteyen Beypınar, “İsterse yüzde 70 zam yapılsın bizim için mühim değil. Bizim asıl istediğimiz, seyyanen zamdır. 8 bin lira emekli maaşı alan bir kişi 3 bin lira zam alırken öbür tarafta 4 bin lira alan bir kişi 700-800 lira zam alacak. Bir uçurum yaratıyor bu durum. Bu uçurum ancak seyyanen zamla düzelir. Seyyanen deyince, 2 bin lira zam yapılıyorsa herkese 2 bin lira verilsin. Bu hiç olmazsa aradaki farkı kapatmaya yarar. Çünkü aradaki uçurum açıldıkça herkes birbirine düşman oluyor” dedi.
Prim kazancı ve prim ödeme gün sayısı aynı olmasına rağmen emekli maaşında farklılık olan kişiler arasındaki eşitsizliği gidererek denge sağlamak amacıyla intibak zammı yapılmasını da isteyen Beypınar, “Ben intibaktan faydalandım, 250 lira maaşım arttı. Ama 2000 sonrası olanlar intibaktan faydalanamıyor. Yani bu hak ve adalet mi? Hiç olmazsa onlar da faydalansın da bugünün şartlarında maaşları yükselsin” dedi. Emekli maaşlarından SGK muayene ve ilaç katkı paylarının da alınmasına karşı çıkan Beypınar, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) sorununa da çözüm getirilmesini istedi.
Bakan Bilgin: "Açlık sınırı 3 bin 600 lira ile 4 bin lira arasındadır"
Memur ve emekli maaşlarına yapılacak zammı değerlendiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ise, “Enflasyon, tahminlerimizi zorlayarak yüksek çıktı. Bu kadar artış beklemiyorduk. Bunda enerji sektörünün etkisi fazla” dedi.
Yüzde 42’lik artışın ciddi bir artış olduğunu söyleyen Bilgin, “Bu enflasyon şartları içerisinde çok yüksek değildir. Biz daha fazla vermek isterdik. Memur ve memur emeklisine yüzde 42 düzeyinde bir zam oranını gerçekleştireceğiz. Devlet 90 milyar lira alacağından vazgeçti. Çalışanları için vazgeçti. Devlet elini taşın altına fazlasıyla koydu. Tüm kamu çalışanları bu artıştan (memur zammı) istifade edecek” ifadelerini kullandı.
Geçim şartlarını ortaya koymak için her ay düzenli olarak açlık ve yoksulluk sınırı araştırması yapan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş) Haziran ayında 6 bin 391 TL olarak belirlediği açlık sınırı ile 20 bin 818 TL’ye ulaşan yoksulluk sınırına da itirazda bulunan Bakan Bilgin, “Açlık sınırının 6 bin lira olduğunu kim söylüyor. Sendikalar kendince çalışma yapıyor. Bunlar bilimsel olarak yapılmış çalışmalar değil. Türkiye’deki açlık sınırı 3 bin 600 lira ile 4 bin lira arasındadır” dedi.
Memurlar da seyyanen zam istiyor
Öte yandan memur ve emekliler enflasyon farkının yanı sıra maaşlarına sosyal refah payı düzenlemesi de bekliyor. Bakan Bilgin "Temmuz ayında ücret artışları değerlendirilirken, kamu çalışanlarına enflasyon farkının üzerine sosyal denge ve refah payı da eklenerek değerlendirilecek" demişti. Ancak Bilgin en son yaptığı açıklamada bu konuyu gündeme getirmedi.
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın ise enflasyon kaynaklı gelir kaybının karşılanması için seyyanen iyileştirme yapılması gerektiğini açıkladı. Twitter hesabından açıklama yapan Yalçın, “Başta kamu görevlilerimiz olmak üzere çalışanlarıyla büyüyen ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ ile uyumlu olarak kayıpların tazmini için seyyanen zam yapılmalı, vergi matrahları yükseltilmeli, ikinci 6 aylık dönemde enflasyonun zam oranını aştığı durumda eşel mobil uygulanmalıdır” talebinde bulundu.