Erişilebilirlik

Türkiye'nin Afganistan Gündemi Nasıl Şekillenecek?


Amerikan ordusunun Afganistan’dan büyük ölçüde çekilmesinin ardından Taleban’ın beklenmedik ölçüde hızlı bir şekilde ilerleyerek başkent Kabil’i ele geçirmesi birçok küresel ve bölgesel aktörün Afganistan ve Taleban politikalarını yeniden gözden geçirmesine yol açacak gibi görünüyor.

Bu ülkeler arasında Türkiye’de var.

Türkiye son altı yılda 450 binden fazla kaçak Afgan göçmen yakaladı. 2021 yılı itibariyle Türkiye’de 500 binden fazla Afgan nüfusu olduğu tahmin ediliyor. Taleban’ın saldırıları sonrası İran üzerinden artarak devam eden Afgan göçü, Türkiye’nin gündemindeki Afganistan kaynaklı önemli bir problem.

Türkiye’nin Afganistan’da kaç askeri var?

Türk askeri 16 Ocak 2002’den beri Afganistan’da görev yapıyor.

5 Aralık 2001 tarihli Bonn Anlaşması ve BM Güvenlik Konseyi’nin 20 Aralık 2001 tarih ve 1386 sayılı kararı ile kurulan Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti (ISAF) bünyesinde yer alan Türkiye, bu gücün en önemli aktörlerinden biri.

2009-2014 arasında ISAF misyonunun altı bölge komutanlığından biri olan Kabil Bölge Komutanlığı’nın lider ülke sorumluluğunu üstlenen Türkiye, Afgan Milli Savunma ve Güvenlik Kuvvetleri’nin Afganistan'ın güvenliğini tek başına sağlayabilecek yeterliliğe ulaştırılması için 2010-2011 yılları arasında Kabil’de astsubay eğitimi verdi.

Türkiye, 1 Ocak 2015 tarihinde başlatılan ve muharip olmayan bir görev olan Kararlı Destek Misyonu (RSM) kapsamında yaklaşık 648 personeli ile Kabil Eğitim, Yardım ve Danışma Komutanlığı ve Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı’nın işletme ve kuvvet koruma hizmetlerini yerine getiriyordu.

Akşener: ‘‘Türkiye bir göçmen hendeği olmuştur, Afganlar’ın gelişinin İran’da durdurulması lazım’’

Taleban’ın hızlı ilerleyişi sonrasında Türkiye’de muhalefet partileri hükmete bir yandan Türk askerini bu ülkeden çekilmesi mesajını gönderiyor diğer yandan da olası Afgan göçüne set çekmeye çağırıyor.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ‘‘Afgan meselesinde ben Sayın Erdoğan’ın bu konuda kafasının dehşet derecede karışık olduğunu düşünüyorum. ‘Gelsinler Taliban ile aramızda düşünce farkı yok’ diyor, diğer taraftan ‘duvar öreceğiz’ diyor. Şimdi anlaşılıyor ki, Biden ile o özel görüşmede, dışişleri mensuplarımızın bulunmadığı o özel görüşmede bazı şeyler konuşulmuş. Niye Biden almıyor kardeşim? Niye, ABD’ye getirmiyor da bize geliyor. Bu konuda hele şimdi Taliban’ın Kabil’e girdikten sonraki fasılda bu görüşmenin gerçekten böyle olup olmadığını Sayın Erdoğan ve Dışişleri Bakanı açıklamak zorundadır. Türkiye bir göçmen hendeği olmuştur. Afganlar’ın gelişinin İran’da durdurulması lazım’’ diyor.

CHP’li Öztrak: ‘‘Mehmetçiğimiz; derhal sınırlarımızın müdafaasına dönmelidir’’

Cumhuriyet Halk Partisi de Türkiye’nin yeni bir Afgan göç dalgasını kaldıramayacağını söylüyor.

Bugün partisinin Merkez Yönetim Kurulu toplantısı sonrasında açıklamalar yapan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, ‘‘Afganistan’da çok büyük bir kaos başladı. 300 bin kişilik, modern silahlarla donatılmış Afgan ordusu, birkaç hafta içinde silahlarını bırakarak dağıldı. 75 bin kişilik Taliban milisleri doğru dürüst tek kurşun atmadan ülkenin tamamını ele geçirdi. Taliban, Türk askerlerinin ayrılması için 1 Eylül’e kadar süre verdi. Bu koşullar altında, Afganistan’daki Mehmetçiğimiz; derhal ait olduğu yere, ülkemize ve sınırlarımızın müdafaasına dönmelidir. Ama Erdoğan hala Afganistan’da egemen güçlerin taşeronluğunu kapmak için Taliban ile zemin yokluyor. Taliban ile inanç farklılığı yokmuş. Taliban lideriyle de görüşebilirmiş. Dün de Pakistan üzerinden Taliban’a çiçekler göndermeye devam etti. Erdoğan, Afganistan’da illaki taşeronluk üstlenecekse dantelli kefen bezi kuşanan tosuncuklarını, o da olmazsa besleyip büyüttüğü SADAT’çılarını göndersin’’ diyor.

Bahçeli: ‘‘Afganistan’dan dönmek demek Anadolu coğrafyasını tehlikeye atmak demektir’’

Muhalefetin bu çağrılarına rağmen AKP’nin Cumhur İttifakı’ndaki ortağı Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli, Türk askerinin Afganistan’da kalmasını tarihsel bir zorunluluk olarak gördüğünü saklamıyor.

MHP lideri, ‘‘Türkiye’nin Afganistan’daki varlığı meşrudur, dostanedir, barışçıdır, bu ülkenin istikrar ve güvenliğine destek mahiyetlidir. Bu nedenle askeri unsurlarımızın Afganistan’ı terki düşünülemeyecektir. Afganistan’dan dönmek demek Anadolu coğrafyasını tehlikeye atmak demektir. Sayıları 8 milyona ulaşan (Afganistan’daki) Türk (etnisite) varlığı Türkiye’ye inkar edemeyeceği sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumluluğun ifa ve icrası için Kabil Uluslararası Hamid Karzai Havalimanı’ndaki varlığımızın sürdürülebilir nitelikte olması şarttır. Türkiye’nin diplomatik misyonunu Afganistan’dan çekmesi için hiçbir mecburi ve mücbir sebep görülmemektedir.

Afganistan’daki yeni yönetimle düzensiz göçün önlenmesi hususunda muhakkak surette anlaşma, temas ve fikir birliği temin edilmesi şarttır. Taliban’la görüşmek dahil her seçenek dikkate alınmalıdır’’ görüşünü savunuyor.

Güneş: ‘‘Bahçeli’nin açıklamaları müzakerelerin sürdüğünü gösteriyor’’

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Hakan Güneş’e göre, MHP liderinin bu çıkışı Türkiye’nin başta Pakistan ve Taleban ile süregiden görüşmelere devam ettiğini ispatlıyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Doçent Güneş, ‘‘Bahçeli’nin yaptığı açıklama bu hükümetin orada olma konunda ısrarcı olacağını gösteriyor. Peki bu süreçte bu ne şekilde gerçekleştirilebilir? Demek ki son süreçte dahi Pakistan ve Taliban’la müzakereler sürüyor. Aslında Türkiye’nin Afganistan’a dair birinci planı dün itibariyle bitti. Bu plan NATO Liderler Zirvesi’nde gündeme geldi. Batı finansal ve siyasal olarak destekleyecek Türkiye ve Pakistan da sahada yer alacaktı. Bu planda Türkiye, Batı’yı temsil edecekti. Bunun için Pakistan’a iki bakan ziyareti oldu, alt düzeyde görüşmeler yapıldı. İkili ilişkiler güçlü olsa da belli ki Taliban’ın asıl hamisi olan Pakistan ikna edilemedi. Bunda Pakistan üzerinde etkisi olan Suudi Arabistan’ın etkili olması muhtemeldir. Çin de burada bir rol oynamış olabilir. Çin ve Suudi Arabistan’ın Türkiye’nin engellenmesi için bir basınç uyguladığını söyleyebiliriz’’ dedi.

‘‘Geçici hükümet aracılığıyla Türkiye’ye ihaleler verilebilir’’

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi, Türkiye’nin Pakistan ve Taleban’ı ikna etmesini çok büyük bir sürpriz olarak görse de kesinlikle reddetmiyor.

Ancak Güneş daha güçlü olasılıklara işaret ediyor:

‘‘Türkiye’nin desteklediği güçlerin geçici hükümet formülü aracılığıyla iktidara ortak olmasıyla bir takım ihaleler verilebilir, Türkiye’den doktor ve mühendisler ülkenin yeniden yapılanmasında rol oynayabilir. Hangi ülkeye elçiliğini açık tutma izni verilecek? Bu da ihalelerde bir etken olacak. Taliban, sınırları tutarak çok büyük bir göçmen akınına izin vermeyecek gibi görülüyor. Ancak altı ay içinde ciddi bir göçmen basıncı hissedeceğiz. Hükümetin girişleri daha kontrollü tutmaya çalışacağını da şimdiden öngörebiliriz.’’

Loğloğlu: ‘‘Türkiye’nin içinde bulunacağı sürecin yeni çerçeveye oturması lazım”

Emekli diplomat Faruk Loğoğlu, Taleban’ın tüm tahminleri çöpe atan hızlı ilerleyişi sonrası Türkiye’nin öncelikli misyonunun o ülkedeki askeri ve sivil personelini en hızlı ve en güvenli bir şekilde çıkarması olduğunu düşünüyor.

Peki bu süreçte Taleban’la bir zemin arayışı söz konusu olabilir mi?

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan eski Washington Büyükelçisi, özellikle MHP liderinin bugünkü çıkışının bu kapsamda okunabileceği kanaatinde.

Faruk Loğoğlu, ‘‘Bugün Türkiye’nin öncelikli Afganistan gündemi, oradaki Türk askerlerinin durumu. Afganistan’daki Türk askerlerinin ve sair personelin tahliye edilmesi gerekiyor. Taliban’ın başkenti ele geçirmesinden sonra havalimanın korunması kadük oldu. Bunun iki istisnası var. Biri Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yaptığı açıklama. Onun sözlerinden hala bu arayış, bu süreç devam ediyormuş gibi anlaşılıyor. İkincisi Bahçeli’nin ‘askeri unsurlarımızın Afganistan’ı terki düşünülemeyecektir’ şeklindeki sözleri. Bahçeli bu açıklamayı yaptığına göre Taliban’dan bazı işaretler alınıyor olabilir. Afganistan’da artık Taliban rejimi veyahut yönetimi var. Daha önce bu konuda konuşurken Türkiye’nin böyle bir görevi üstlenebilmesi için iki şart olmasından söz ediyorduk. Afganistan hükümeti ve Taliban’ın ortak çağrısı ve bu durumu belli çerçeveye oturtacak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı. NATO operasyonunun sona ermesi üzerine Türkiye’nin içinde bulunacağı sürecin yeni çerçeveye oturması lazım. Afganistan Taliban yönetimine girdiğine göre, Taliban yönetimin böyle bir istekte bulunması ya da rıza göstermesi gerekir. Tabii uluslararası toplumun da bunun arkasında durması şart’’ diyor.

“Türkiye girdabın içine çekiliyor”

Ancak emekli diplomat gelinen aşama sonrası Türkiye’nin Taleban’la belli bir zeminde uzlaşarak Afganistan’da kalma ihtimalini çok gerçekçi bulmuyor.

Loğoğlu, ‘‘İnsanlık tarihinin en utanç verici, en üzücü şahneleriyle karşı karşıyayız. En son Pentagon (Savunma Bakanlığı) açıklama yaptı ve ‘ABD ve Türk askerleri kalabalığı açmak için birlikte çalışıyor’’dedi. Türkiye girdabın içine çekiliyor, bundan çıkması lazım. Biliyorsunuz Taliban, 1 Eylül’e kadar Türk askerinin de ayrılmaması halinde hedef olacağını duyurdu. Taliban’ın bu açıklamasına rağmen ‘Türk askeri kalacaktır’ derseniz Türk askeri ile Taliban askerlerini karşı karşıya getirmiş olursunuz. Ben bu söylemleri ne gerçekçi ne de doğru buluyorum’’ diye konuştu.

XS
SM
MD
LG