Taleban'ın başkent Kabil’e ulaşması ve Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin ülkeyi terketmesinin ardından, Avrupa ülkeleri de kendi vatandaşlarını Afganistan'dan çıkarmak için harekete geçti.
ABD ve Kanada'nın yanısıra Fransa, İtalya, Hollanda, Almanya büyükelçilik çalışanlarını ve yurttaşlarını Kabil’den çıkarmak için ek askeri güç gönderdi. Ancak komşu ülke Rusya "temsilciliğini boşaltmaya gerek olmadığını" açıkladı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, yabancıların ülkeden güvenlik içinde ayrılabilmesi için Kabil Havaalanı'nı korumaya devam edeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin Pazar günü Afganistan'ı terketmesi, 10 günlük bir saldırının ardından Kabil’e ulaşan Taleban'ın askeri zaferinin sembolü oldu. Cumartesi gününden bu yana ABD helikopterleri "Yeşil bölge" de bulunan aşırı korunaklı dev Amerikan büyükelçiliği kompleksi ile Kabil havalimanı arasında büyükelçilik çalışanlarını taşımayı sürdürdü. ABD'nin ardından Avrupa başkentleri Paris, Londra, Berlin, Amsterdam, Roma da elçilik ve konsolosluk çalışanlarını boşaltmak için ek askeri güç gönderdi.
NATO Genel Sekretei Jens Stoltenberg, akşam saatlerinde İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Kanada, Danimarka, Hollanda Dışişleri bakanları ile yaptığı görüşmelerin ardından, Twitter hesabından açıklama yaptı. Stoltenberg, ülkelerin yurttaşlarını tahliye edebilmesi için NATO'nun Kabil Havaalanı'nın güvenliğini sağlamaya devam ettiğini açıkladı.
Avrupa boşaltıyor
ABD'nin yanısıra Avrupa başkentleri de elçilik çalışanları ve yurttaşlarını ülkeden çıkarmaya başladı. Çok sayıda Avrupa ülkesi büyükelçiliklerini kapatma ya da minimum sayıda personelle faaliyetlerine devam etme kararı aldı.
İngiltere bir süre daha Kabil'de kalarak "en az sayıda" personelle yurttaşlarının güven içinde ülkeyi terketmesini sağlama yolunu seçti. Fransa ise, büyükelçiliğini havalanına taşıma yöntemini seçti.
Fransa elçiliği havaalanına taşıdı
Fransa Dışişleri Bakanlığı'ndan Pazar günü yapılan açıklamada, büyükelçiliğin Kabil Havaalanı'na taşındığı açıklandı. Savunma Bakanlığı ise, havaalanındaki Fransızlar'ın güvenlik içinde tahliye edilmesi ve ülkeden çıkarılmasını organize etmek için Birleşik Arap Emirlikleri'ne takviye askeri güç gönderildiğini açıkladı. Bakanlık, ülkedeki Fransız yurttaşları ile temas halinde olduklarını ve bir grup yurttaşın ülkeyi terketmesi için 16 Temmuz'da özel bir uçak kaldırdıklarını ve tahliye işlemlerine devam edeceklerini belirtti.
Fransız Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Fransız yurttaşlarının ilk etapta Kabil Havaalanı'ndan gönderilen özel hava kuvvetleri aracılığıyla Abu Dabi'ye taşınacağı, ilk tahliyelerin gün içinde başlayacağını belirtti. Büyükelçiliğin ülkedeki tüm yurttaşların getirilmesi için bir süre daha Kabil Havaalanı'nda kalacağı da vurgulandı.
Açıklamada ayrıca, "Fransa'nın Afgan sivil toplum temsilcileri, hak savunucuları, sanatçılar ve gazetecileri korumaya devam etme arzusunu yinelediği, Kabil havaalanından vize verme kapasitesini mümkün olduğunca korumak için çabaların sürdüğü” vurgulandı.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Savunma Konseyi'nin Afganistan'daki durumu görüşmek üzere pazartesi günü video konferans yöntemiyle toplanacağını açıkladı. Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Macron'un resmi tatil sarayından gelişmeleri dakika dakika izlediği ve Fransa'nın yurttaşlarının güvenliğini sağlamak için gereken herşeyi yaptığı bildirildi.
İngiliz Dışişleri Bakanlığı, İngiliz büyükelçiliğinin personel sayısını azaltarak Kabil'de kaldığını ve diplomatik personelin ülkeyi terk etmek isteyen İngiliz vatandaşlarına yardım etmek için mümkün olan her şeyi yapacağını belirtti. Londra Hükümeti, İngiliz vatandaşlarının ülkeden ayrılmasına yardım etmek için 600 askerlik ek kuvvetin konuşlandırılacağını açıkladı. İngiliz Parlamentosu'nun Afganistan'daki durumu görüşmek üzere acilen toplanacağı da kaydedildi.
Hollanda Dışişleri Bakanlığı Pazar günü, büyükelçilik personelinin Cumartesi gecesi binadan tahliye edildiğini, havaalanına yakın bir noktada çalışmaya devam ettiklerini açıkladı.
Rusya boşaltmıyor
Ancak Afgansitan'ın en yakın komşusu Rusya, henüz büyükelçiliğini boşaltma kararı açıklamadı. Rus haber ajansı Tass, Moskova yönetiminin "Kabil büyükelçiliğini boşaltmayı şimdilik faydalı görmediğini" belirtti.
Radikal İslamcı hareket Taliban, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından El Kaide lideri Usame bin Ladin'i teslim etmeyi reddettiği için ABD liderliğindeki koalisyon güçleri tarafından devrilmesinden 20 yıl sonra, iktidara geri dönmeye hazırlanıyor.
Almanya da Kabil’den ayrılıyor
Almanya, Afganistan’ın başkenti Kabil’deki Alman büyükelçiliği personelini ve ülkede bulunan diğer Alman vatandaşlarını ülkeden çıkartmak için iki uçak gönderme kararı aldı. Başbakan Yardımcısı Olaf Scholz, "Almanların Afganistan’dan çıkarılması konusunda kaybedecek vaktimiz kalmadı" derken, Dışişleri Bakanı Heiko Maas, "Afganistan’da bulunan Alman vatandaşlarının güvenliğini sağlamak ve bir an önce Almanya’ya getirilmesini sağlamak için her türlü hazırlığı tamamladık" şeklinde bir açıklama yaptı. Maas, Afganistan konusunda oluşturulan kriz masasının istişarelerini sürdürdüğünü açıklarken, orduya ait Airbus A400M ve A310 model iki uçağın Pazar akşam saatlerinde yola çıkacağı açıklandı.
Alman vatandaşlarının tahliyesinin desteklemesi ve güvenliğin sağlanması için yaklaşık 200 askerden oluşan paraşütçü birliğinin de Kabil’e gönderileceği belirtilirken, kurtarma operasyonunun yeni haftanın ilk gününde sona ermesinin planlandığı haber verildi. Alman Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Taleban‘ın Kabil’e girmek üzere olduğu haberlerinin hemen ardından büyükelçilikteki personelin Kabil Havalimanı’nın askeri bölümüne getirildiği açıklandı.
Kabil’de bulunan 30 elçilik çalışanı ve aralarında yardım ve kalkınma kuruluşu çalışanlarının da bulunduğu 80 Alman vatandaşının Pazartesi sabah saatlerinde Airbus uçaklarıyla Özbekistan’ın başkenti Taşkent’e uçurulacağı, Taşkent’te oluşturulan operasyon merkezinde barındırılacak Almanların muhtemelen ertesi gün Lufthansa’dan kiralan bir uçakla Almanya’ya getirileceği ifade edildi..
Öta yandan Afganistan’da Taleban’dan kaçan göçmenlerin durumu Alman iç siyasetinde tartışmalara neden olmaya başladı. Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Taleban’ın bütün ülkede kontrolü ele geçirmesinden sonra büyük bir mülteci dalgası olacağını belirtti ve "İnsanların kitleler halinde harekete geçeceğinden yola çıkıyorum, bunların rotası Avrupa da olacak" dedi. Seehofer, mülteci dalgasından Türkiye, Pakistan, İran ve Tunus gibi ülkelerin de etkileneceğine inandığını belirtti. Almanya’nın Avrupa’dan Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth da önümüzdeki dönemde AB ve Almanya üzerindeki "göç baskısının" artacağını ifade ederek, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan ve geçen Haziran ayında güncellenen mülteci anlaşmasına vurgu yaptı ve Ankara’ya anlaşmanın kurallarını yerine getirmesi çağrısında bulundu.
.