Türkiye’nin AB üyeliğine en çok karşı çıkan Fransa, Türkiye’deki genel seçimleri ve sonuçlarını yakından izliyor. Fransız medyası AKP’nin yüzde 50’ye varan seçim başarısını manşetlerden duyururken, ‘seçimin AKP için bir zafer değil, başarı olduğu’ vurgusu yaptı. Fransız medyası AKP’nin anayasa değişikliğini tek başına elde edemeyeceğini dile getirdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, seçimlerden 2 gün sonra Başbakan Tayyip Erdoğan’a kutlama mesajı göndererek, bundan böyle özellikle Libya ve Suriye gibi bölgesel sorunlar konusunda Türkiye ile yakın çalışmak istedikleri arzusunu dile getirdi.
Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkileri düzeltmeye dönük olarak kurulan Cercle de İnstitut Bosphore/Boğaziçi Enstitüsü Çemberi adlı düşünce kuruluşu da, Paris’te ilkini gerçekleştirdiği toplantıda Türkiye’deki genel seçimleri ve sonuçlarını değerlendirdi.
Paris’te ilk kez düzenlenen toplantıya, AKP’ye üçüncü kez iktidara gelme başarısı getiren sonuçlarının analizini merak eden Fransız bakan ve diplomatların yanı sıra akademisyen ve ekonomistler de büyük ilgi gösterdi. Toplantıya konuşmacı olarak Türkiye uzmanı stratejist, Boğaziçi Enstitüsü Bilimsel Komitesi üyesi Alexandre Adler, Bahçeşehir Üniversitesi’nden ekonomist Seyfettin Güler, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler profesörü yazar Soli Özel katıldı. Türkiye uzmanı akademisyen Didier Billion’un yönettiği toplantıda katılımcılar, seçimlerin AKP’yi güçlü bir iktidara taşıdığını ancak anayasayı değiştirme hakkını tek başına vermediklerini belirterek, “Anayasa CHP’li reformcular ile birlikte değiştirilmeli. Ve her iki taraf da bu tarihi fırsatı kaçırmamalı” görüşünde birleşti. Sandıktan çıkan mesajları üç başlık altında toplayan katılımcılar, birincisinin AKP’nin başarısı, ikincisinin CHP’siz anayasa yazılamayacağı, üçüncüsünün de Kürt sorununun mutlaka çözüme kavuşturulması olduğunu dile getirdiler.
Alexandre Adler, dünya dengeleri ve Türkiye analizinin ardından, “Şimdi Türkiye çok önemli bir dönemeçte. Yüzde 50 ile iktidara gelen bir hükümet var. Ama anayasayı muhalefet ile yapmak zorunda. CHP’nin tavrı çok önemli, daha reformist mi olacak, tutucu mu kalacak, seçmek zorunda. Anayasa içerde Baykal-Kılıçdaroğlu çekişmesine heba edilmemeli. Erdoğan da CHP’yle uzlaşma yolunu bulmalı. Böylece ‘Putinleşme’ en dişelerini de boşa çıkarır. AKP ve CHP şimdi silahlarını gömmeli. Bundan sonra AKP ve CHP’nin reformistlerinin bu süreci çok iyi görüp bu fırsatı değerlendirebilmeleri çok önemlidir” dedi. Adler, Kürt sorunu konusunda da adım atılması gerektiğine vurgu yaparak, “Seçimlerin üçüncü mesajı da budur. Kürt sorunu konusunda ilerleme sağlamalı. Belki Erdoğan en büyük hayali olan başkanlık sistemine geçiş için BDP ile bir takım anayasal haklar konusunda uzlaşabilir” diye konuştu.
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler profesörü yazar Soli Özel de, Fransızlara Türkiye’nin seçim sonrası politik portresini çizerek, “Artık Türkiye’nin daha fazla korku politikası ile yönetilemeyeceği açıktır. Laiklik önemli bir unsur. Toplumun katılımı önemli. Yeni anayasayı iki taraf birlikte yazmalı” dedi.
Seçimlerin ekonomik tablosunu anlatan Seyfettin Gürsel de, Türkiye’deki anket kuruluşlarının seçimlerin önemli kaybedenlerden birisi olduğunu vurguları. AKP’ye seçimleri kazandıran ekonomik büyümenin beklenenin ve kaldırabileceğinin üzerinde olduğunu ve çok ısındığını belirterek, iktidarın yeni dönemde buna uygun altyapı ve kurumların bir an evvel oluşturulması gerektiğini dile getirdi. Gürsel, “Çılgın, tehlikeli bir büyüme var. Babacan büyümeyi kontrol etmekte kararlı olduğunu açıkladı. Reform ihtiyacını Başbakan’ın da görmesi gerekir. Orta vadede yapısal reform, çalışma, eğitim, enerji de ve vergi dünyasında reforma gitmek gerekiyor,” dedi.