Uluslararası Kriz Grubu Türkiye uzmanı Hugh Pope, seçim sonuçlarını Amerika'nın Sesi'ne değerlendirdi ve şunları söyledi:
“Çok demokratik bir tablo çizildi aslında. AKP yeni bir anayasa yapmak isterse bunu öteki partilerle görüşerek ve uzlaşma içinde yapmak zorunda. Bu önemli bir unsur ve Türkiye’nin demokrasisi için çok iyi birşey. Bir önemli unsur da BDP’nin bütün ağır topları mecliste olacaklar ve bu Türkiye için çok iyi bir fırsattır. Onları da demokratik açılım sürecine katmak çok iyi bir fırsattır ve umarız ki Türkiye bu fırsatı değerlendirir.”
Başbakan Erdoğan’ın seçim sonuçları açıklandıktan sonra yaptığı ve yeni anayasanın toplumun bütün kesimlerini kucaklayacağını vurguladığı konuşmayla ilgili olarak da Hugh Pope şu yorumda bulundu:
“Tabii çok olumlu bir başlangıç ve umarız ki parlamentodaki diğer partiler de aynı kapsamlı anlayış içinde olurlar. Zannediyorum Türkiye buna hazırdır. Ama yapılacak mı onu zaman gösterecek. Kürt meselesi daha iyi bir yere götürmek için anayasadan geçmek çok olumlu olabilir. Bunun üç unsuru var. Birincisi kuşkuya yer kalmayacak şekilde etnik ayrımcılığın ortadan kalkması, ikincisi dil konusu, okullarda çeşitli diller öğretilmesini sağlayacak bir madde açılsın, tabii ki Türkçe her zaman resmi dil kalacak ve birinci dil kalacak. Üçüncüsü basın özgürlüğü ve vicdan hürriyetini daha köklü bir şekilde garanti altına almak için bazı değişiklikler yapılması.”
Uluslararası Kriz Grubu Türkiye uzmanı Hugh Pope, seçim kampanyası sürecinde Avrupa’dan neredeyse hiç söz edilmemesini eleştirdi. Pope Türkiye’nin geleceği için gelecekteki ekonomik başarılardan çok söz edildiğini hatırlattı ve şunları söyledi: “Bana kalırsa Türkiye son yıllardaki ekonomik başarısını Avrupa’ya borçludur, mesela yatırımlar konusunda 2000 yılında TR’ye gelen yatırımlar 1 milyar dolar civarındaydı. Avrupa Birliği müzakereleri başladığında bu 20 kat arttı, 20 milyar dolara çıktı. Şimdi yarı yarıya düştü çünkü hem mali kriz var, hem de bir kuşku var. Türkeye gerçekten Avrupa Birliği’nin standartlar ve normlarına ulaşacak mı sorusu soruluyor. Yani Türkiye emniyetli bir yatırım yeri midir? Başlangıçta bu ekonomik neden var. İkinci neden de şu: Türkiye için Avrupa Birliği hep reformlar açısından bir lokomotif gibi görev yaptı. Şimdi aşağı yukarı üç dört senedir bir hareket yok ve bunun sonuçlarını görüyoruz yavaş yavaş. Türk eğitim sistemi yenilenmiyor. TR’deki adalet sistemi yenilenmiyor. Bu tür derin reformlar yapılmıyor artık ve bunları tekrar canlandırmak için Avrupa Birliği iyi bir unsur olabilir ve olacak düşüncesindeyim.”
Hugh Pope’la söyleşimizin tamamını aşağıdaki ses dosyasından dinleyebilirsiniz.