Bugün görevden alınan Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang'in yerine daha önce bu görevi yürüten Wang Yi getirildi. Bu değişiklik, Çin Komünist Partisi'nin elit yönetici tabakasındaki siyasi rekabetleri ve rakiplerin kişisel hayatlarına ilişkin söylentileri körükledi.
Çin devlet televizyonu CCTV, akşam haberlerinde, bir aydır gözlerden uzak olan Qin'in görevden alınmasının nedenini açıklamadı. Çin Dışişleri Bakanlığı da Qin'in statüsüne ilişkin bilgi vermedi.
Komünist Partisi'nin Qin'in bakanlık içindeki durumu hakkında bilgi vermemesi, basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlı olduğu Çin'in şeffaflıktan uzak olan siyasi sistemi içinde olağan bir yaklaşım olarak algılanıyor.
Qin'in Dışişleri Bakanlığı görevinden alınması, ülkenin giderek daha agresif hale gelen dış siyasetine yabancı ülkelerin tepki verdiği döneme denk geldi. Qin Gang, Çin'in dış siyasette agresif olması gerektiğini savunan bir siyasetçi.
Qin'in görevden alınması, normalde ay sonunda toplanan Ulusal Halk Kongresi'nin olağandışı şekilde biraraya gelerek Dışişleri Bakanlığı'ndaki bu değişikliği onaylamasıyla daha da gizemli bir hal aldı.
Qin en son 25 Haziran'da, Pekin'de Sri Lanka Dışişleri Bakanı'yla toplantısında kameralar önünde görülmüştü. Çin Dışişleri Bakanlığı, Qin'in bir süredir gözlerden uzak oluşunu sağlık sorunlarına bağlamış, ancak daha sonra bu bilgiyi basın toplantısı metninden çıkarmıştı.
Wang Yi, daha önce de Komünist Parti'nin Dış İlişkiler Dairesi Başkanı olarak Çin'in en kıdemli diplomatı görevini yürütmüştü. Herhangi bir güçlü rakiple karşı karşıya olmayan Wang'in en azından kısa vadede bu görevi sürdüreceği tahmin ediliyor.
Çin'in diplomasi kademesindeki bu değişiklik, ülkenin dış siyasetinin de değişeceğine ilişkin bir işaret içermiyor ve Çin'in Rusya'ya Ukrayna'daki savaşında desteğini sürdüreceği tahmin ediliyor. Ancak Qin'in Dışişleri Bakanlığı göreviden alınarak yerine Wang'in getirilmesi, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve diğer üst düzey yetkililerin ticaret, insan hakları, teknoloji, Tayvan ve Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki hak iddiaları gibi meselelerle bozulan ikili ilişkileri canlandırmak için yaptıkları Çin ziyaretlerini izliyor.
Diplomatik çevrelerde “kurt savaşçı” lakabıyla bilinen Qin, kariyerinin erken döneminde bakanlık sözcülüğü yapmış, Batı'ya yönelik eleştirileri ve Çin'e yönelik tüm suçlamaları reddetmesiyle tanınmıştı.
Daha sonra Çin Dışişleri Bakanlığı'nın protokol dairesini yöneten Qin, bu dönemde Komünist Parti'nin başkanı ve Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in dikkatini çekti. 2021 yılı Temmuz ayından 2023 Ocak ayına kadar Çin'in Washington Büyükelçisi olan Qin, bu kısa görev süresinde Çin diplomasi hizmetlerinin üst kademelerine yükseldi.
Qin'in ABD Büyükelçiliği dönemi ve Dışişleri Bakanlığı görevinden beklenmedik biçimde uzaklaştırılması, Washington ve Pekin arasındaki sorunlu ilişkiye yeni bir boyut daha ekledi.
İlgili Haberler Çin’in en üst düzey diplomatı Wang Yi ASEAN zirvesinde Blinken ve Lavrov'la görüştüAmerika son haftalarda tarihin en düşük seviyesine inen Çin-ABD ilişkilerini canlandırmak için bir dizi diplomatik girişimde bulundu. Bu girişimlerin dünyanın en büyük iki ekonomisine sahip olan ve küresel nüfuz elde etmede birbiriyle yarışan ABD ve Çin arasındaki bağları tamir edip edemeyeceği, ucu açık bir soru.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, geçen Pazar günü CNN televizyonunda, Çin ile ilişkiler konusunda, “İlişkilere istikrar kazandırma ve rekabetin çatışmaya dönüşmemesini sağlamaya çalışıyoruz. Çin'in hoşuna gitmeyen şeyler yapmaya ve söylemeye devam edeceğiz, Çin de bizim hoşlanmayacağımız şeyler yapmaya ve söylemeye devam edecek” ifadelerini kullandı.
Basın ve sivil toplum üzerinde sıkı kontrol uygulayan kapalı bir siyasi sisteme sahip olan Çin'de, Cumhurbaşkanı Xi ve diğer Çinli liderlerin şu aşamada Amerika'yla ilişkilere nasıl baktığını anlamak zor.
Çin'i yöneten en otoriter ve milliyetçi liderlerden biri olan Xi, Güney Çin Denizi'ndeki egemenlik ve hak iddialarına ilişkin sert tutum sergiliyor ve demokrasiyle yönetilen Tayvan'a saldırı tehdidinde bulunuyor. Xi aynı zamanda Müslüman ve Budist azınlıklara siyasi ve kültürel baskı uyguladığı yönündeki eleştirileri reddediyor.
İlgili Haberler Kissinger’ı ağırlayan Çin lideri Xi’den övgü dolu sözlerQin Gang da Çin Dışişleri Bakanlığı ve sözcülük dönemlerinde Xi'nin bu tutumunu savunmuş ve Mart ayında, “Amerika frene basmaz ve yanlış yolda hızla ilerlemeye devam ederse raydan çıkmasını önlemek imkansız olur, çatışma ve yüzleşme kaçınılmaz bir hal alır” demişti.
Ancak Pekin'deki Renmin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü Wang Yiwei'ne göre Çin Cumhurbaşkanı Xi'nin bu yılın ilerleyen aylarında San Francisco'da yapılacak Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu zirvesine katılmak üzere Amerika'ya bir ziyaret gerçekleştirmesi, fırsat kapısını aralayabilir.
Wang, “Çin-Amerika ilişkilerini rayına oturtmak için fırsat yakalanırsa ilişkilerin önümüzdeki yıl Amerika'nın başkanlık seçimlerine odaklanacağı ortamda kontroldan çıkması engellenebilir” dedi.
Wang ayrıca anlaşmazlıkların bazen iki ülke arasındaki dev ekonomik ve ticari ilişkileri gölgede bıraktığını, ancak tarafların siyasi açıdan tarafsız olan iklim değişikliği gibi konularda hala işbirliği yapabileceğini kaydetti.
Çin'in doğusundaki Nanjing Üniversitesi'nin Uluslararası İlişkiler Fakültesi Dekanı Zhu Feng de Amerika ve Çin'in, “dünyanın en önemli ve karmaşık ikili ilişkisini yürütmenin yollarını aradığını” kaydetti.