Erişilebilirlik

Türkiye'nin Gündemi İmralı'yla Yeni Süreç


Türkiye, Kürt Sorunu’nun çözümü için yeni sürece kilitlenirken mecliste grubu bulunan partilerin liderleri de grup toplantılarında kendi pozisyonlarını kamuoyuna açıkladı.

DTK Eş Başkanı Ahmet Türk ve BDP milletvekili Ayla Akat’ın İmralı adasında Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmeden sonra CHP, MHP ve BDP liderleri kapsamlı değerlendirme yapmamışlardı.

Bahçeli: Okyanuslar kuruyup çöle dönerse MHP sürece destek verir!

Herkesin tutumunu en fazla merak ettiği isim hiç kuşkusuz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ydi. “Ne zaman ki okyanuslar kuruyup çöle dönerse, belki o zaman bu MHP’nin müzakerelere destek olması dilekleri gerçekleşebilecek ve aradıklarını bulabileceklerdir” diyen Bahçeli’nin bu tavrı kimseyi şaşırtmadı.

MHP lideri, Başbakan Erdoğan’ı da sert bir dille eleştirdi. 2007 seçimleri öncesi Erzurum mitingi’nde Öcalan’ı asması için meydana it attığını hatırlatan Bahçeli, “o urganı beş yıl sonra Ankara Kızılcahamam'da kapan sen değil miydin? Kısa süre öncesine kadar teröristlerle kucaklaşan BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmaktan bahseden yine sen değil miydin? 'Ben olsam asardım' dediğinle bugün yanak yanağasın, kucak kucağasın” dedi.

MHP liderinin üslubu sertti ama sokak muhalefetine ilişkin bir mesaj vermemesi süreci baltalamayacağının işareti olarak algılanabilir.

Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan’a: Ya adam gibi davranır sorunu çözersin ya da gelen her şehit cenazesinin sorumlusu sen olursun'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise İmralı sürecinin ortaya çıkmasının ardından “kredi açtık” sözleriyle partisinin ihtiyatlı bir destek vereceğini duyurdu hatta bu sözleri nedeniyle ulusalcı refleksleri bilinen Sözcü gazetesinin yayınladığı bir karikatürde Erdoğan ve Öcalan’la aynı kayıkta gösterilerek eleştirildi. Ulusalcı basından eleştiri alan bu sözler bile Başbakan tarafında yeterli görülmedi. Erdoğan, Afrika seyahati öncesi “kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerde kaldı gayrıya himmet ede. Sen krediye muhtaçsın bir kere” sözleriyle tepkisini gösterdi.

CHP lideri, grup toplantısında hem “kredi veriyoruz”” sözlerine açıklık getirdi hem de partisinin izleyeceği tutum hakkında ipuçları verdi.

2002 seçimlerine yasaklı olduğu için katılamayan Başbakan Erdoğan’ın önünü partisinin açtığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “10. yıl sonunda kibirden, tek adamlıktan yola çıktı, egosu o kadar şişti ki yeri geldi, 2012'de demokrasiden şikayet eder noktaya geldi. 'Hani o kuvvetler ayrılığı ilkesi var ya insanın ayağına ayak bağı oluyor' dedi. Demokrasi adına sana açtığımız kredi koşulsuz krediydi. Şimdi sana güvenmiyoruz o nedenle koşullarımız var. Ya adam gibi davranır sorunu çözersin ya da gelen her şehit cenazesinin sorumlusu sen olursun'' dedi.

CHP, Kürt Sorununa çözüm için Meclis aritmetiğini dikkate almaya karşı çıkıyor. Bazı kanaat önderlerinin Meclis’in iki büyük partisi AKP ve CHP‘nin anlaşması halinde sorunun çözüleceğine ilişkin söylemlerini eleştiren Kemla Kılıçdaroğlu, ''Yüzde 25'in görüşü ne olacak, onlar insan değil mi, bu ülkede yaşamıyorlar mı, onların görüşleri yok mu? Toplumsal mutabakat rakamla sağlanamaz'' diye konuştu.

CHP lideri: “Başbakan, kibrinden vazgeç, diline hakim ol”

Kılıçdaroğlu, konuşmasında Başbakan’ın seçim öncesinde ''müzakere'' deyip, seçim sonrasında ellerinde silahla gezmekle, sabah iple gezip öğleden sonra masaya oturmakla itham etti. Köklü ve kronik bir sorunun ciddiyetsizlikle çözülemeyeceğini savunan CHP lideri, her fırsatta muhalefet partilerine ‘söylemedik söz bırakmıyor’ dediği Başbakan’a şöyle seslendi:

“Artık diline hakim ol Recep Tayyip Erdoğan, hırsının esiri olmaktan vazgeç, kibirden vazgeç. Kibir insanı köreltir, aklın düşmanıdır. Hoşgörülü ol, Mevlana törenlerine katılıyorsun, Mevlana'nın ne dediğini hala öğrenemedin mi; toprak gibi ol diyor. Madem ki Başbakan gibi konuşmayı beceremiyorsun, o zaman hiç konuşma. Böylece daha iyi sonuç elde edilir”.

BDP lideri Demirtaş: KCK, DTK ve BDP de sürece dahil edilsin

Geçtiğimiz çarşamba gününden bu yana sessizliğe gömülen BDP ise bugün ilk kez resmi ağızdan görüş bildirdi.

Grup toplantısında konuşan BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “Yıllardır bunun için çok büyük mücadeleler verdik, bedeller ödedik. Böylesine kritik bir süreçte atılmış mantıklı, makul bir adımdır. Her türlü milliyetçi, ırkçı hezeyanlarla saldırmaya çalışabilirler ama Türkiye'nin iç barışı bu adımla başlayabilir” sözleriyle ‘önemli ve kıymetli’ bulduğu sürece açık destek verdi.

Demirtaş’ın konuşmasının önemli noktalarından biri, müzakerelerin henüz başlamamış olduğu tespitiydi. Müzakere aşamasına geçilmesinin hükümetin tavrına bağlı olduğunu belirten BDP Eş Başkanı, “hükümet müzakereyi başlatmak istiyorsa, başlatacağı sürece 'müzakere' demek istiyorsa, her şeyden önce KCK'nın, DTK'nın, BDP'nin, ilgili sivil alanların sürece dahil edilmesi gerekir” dedi.

Demirtaş: 'Bitirdik, ezdik şimdi teslim almaya geldi' yaklaşımını kimseye anlatamazsınız

Müzakereler başlamadan Öcalan’ın İmralı’dan çıkarılmasını ve tutuklu avukatlarının serbest bırakılmasını talep eden BDP lideri, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere hükümet çevrelerine üslup eleştirisinde bulundu.

Demirtaş, “ askeri operasyonlar, hakaretler, tutuklamalar devam edecekse, bilindik hükümet politikaları devam ederken 'bir yandan görüşürüz' denilecekse, kimse birbirini yormasın. Entegre proje buysa, bu saçmalığa son verin. 'Bitirdik, ezdik şimdi teslim almaya geldi' yaklaşımını kimseye anlatamazsınız. İmralı'ya giden heyetiniz de bu amaçla gelmediğini açıkça söylüyor. Orada öyle demiyorsanız dışarıda da öyle söylemeyin. Yenme ve yenilme üzerine kurgulanan süreç sıkıntılı olacaktır. İş teslim alma aşamasına gelmişse neyin müzakeresini yapıyorsunuz? Ama öyle değil” dedi.

Demirtaş: Şehit annelerinin ellerinden öpüyor ve destek istiyorum

BDP Eş Başkanı’nın konuşmasında şehit ailelerine seslenişi de belki de bir ilkti. “Bu savaşın en ağır yükünü siz çektiniz” diyen şehir ailelerinden şu sözlerle destek istedi.

“Başka analar babalar bunu yaşamasın diye elini taşın altına koyup, onurlu duruşunuz bütün kapıların açılmasını sağlayacak. Bütün annelerin ellerinden öperek şunu söylüyorum, bütün kayıplarımız için sizin sunacağınız destek bu evlatların mezarlarında rahat içinde huzur içinde yatmalarını sağlayabilir”.

Müzakerelerin önündeki ilk engel Öcalan’ın fiziki durumu

Türkiye’deki merkez siyasi aktörlerin pozisyonları böyle. MHP’nin mesafeli durduğu hatta reddettiği vakıa ancak muhalefet tonu, süreci sabote edici değil. Şimdi konuşulacak, çok konu var. PKK güçlerini ne zaman Türkiye dışına çıkaracak? Anayasa değişiklikleri nasıl yapılacak? Ana dilde eğitim ve Kürtçe’nin resmi dil olması kabul edilecek mi? Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi kavramının altı nasıl doldurulacak? Genel af kesinlikle gündemde yok mu?

Tüm bunlar tartışacak ama önce müzakerelerin başlaması gerekiyor. Ama başlangıç öncesinde henüz ne düşündüğünü bilmediğimiz Öcalan dışında tüm Kürt tarafı aktörleri (BDP, KCK, DTK) PKK liderinin İmralı’dan çıkarılmasını talep ediyor. Bakalım, hükümet nasıl bir tavır sergileyecek?
XS
SM
MD
LG