İSTANBUL —
İngiltere parlamentosunun Birleşmiş Milletler raporu açıklanmadan Suriye’ye askeri müdahaleyi reddetmesi, Fransa’nın da Cumhurbaşkanı François Hollande’ın ağzından “operasyona hazırız” pozisyonu alması ardından Türkiye, Amerika ve Başkan Barack Obama’nın tavrını bekliyor. Dün Başbakanlık Konutu’nda bazı hükümet üyeleri, üst düzey güvenlik bürokrasisi ve kurmaylarıyla “güvenlik zirvesi” düzenleyen Başbakan Recep Tayip Erdoğan, sürece dair pozisyonunu netleştirdi.
Türkiye, Suriye’den saldırı olmaması halinde operasyona mesafeli duruyor ancak güvenlik önlemleri en üst düzeye çıkarıldı. Türkiye, Suriye’ye yönelik olası müdahalenin hava harekâtı ve denizden karaya füze saldırısıyla sınırlı kalacağı ve bir kara harekâtının şimdilik gündemde olmadığını düşünüyor.
30 Ağustos Resepsiyonu’nda liderler ne diyecek?
Ancak bu konuda ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ne de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan henüz resmi bir açıklama yapmadı. Cumhurbaşkanlığı Konutu’nda düzenlenecek 30 Ağustos Resepsiyonu’nda iki liderin de gazetecilerin soruları üzerine açıklama yapması muhtemel. Çünkü her resepsiyonda gazetecilerle bir araya gelen liderler, çeşitli konularda sorulara muhatap oluyor ve bunları genelde cevapsız bırakmıyor.
Başbakan Erdoğan’ın sessizliğinde Türkiye’nin pozisyonuyla ilgili açıklamalar, hafta boyunca Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ve Enerji Bakanı Taner Yıldız gibi isimlerden geldi. Bugün de Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, hükümete yönelik eleştirilere yanıt veren bir yazı kaleme aldı.
Başdanışman Akdoğan Bosna ve Kosova’yı hatırlattı
Yalçın Akdoğan: “Öncelikle şunu söylemek gerekir. Bosna ve Kosova’da zulme karşı harekete geçtiği için alkışlanan Batı’nın konu Suriye olunca tepki görmesi paradoks oluşturur. Bu ülkelerde Batı’nın askeri müdahalesi Müslüman halkı ve masum sivilleri koruma altına almıştı.”
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın başdanışmanı Adalet ve Kalkınma Partisi Ankara milletvekili Yalçın Akdoğan, Müslüman bir ülkeye yönelik Batı ülkeleri ağırlıklı askeri müdahale yapılmasını bu sözlerle eleştirdi. Bu hafta başına dek Mısır’daki darbeye sessiz kalan Batı ülkelerini sertçe eleştiren AKP hükümetinin söz konusu protestolara konu ettiği ülkelerle birlikte Suriye’ye yönelik askeri bir operasyona destek vermesi, Türkiye’de muhalefetin ciddi tepkisine neden oldu. Başdanışman Akdoğan yazısında bu tepkileri haksız bulduğunu da belirtti.
Muhalefetin eleştirilerine Başdanışman Akdoğan yanıt verdi
Ankara milletvekili, “Onur meselesi yaparak yüz bin insanın ölümünden sorumlu Esed’in Müslüman korumacılığı altına alınması ne kadar doğrudur? Suriye ordusunun başka ülkelerin yardımıyla masum sivilleri katletmesine ses çıkarmayanlar şimdi muhaliflerin başka ülkelerin yardımıyla masum sivilleri korumasından rahatsızlık duyuyorlar. Öldürürken yabancı desteği onur kırmıyor, kurtarırken kırıyor! Böyle sakat bir anlayış olabilir mi?” diyor ve ekliyor: “Batı müdahalesine karşı oluşturulan alerjiye karşı aslında Suriye’de zulme uğrayan insanları ve Müslümanları dinlemek gerekiyor. Biz zalimin ve mazlumun kimliğine bakmadığımız gibi zalime karşı çıkanın ve mazluma sahip çıkanın da kimliğine bakmayız.”
İhsan Dağı: Bu savaşın kaybedeni olmaz
Türkiye’de Batı destekli bir operasyonla Suriye’ye yönelik bir karşı saldırıyı eleştirenler arasında Zaman gazetesi yazarı İhsan Dağı da bulunuyor. Son dönemde yazdığı köşe yazılarıyla hükümet çevrelerinin tepkisini çeken Dağı, bugün de Suriye’de Esat rejimine karşı başlatılacak bir savaşın kazananı olmayacağı görüşünü savunuyor.
Türkiye’nin Suriye’den bir saldırı olması halinde fiili bir savaşa girmesinin de mümkün olduğunu belirten Dağı, “Haydi her şey iyi gitti, şöyle veya böyle Esed yıkıldı diyelim. Suriye normale dönecek mi? Hayır. ‘Kazananlar’ yendiklerini katledecek; göç, iç savaş sürecek. Hizbullah ve El-Kaide’nin çatışma ve eğitim alanı olacak. Günah hepimizin. Sadece Suriye değil biz de kaybettik” diyor.
Türkiye, Suriye’den saldırı olmaması halinde operasyona mesafeli duruyor ancak güvenlik önlemleri en üst düzeye çıkarıldı. Türkiye, Suriye’ye yönelik olası müdahalenin hava harekâtı ve denizden karaya füze saldırısıyla sınırlı kalacağı ve bir kara harekâtının şimdilik gündemde olmadığını düşünüyor.
30 Ağustos Resepsiyonu’nda liderler ne diyecek?
Ancak bu konuda ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ne de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan henüz resmi bir açıklama yapmadı. Cumhurbaşkanlığı Konutu’nda düzenlenecek 30 Ağustos Resepsiyonu’nda iki liderin de gazetecilerin soruları üzerine açıklama yapması muhtemel. Çünkü her resepsiyonda gazetecilerle bir araya gelen liderler, çeşitli konularda sorulara muhatap oluyor ve bunları genelde cevapsız bırakmıyor.
Başbakan Erdoğan’ın sessizliğinde Türkiye’nin pozisyonuyla ilgili açıklamalar, hafta boyunca Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ve Enerji Bakanı Taner Yıldız gibi isimlerden geldi. Bugün de Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, hükümete yönelik eleştirilere yanıt veren bir yazı kaleme aldı.
Başdanışman Akdoğan Bosna ve Kosova’yı hatırlattı
Yalçın Akdoğan: “Öncelikle şunu söylemek gerekir. Bosna ve Kosova’da zulme karşı harekete geçtiği için alkışlanan Batı’nın konu Suriye olunca tepki görmesi paradoks oluşturur. Bu ülkelerde Batı’nın askeri müdahalesi Müslüman halkı ve masum sivilleri koruma altına almıştı.”
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın başdanışmanı Adalet ve Kalkınma Partisi Ankara milletvekili Yalçın Akdoğan, Müslüman bir ülkeye yönelik Batı ülkeleri ağırlıklı askeri müdahale yapılmasını bu sözlerle eleştirdi. Bu hafta başına dek Mısır’daki darbeye sessiz kalan Batı ülkelerini sertçe eleştiren AKP hükümetinin söz konusu protestolara konu ettiği ülkelerle birlikte Suriye’ye yönelik askeri bir operasyona destek vermesi, Türkiye’de muhalefetin ciddi tepkisine neden oldu. Başdanışman Akdoğan yazısında bu tepkileri haksız bulduğunu da belirtti.
Muhalefetin eleştirilerine Başdanışman Akdoğan yanıt verdi
Ankara milletvekili, “Onur meselesi yaparak yüz bin insanın ölümünden sorumlu Esed’in Müslüman korumacılığı altına alınması ne kadar doğrudur? Suriye ordusunun başka ülkelerin yardımıyla masum sivilleri katletmesine ses çıkarmayanlar şimdi muhaliflerin başka ülkelerin yardımıyla masum sivilleri korumasından rahatsızlık duyuyorlar. Öldürürken yabancı desteği onur kırmıyor, kurtarırken kırıyor! Böyle sakat bir anlayış olabilir mi?” diyor ve ekliyor: “Batı müdahalesine karşı oluşturulan alerjiye karşı aslında Suriye’de zulme uğrayan insanları ve Müslümanları dinlemek gerekiyor. Biz zalimin ve mazlumun kimliğine bakmadığımız gibi zalime karşı çıkanın ve mazluma sahip çıkanın da kimliğine bakmayız.”
İhsan Dağı: Bu savaşın kaybedeni olmaz
Türkiye’de Batı destekli bir operasyonla Suriye’ye yönelik bir karşı saldırıyı eleştirenler arasında Zaman gazetesi yazarı İhsan Dağı da bulunuyor. Son dönemde yazdığı köşe yazılarıyla hükümet çevrelerinin tepkisini çeken Dağı, bugün de Suriye’de Esat rejimine karşı başlatılacak bir savaşın kazananı olmayacağı görüşünü savunuyor.
Türkiye’nin Suriye’den bir saldırı olması halinde fiili bir savaşa girmesinin de mümkün olduğunu belirten Dağı, “Haydi her şey iyi gitti, şöyle veya böyle Esed yıkıldı diyelim. Suriye normale dönecek mi? Hayır. ‘Kazananlar’ yendiklerini katledecek; göç, iç savaş sürecek. Hizbullah ve El-Kaide’nin çatışma ve eğitim alanı olacak. Günah hepimizin. Sadece Suriye değil biz de kaybettik” diyor.