ABD Başkanı Donald Trump’ın Pazar gece Suriye’nin sınır bölgesindeki Amerikan askerlerini geri çekme kararı sonrasında Türkiye’ye yönelik tehditkar mesajlar paylaşması Ankara’nın tepkisine yol açtı ve askeri operasyon seçeneğine başvurulması süreci hız kazandı.
Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün geceki telefon görüşmeleri ardından “Türk – Amerikan ilişkilerinde Suriye başlığı altında müzakerelerde ilerleme kaydedildiği ve güvenli bölgede uzlaşıldığı” görüşü ağırlık kazanmıştı. Erdoğan, Trump’ın geçmişte aldığı askeri çekilme kararını ABD’nin uygulamaya başladığını ve Kasım ayında Washington’da ikili görüşmede bulunacaklarını açıklamış, “ABD Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda kontrolu almasına yeşil ışık yaktı” yaklaşımı ön plana çıkmıştı.
Ancak Trump’ın ABD’li rahip Andrew Brunson üzerinden yaşanan kriz sırasındaki Twitter mesajlarını hatırlatarak “Türkiye sınırı aşarsa, ekonomisini yerle bir ederim” yönündeki paylaşımı iki ülke arasındaki ilişkilerde açıklamaların tonunu değiştirdi.
Trump’a ilk resmi tepki, Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy yazılı açıklama yaptı. Açıklamada Türkiye’nin uluslararası hukuken askeri operasyon seçeneğine başvurabileceği belirtildi. ABD’nin bugüne kadar Ankara’ya verdiği sözleri tutmadığı vurgulanarak “Suriye’den kaynaklanan her türlü terör tehdidine karşı milli güvenliğimizin gerektirdiği tedbirleri almak, uluslararası hukuka dayanan en temel hakkımızdır. Gelinen aşamada, ABD askeri makamlarının vaatleri yerine getirilmemiştir. Süreç içinde ABD güvenlik bürokrasisi, Fırat’ın doğusunu işgali altında tutan PYD/YPG terör örgütüyle angajmanına son vermek bir yana, bunu artırmış ve ülkemizle mevcut Müttefik ilişkisine aykırı bir yaklaşım sergilemiştir” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, “DEAŞ’ın ruh ikizi olan ve ülkemiz ve insanlarımızın yanı sıra, Suriye halkına yönelik insanlığa karşı suçlarla müsemma PYD/YPG/PKK terör örgütünün palazlanmasına ve oldubittiler yaratmasına seyirci kalınamaz. Türkiye, Fırat’ın doğusunu teröristlerden temizleyerek kendi bekasını ve güvenliğini korumak, ayrıca, Suriye’nin huzur, barış ve istikrarını sağlamak amacıyla güvenli bölgeyi hayata geçirmekte kararlıdır” denildi.
Bu hususların Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ABD Başkanı Trump’a 6 Ekim tarihinde yapılan telefon görüşmesinde bir kez daha vurgulandığı belirtildi.
“TSK operasyona hazır” mesajları
Milli Savunma Bakanlığı da, resmi Twitter hesabı aracılığıyla ilk önce “TSK vatanımızın bütünlüğüne, devletimizin bekasına, 82 milyon vatandaşımızın huzur/güvenliğine yönelik tehdit/tehlike oluşturan tüm terör örgütlerine karşı asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı güçle ve ‘Ölürsem şehit kalırsam gazi’ anlayışıyla mücadeleye hazırdır” mesajını paylaştı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin operasyonel hazırlığına vurgu yapıldı.
Sonrasında uluslararası kamuoyundaki “siviller” endişesine mesaj niteliğinde, Türk askerini Suriyeli kız çocuğuyla birlikte gösteren bir fotoğraf ile “Bölgemizin istikrar ve huzuruna katkı sağlayarak Suriyelilerin güvenli bir yaşama kavuşabilmesi için Güvenli Bölge/Barış koridoru kurulması zaruridir. TSK, sınırlarımızda terör koridoru oluşturulmasına asla müsamaha göstermeyecektir. Harekât için tüm hazırlıklar tamamlanmıştır” mesajı paylaşıldı.
Kalın: “Suriye'yi işgal niyetinde değiliz"
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, CNN televizyonunun canlı yayınına telefonla katıldı. Becky Anderson'ın sorularını yanıtlayan İbrahim Kalın, Türkiye'nin Suriye'de gerçekleştirdiği önceki askeri operasyonlar sonrasında temizlenen bölgelerin yerel yönetimlere devredildiğini vurguladı.
Türkiye'nin Trump yönetimiyle de 1,5 yıldır Suriye'yi müzakere ettiğini ancak bugüne değin tam anlamıyla ilerleme sağlanamadığını ve öncesinde ABD'nin bölgeye ilişkin vaatlerini yerine getirmediğini söyleyen Kalın, Menbiç Yol Haritası'nın uygulanmaması gibi örnekleri anımsattı. Kalın, Türkiye'nin IŞİD de dahil olmak üzere PKK gibi tüm terör örgütleriyle mücadele ettiğini ve kendi sınır bölgesini korumak için gerekenleri yapmaya devam edeceğini belirterek, Türkiye'nin kesinlikle Suriye topraklarını işgal etmek ve elinde tutmak gibi bir amacı olmadığını söyledi. Kalın, Suriye'nin kuzeydoğusunda demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlamadığının da altını çizdi.
CNN yayınında Kalın'a Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham'in, Türkiye Suriye'deki Kürtlere saldırması halinde NATO üyeliğinin askıya alınması çağrısı yapacakları yönündeki açıklaması soruldu. Kalın Graham'in sözleri için "Kendisi deneyimli bir isim. Bu sözleri hayalkırıklığı yarattı. Söyledikleri sahadaki gerçekleri yansıtmıyor. Biz Kürtlere saldırmıyoruz. Bölgede terör örgütü PKK'nın ideolojisine destek vermeyen binlerce Kürt var" ifadelerini kullandı.
Kalın'a Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump'la görüşmesinde ABD'nin Suriye'nin kuzeydoğusundan çekilmesi karşılığında bir vaatte bulunup bulunmadığı soruldu. CNN'in konuyla ilgili haberine göre İbrahim Kalın iki liderin telefon görüşmesinde karşılıklı bir al-ver pazarlığının gündeme gelmediğini söyledi.
Kalın, Suriye'deki terör ağını Türkiye'nin yok edebileceğini vurgulayarak, Türkiye'nin Suriyeliler için diğer tüm ülkelerden daha fazla çaba harcadığını ve dolayısıyla ABD ile Avrupa'nın bunu desteklemesi gerektiğini de dile getirdi.