Çin’in Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlara yönelik baskı politikası bugün İstanbul’da protesto edildi.
İçinde İHH İnsani Yardım Vakfı, Özgür-Der, Hukukçular Derneği ve Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği gibi kuruluşların da yer aldığı Doğu Türkistan Platformu ‘‘Şaka değil soykırım’’ sloganıyla Beyazıt Meydanı’nda Çin’in Doğu Türkistan’daki politikalarına tepki gösterdi.
Bazı eylemcilerin ‘‘Türkçe konuşmak yasaklandı’’, ‘‘namaz kılmak yasaklandı’’, ‘‘oruç tutmak yasaklandı’’ dövizlerinin taşıdığı eylemde Türk ve Doğu Türkistan bayrakları açıldı.
Eyleme yaklaşık 200 kişi katıldı.
Yıldırım: ‘‘Çin halkı yanlış işlerden vazgeçmezse sokaklar harekete geçer’’
Eylemde konuşan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, Çin’in sistematik işkence politikalarından vazgeçmemesi halinde İslam dünyasının Pekin yönetimine karşı sokaklara çıkacağını iddia etti.
Yıldırım, ‘‘Bugün 1 Nisan, toplama kamplarının kuruluş yıldönümü. Herkes 1 Nisan'ı şaka olarak değerlendirir. Birbirlerine şaka yaparlar. Ama bu bir şaka değil, orada soykırım yapılıyor. Buradan bütün dünyaya seslenmek istiyorum. Doğu Türkistan halkı, Uygur halkı sistematik olarak işkence edilerek, yok edilirken, dünya rahat uyuyamaz. Özellikle Türkiye halkı rahat uyuyamaz. Çin hükümeti hala bunu anlamazsa büyük yürüyüşler, gösteriler yapılacak ve İslam dünyasının sokakları, Uygur Türkleri’nin yanında yer alacak. Sokaklar harekete geçerse Çin'in, ‘Tek Yol, Tek Kuşak’ projesi de bundan büyük darbe görecek. Gelin ne siz zarar görün, ne Uygur halkı bu işkenceyi görsün. Bu yanlış işlerden vazgeçin’’ dedi.
Yıldırım: ‘‘Türkiye, bu zulmün bitirilmesi için öncü olmalı; dünya Çin mallarını boykot etmeli’’
Eylemde konuşan Doğu Türkistan Platformu Sözcüsü Uğur Yıldırım, Çin’in Doğu Türkistan’a yönelik baskı politikasının 1 Nisan 2017’de artması nedeniyle eylem için bugünü seçtiklerini belirttikten sonra bu konuda Türkiye’nin daha aktif bir tutum alması gerektiğini söyledi.
Yıldırım, ‘‘Üç ila sekiz milyon Doğu Türkistanlı, ‘gönüllü’ meslek eğitim kamplarında soykırıma uğruyor. Bir çadıra ya da bir pusulaya sahip olmak, mutfağında bıçak bulandırmak, başörtüsü takmak, camiye gitmek, oruç tutmak, okulda ya da resmi dairelerde anadili kullanmak bile toplama kamplarına alınmak için yeterli bir sebep olmakta. Birleşmiş Milletler, Çin’in insan haklarını ayaklar altına alan toplama kampları vahşetini derhal durduracak sahici adımlar atmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı ya İslam ülkelerini bu zulme karşı mobilize etmeli ya da kendini lağvetmelidir. Türkiye bu zulmün bitirilmesi için öncü olmalıdır. Çin bu zulmü sonlandırıncaya kadar tüm dünya halkları Çin mallarını boykot etmelidir’’ diye konuştu.
İzbasar: ‘‘Türkiye, soykırımın durdurulması için adım atmalı’’
Eylemde yer alan Doğu Türkistanlılar da Türkiye’den daha güçlü destek beklediklerini ifade etti. Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri Nurettin İzbasar, özellikle Dışişleri Bakanlığı’ndan daha hassas bir yaklaşım talep ediyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan İzbasar, ‘‘Tam olarak beklediğimiz desteği alamdık. Hala bekliyoruz. Destek vereceğine inanıyoruz. Doğu Türkistan’daki soykırımın Türk hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından kesinlikle kınanması gerekiyor. Soykırımın durdurulması için acil adımlar atılması gerekiyor. Özellikle Dışişleri Bakanlığı en son BBC’nin yayınladığı toplama kamplarında yaşanan toplu tecavüzlere ses çıkarmadı. Kınaması bekliyoruz. İslam Teşkilatı’nın hem Türk Konseyi’nden Çin’e karşı bir yaptırım yapması ve gerçekçi adımlar atmasını bekliyoruz’’ diye konuştu.
Oğuzhan: ‘‘Türkiye Batılı ülkelerle sıkıntı yaşadığından Çin’le irtibatta ama bunun uzun süreceğini sanmıyorum’’
Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği Başkanı Hidayet Oğuzhan, Türkiye’nin son dönemde Batılı müttefikleriyle sorunlar yaşadığı için Çin’le ilişkilerini arttırdığını ancak bunun uzun vadeli olamayacağı görüşünde.
VOA Türkçe’ye konuşan Oğuzhan, ‘‘Türkiye’nin Batılı ülkelerle yaşadığı sıkıntılardan dolayı Çin ile Türkiye arasında irtibat olduğunu görüyoruz. Bunun kalıcı olacağını sanmıyorum. Rus ve Çin’in dış politikası Türkiye’nin menfaatlere aykırıdır. Bu uzun sürmez. Doğu Türkistan meselesi böyle kalamayacak… Doğu Türkistan’daki gelişmeler orayı Atayurt olarak gören Türkiye halkını ilgilendiriyor’’ ifadelerini kullandı.
Akşener: ‘‘Kanal İstanbul saçmalığı için, kapalı kapılar ardında, Çin’le iş mi çeviriyorsunuz?’’
Muhalefet de iktidarı Doğu Türkistan konusunda sessiz kalmakla suçluyor.
Çarşamba günü partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Türkiye ziyareti sırasında Kanal İstanbul projesindeki plan değişikliklerinin askıya çıkarıldığının açıklanmasının bir rastlantı olmadığı iddiasında.
Akşener, ‘‘Uygurlara zulmeden Çin’in Dışişleri Bakanını, lunaparktaki çocuklar gibi karşıladılar. Utanmadan, sıkılmadan kameraların önüne geçip, ‘Çak’ bile yaptılar. Tam da Çinli Bakanın geldiği gün, ‘Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak, plan değişikliklerini askıya çıkardık’ diye açıklama yaptılar. Açıklama için, neden o günü beklemişler, cevabı yok. Milletimiz bunu, neden Çinli Bakanın geldiği gün öğreniyor, onun da cevabı yok. Buradan Sayın Erdoğan’a açıkça soruyorum; Milletimizin bu dar zamanında, Kanal İstanbul saçmalığı için, kapalı kapılar ardında, Çin’le iş mi çeviriyorsunuz? Üç-beş milyar dolar için, Doğu Türkistan’daki Müslüman Türk’ün, hakkını, hukukunu ve namusunu Çin’e kilim mi ediyorsunuz?’’ dedi.
Babacan: ‘‘Doğu Türkistan ve Uygurlar için neden tek kelime etmiyorsunuz?’’
İktidara bir başka eleştiri Deva Partisi’nden geldi.
Ancak Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bu konuda yalnız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı değil MHP lideri Bahçeli’yi de eleştirdi.
Babacan, ‘‘Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli, Doğu Türkistan ve Uygurlar için neden tek kelime etmiyorsunuz? Lafa gelince ‘yerli ve milli’ dersleri verirler. Lafa gelince ‘tüm dünya mazlumlarının sesi’ olduklarını iddia ederler. Lafa gelince dinimizin kutsallarını da siyasete alet ederek, din kardeşliğinden bahsederler. Doğu Türkistan’da yaşanan zulüm karşısında lal oldunuz’’ diye konuştu.