Fransa Dışişleri Bakanlığı, Gazze’de “savaş suçları ve insanlığa karşı suç işledikleri” iddiasıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) hakkında “yakalama emri” çıkardığı İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun; “UCM’ye taraf olmayan devletlerin dokunulmazlıkları” düzenlemesinden yararlandığını öne sürdü.
Fransa, UCM’nin “yakalama” kararının ardından, “uluslararası hukuka saygı duyacaklarını” açıkladı ancak bir hafta boyunca “Fransa’ya gelirse Netanyahu’nun yakalanıp yakalanmayacağı” konusuna bir açıklama getirmedi.
Bu sabah France Info Radyosu’na konuk olan Fransa Dışişleri Bakanı Jean Noel Barrot, Benyamin Netanyahu'nun Fransız topraklarına gelmesi halinde tutuklanması olasılığına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Roma Tüzüğü’nün “belirli liderler için öngördüğü dokunulmazlık istisnaları” bulunduğunu hatırlattı.
Barrot, “Yani uluslararası hukuka saygılı olacaksınız, bu da Fransa'ya ayak basarsa tutuklanacağı anlamına mı geliyor?” sorusuna, “Fransa her zaman olduğu gibi, Uluslararası Ceza Mahkemesi ile işbirliği yapma yükümlülüklerine dayanan uluslararası hukuku, bazı liderlerin dokunulmazlığıyla ilgili konuları ele alan ve bu konuları düzenleyen Roma Tüzüğü’ne uyma yükümlülüğünü yerine getirecek. Her durumda, nihai olarak karar vermek yargı makamına aittir” karşılığını verdi.
Dışişleri Bakanı Barrot’nun açıklamasından kısa bir süre sonra Dışişleri Bakanlığı’ndan “Fransa'ya göre Benyamin Netanyahu'nun dokunulmazlıktan yararlandığını” doğrulayan bir basın açıklaması geldi.
Açıklamada, “Roma Tüzüğü'nün UCM ile tam işbirliği gerektirdiği ve aynı zamanda bir Devletin, uluslararası hukuk kapsamındaki, devletlerin dokunulmazlıklarını ilgilendiren yükümlülüklerine aykırı bir şekilde hareket etmesinin gerekmeyeceğini öngördüğü anlaşılmaktadır. Bu tür dokunulmazlıklar Başbakan Netanyahu ve diğer ilgili bakanlar için geçerlidir ve UCM’nin bu kişilerin tutuklanmasını ve teslim edilmesini talep etmesi durumunda dikkate alınması gerekecektir” denildi.
“Netanyahu ile yakın işbirliği devam edecek”
Açıklama, “Hukukun üstünlüğüne ve bağımsız adalete saygılı iki demokrasi olan Fransa ve İsrail'i birbirine bağlayan tarihi dostluğa uygun olarak Fransa, barış ve güvenliği sağlamak için Başbakan Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililerle yakın işbirliği içinde çalışmaya devam etmeyi planlıyor” sözleriyle sona erdi.
İsrail'in altına imza atmadığı, ABD'nin de çekildiği Uluslararası Ceza Mahkemesi, 21 Kasım Perşembe günü, “savaş suçları ve insanlığa karşı suç işledikleri” iddiasıyla, Benyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadının başkanı Muhammed Deif hakkında yakalama emri çıkardı.
Bu kararın ardından, İtalya ve İngiltere, Netanyahu ülkelerine gelirse tutuklanacağını açıkladı. Fransa, uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine getireceğini yineledi, ancak İsrail Başbakanı'nın Fransa'ya gelmesi halinde tutuklanıp tutuklanmayacağını açıkça söylemedi.
“Utanç verici”
Fransız Dışişleri tarafından “Netanyahu için bir dokunulmazlık zırhı icat edildiğini” savunan sosyal medya kullanıcılarından ise tepki yağdı.
Yeşiller Partisi lideri Marine Tondelier, Fransız Dışişleri’nin konumunu “utanç verici” olarak nitelendirdi. Tepkisini X'te dile getiren Tondelier, "Fransa, uluslararası adalet yerine Benyamin Netanyahu'yu seçerek, bir kez daha onun taleplerini yerine getiriyor” dedi.
Radikal sol LFI milletvekili Louis Boyard da, “Seçimleri kaybeden bu korkak hükümet, Netanyahu için ‘soykırım cezasızlığından muafiyeti’ icat etti. Bir kez daha uluslararası utanç. Tarih karşısında utanç verici. Fransız halkı buna oy vermedi. Hepsi defolsun” dedi.
Fransa’nın önemli diplomasi muhabirlerinden LCI muhabiri Catherine Jentile, “O zaman bu dokunulmazlık, Putin için de geçerli mi?” dedi. Bazı kullanıcılar da “Paris’te yakalanan Afrikalı liderlerin dokunulmazlığı yok muydu” diyerek karara tepki gösterdi.
Karar destek veren bazı paylaşımcılar da, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni hedef alarak, “Palyaço, UCM savcısı İslamcıdır. Gazze teröristlerle dolu” ifadelerine yer verdi
Roma Tüzüğü ne diyor?
Uluslararası hukuktaki yerleşik bir kural, “görevdeki devlet başkanlarını” koruyor ve yabancı mahkemeler önünde cezai yargı yetkisinden muaf tutuyor. Bu kural, UCM’yi kuran Roma Tüzüğü’nde de yer alan ve “Mahkemeyi tanımayan ülke liderlerinin dokunulmazlığı sorununu” ele alan bir düzenleme. Ancak bu çeşitli yorumlara açık bir düzenleme.
“Kişi açısından dokunulmazlık” olarak bilinen bu dokunulmazlık kalkanı, hukuki işlemlerin siyasi amaçlarla kullanılmasını, dolayısıyla uluslararası ilişkileri istikrarsızlaştırmayı amaçlayan girişimleri önlemeyi amaçlıyor. Fransa, Benyamin Netanyahu'nun da bu “dokunulmazlıktan” yararlandığını düşünüyor.
Salı günü yapılan bir açıklamada, aralarında Fransa'nın da bulunduğu G7 üye ülkelerinden altısı, İtalya, Kanada, Almanya, Japonya, İngiltere, mahkemeye karşı yükümlülüklerine saygı gösterecekleri yönünde bir açıklama yaptı. ABD ise UCM’yi tanımıyor.
El Beşir örneği
Dikkate değer bir örnek de bu duruma ışık tutuyor: 2009 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi eski Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında soykırım ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkarmıştı. Güney Afrika gibi Roma Tüzüğü'nü imzalayan ülkelere yaptığı geziler sırasında, yerel yetkililer, “görevdeki devlet başkanlarının dokunulmazlığını” öne sürerek El Beşir’i tutuklamayı reddetti. Ancak daha sonra, Güney Afrika yargısı “bu kararın uluslararası yükümlülüklerine aykırı olduğuna” hükmedince, karar, hukuki ve diplomatik bir tartışmaya neden oldu.
Forum