Türkiye’de gazeteciler, İstanbul İstiklal caddesinde Paris’teki gösteriyle eş zamanlı ‘sessiz yürüyüş’ düzenledi. Yaklaşık 200 kişilik gazeteci grubu, Türkçe ve Fransızca ‘Hepimiz Charlie’yiz’ yazılı pankart, ellerinde kalemler ve ‘Ben Charlie’yim’ yazılı dövizlerle yürüdü.
Fransız Kültür Merkezi önünde yapılan basın açıklamasını gazeteci Gülşah Karadağ okudu.
‘Charlie Hebdo saldırısı, basın özgürlüğüne zincir vurma çabasıdır’
Açıklamada, ‘bu saldırı; mizahı, hicvi ve eleştiriyi yok etme girişimidir. Bu saldırı; ifade özgürlüğüne kurşun sıkmaktır. Bu saldırı; düşünceyi öldürme teşebbüsüdür. Bu saldırı; basın özgürlüğünü zincire vurma çabasıdır. Bu saldırı; korkutma, sindirme, vazgeçirme, susturma denemesidir. Dayanışma içinde olduğumuz Fransa’daki meslektaşlarımızla aynı görüşteyiz. Susmayacağız, sinmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz’ dendi.
Kalemin kılıçtan keskin silahtan güçlü olduğunu vurgulayan gazeteciler, ‘bizler; Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Kürt, Türk, Arap, Laz, muhafazakar, ateist fark etmeksizin birlikte baskısız, tahakkümsüz, zorlamasız, eşit ve karşılıklı anlayışa dayalı yaşamak istiyoruz’ sözleriyle yükselen ırkçılık ve ayrımcılığa karşı çıktılar.
Önderoğlu: Türkiye’de sorun iktidarın ifade özgürlüğünün önünü açmaması
Yürüyüşte bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, Gazeteciler Forumu’nun gazeteciliği hoşgörüyü, temel değerleri öne çıkaran bu yürüyüşünü uluslararası ifade özgürlüğü mücadelesi içerisinde Türkiye’den çok açık bir destek anlamına geldiğini belirtti.
Önder, ‘Bu destek sadece 8 çalışanını kaybeden Charlie Hebdo’ya değil aynı sıralarda tehdit edilen Penguen ve Leman dergileri özelinde Türkiye karikatürünedir. Forumun temsil ettiği bu duyarlılığın TGC, TGS, DİSK Basın-İş gibi yapılarca yaygınlaştırılması da selamlanmalıdır. Türkiye’de sorun, iktidarın ifade özgürlüğü, hiciv özgürlüğü ve yaratma özgürlüğüne karşı çelişkisiz kararlı ve ön açıcı tutum takınmamasından kaynaklanıyor. Bu tutum ileride Türkiye hükümetinin uluslararası standartlar bakımından çelişkili bir pozisyona düşmemesini sağlayacaktır’ dedi.
Gazetecilere saldıranlar gözaltına alındı
Eylem öncesinde Türkçe ve Fransızca ‘Hepimiz Charlie’yiz’ yazılı pankartın ardında toplanan gazetecilere üç kişilik bir grup saldırdı. Saldırganlar, ‘Müslmanlar öldürülürken sesiniz çıkmazken bu olaydan sonra İstanbul’da nasıl yürüyebileceğinizi düşünüyorsunuz’. Peygamber efendimize laf ettirmeyiz diye bağırarak bazı gazetecileri yumrukladı. Saldırganların pankartı alma teşebbüsüne ise gazeteciler izin vermedi.
Basın-İş: Türk medyası saldırıya utangaç destek verdi
Saldırı çevik kuvvet grubunun önünde meydana gelirken saldırganlar birkaç dakika içinde polis tarafından gözaltına alınarak Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Saldırısı sırasında eylemci gazetecilerin arasında bulunan Disk Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, saldırının kendisini şaşırtmadığını söyledi.
Eren, ‘Paris’teki saldırıdan sonra Türk medyasında, televizyonlarda gazetelerde ve internet sitelerinde utangaçça destek verildi. Katilleri kınamak yerine öldürülen gazetecileri kınadılar. Türkiye’de hatırı sayılır bir IŞİD desteği var. Bu saldırı onun bir parçası diye düşünüyorum’ dedi.