Erişilebilirlik

Donald J. Trump: ABD başkanlığına uzanan olağandışı bir yol


Cumhuriyetçi Partili Donald Trump, resmi olmayan son sonuçlara göre 292 Seçiciler Kurulu oyu alarak Demokrat Partili rakibi Kamala Harris'i mağlup etti ve ABD'nin 47'nci başkanı oldu.
Cumhuriyetçi Partili Donald Trump, resmi olmayan son sonuçlara göre 292 Seçiciler Kurulu oyu alarak Demokrat Partili rakibi Kamala Harris'i mağlup etti ve ABD'nin 47'nci başkanı oldu.

2020 seçimlerinde Demokrat Partili Joe Biden'ın elde ettiği zaferin, 2016 seçimleriyle işbaşına gelen Cumhuriyetçi Partili Başkan Donald Trump için siyasi açıdan bir son anlamına gelmesi bekleniyordu. Ancak 2020 sonuçları açıklandığında ABD'nin 45'inci başkan Donald J. Trump, mağlubiyeti kabullenmeye hazır değildi.

”Eğer yasal oyları sayarsanız ben kolaylıkla kazanıyorum. Ama eğer yasadışı oyları sayarsanız o zaman seçimi bizden çalmaya çalışabilirler” diyen Trump, 2020 başkanlık seçiminin bütünlüğünü sorgulayarak seçim sonuçlarını tersine çevirme girişimine başladı. 2 Ocak 2021'de, yaklaşık 12 bin oyla Biden'a kaybettiği Georgia eyaletinin Genel Sekreteri Brad Raffensperger'i telefonla arayan Trump, kendisinden seçimi kazanmasını sağlayacak sayıda oy bulmasını istedi.

Trump, 6 Ocak 2021'deyse ABD Kongresi'nin Joe Biden'ın seçim zaferini tescillemesini engellemek için destekçilerini Kongre binasına yürümeye çağırdı ve onları “Deli gibi savaşacağız. Eğer deli gibi savaşmazsanız bir ülkeye sahip olamazsınız” sözleriyle harekete geçirdi.

Trump'ın bugün “sevgi günü” olarak nitelediği 6 Ocak 2021'de Amerika'da yaşanması daha önce akıllara dahi gelemeyecek Kongre baskını gerçekleşti.

O dönemde Trump'ın sadık destekçilerinden Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham bile Kongre baskını sonrasında kendini Trump'tan ayrı tutarak, “Ben bu işte yokum. Artık yeter. Yardımcı olmaya çalıştım” dedi.

Kongre baskını nedeniyle hakkında ikinci kez görevden azil soruşturması açılan ve Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonra Florida eyaletindeki malikanesi Mar-a-Lago'ya çekilen Trump'ın siyasi kariyeri sona ermiş gibi görünüyordu.

Donald Trump'ın Beyaz Saray'a ilk yolculuğu dört yıl önce siyaset kurumunu şaşırtsa da ısrarcı tavrı ve reddedilmeye asla katlanmaması, gelenekleri her zaman reddeden biri için aslında örtüşen özellikler.

Trump'ın babasının parasının yardımıyla nasıl milyarder olduğunu anlatan “Lucky Loser” kitabının ortak yazarları New York Times'dan araştırmacı gazeteciler Russ Buettner ve Susanne Craig, Trump'ın kendi sezgilerine her zaman büyük güven duyduğunu söylüyor. Buettner'a göre Trump, 80'li yılların başından beri neredeyse hiçbir konuda uzmanlığı olan insanlara gerçek güven duymuyor, her şeyi kendi isteği doğrultusunda yapıyor.

Donald Trump'ın yeğeni ve Trump ailesini anlatan “All in the Family” (Aile İçinde) kitabının yazarı Fred Trump III, 1980'li yıllarda Trump'ın New York'ta sürdüğü yaşamla ilgili, “Göz önünde olmaya, odak noktası olmaya bayılıyordu. Herkes ona hayrandı. Herkes ondan telefon almak, onu görmek isterdi” diyor.

Trump, hırsının ve kendine verdiği önemin göstergesi olarak o yıllarda inşa ettiği binalara altın renkli dev harflerle adını yazdırmıştı. Trump'ın ne pahasına olursa olsun başarılı olma arzusuysa New Yorklu bir müteahhit olan babası Fred Trump'tan geliyor.

Baba-oğul Trumplar'ın mali geçmişlerini ve Donald Trump'ın iş kurmak için babasından yalnızca 1 milyon dolar borç aldığı iddiasını mercek altına alan gazeteciler Craig ve Buettner, daha farklı bir tablo ortaya koyuyor. Russ Buettner, babası Fred Trump'ın mali kayıtlarına göre Donald Trump'a miras kaldığını ve hayatı boyunca kendisine yaklaşık 413 milyon dolar verildiğini gördüklerini söylüyor.

Dikkatleri üzerinde toplamayı çok iyi başaran ve kendisini iş bitirici olarak tanımlayan Trump, ismini kullanarak milyonlarca dolar kazandı. Başka bir yazar tarafından kaleme alınan ve Trump'ın kendi adını taşıyan “The Art of the Deal” (İş Bitirme Sanatı) adlı kitap, Trump'ın şöhret basamaklarını nasıl tırmandığını anlatıyor. Ancak bu başarı görünümünün ardında sorunlarla boğuşan Trump'ın şirketleri altı kez iflas başvurusu yaptı, kumarhaneleri kapandı.

2004 yılındaysa Trump'ın imdadına televizyon yetişti. NBC televizyonunda yayınlanan reality show “The Apprentice” (Çırak) ile Trump'ın artık imzası haline gelen “Kovuldun!” sözü, zamanın kültürel ruhunun da bir yansımasıydı. “The Apprentice” Trump'ı aynı zamanda hayatının en büyük rolü olan ABD başkanlığına da bir hazırlık niteliğindeydi.

Trump, 2016 seçimlerinde kullandığı kampanya sloganı “Amerika'yı Yeniden Yüceltelim” ile ulusal çapta bir siyasi hareket başlattı ve kutuplaştırıcı bir siyasi aday haline geldi.

Trump'ın seçim kampanyası sırasında Meksika'dan gelen göçmenler için sarfettiği sözler, birçok seçmeni heyecanlandırdı, birçoklarınıysa tiksindirdi. “Meksika bize en iyi insanlarını göndermiyor. Uyuşturucu getiriyorlar, suç getiriyorlar, tecavüzcüler, sanırım aralarında iyi olanlar da vardır” diyen Trump, ABD-Meksika sınırına duvar örme vaadinde bulundu ve “Duvarın parasını yüzde yüz Meksika ödeyecek” dedi.

Önce Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adaylığını, sonra da ABD başkanlığını kazanan Trump, 20 Ocak 2017 tarihinde yemin ederek ABD'nin 45'inci başkanı oldu.

Trump, görev süresi boyunca büyük şirketlere vergi indirimleri getirdi, ticaret anlaşmaları yaptı, Çin'e ilave gümrük vergileri uyguladı.

2017'de Virginia eyaletinin Charlottesville kentindeki ırksal gerginlikler tırmandığında ve şiddet eylemlerine dönüştüğünde eylemlere taraf olan beyaz ırkçıları savunur nitelikte sözler sarfetti.

2019 yılında hakkındaki ilk görevden azil soruşturması başlatılan Trump, Ukrayna'ya askeri yardımı Ukrayna'da Biden ailesine ilişkin soruşturma açılması şartına bağlamasından doğan suçlamalardan beraat etti.

Trump'ın başkanlık döneminin en önemli gelişmelerinden biriyse ABD Anayasa Mahkemesi'ne üç muhafazakar yargıç ataması ve bu yargıçların ABD'de kürtaja erişim hakkını ülke çapında güvence altına alan 1973 tarihli Roe v Wade kararını iptal etmesi oldu. Bu, ABD'de muhafazakar kesimin 49 yıl boyunca beklediği bir adımdı.

2020 yılı başındaysa COVID-19 pandemisi, Amerikalılar'ın hayatını adeta alt üst etti. Pandemi, Trump yönetiminin karşılaştığı son sınav oldu.

COVID-19 virüsüne karşı aşı geliştirilmesi için Operasyon Işık Hızı'nı (Operation Warp Speed) başarıyla yürürlüğe koyan Trump, hayat kurtaran aşıların hızla üretilmesine ön ayak oldu.

Ancak Trump'ın COVID-19 pandemisi sırasında sarfettiği bazı sözler kafaları karıştırdı. Bir basın toplantısı sırasında “Teoride havalar biraz ısınınca bir mucize gibi virüs de kaybolabilir, umarım öyle olur” diyen Trump, o dönemde kendisine danışmanlık yapan tıp ve sağlık ekibinin de katıldığı bir başka konuşmasındaysa bilim insanlarından, virüsü öldürmek için çamaşır suyu kullanma üzerinde çalışmalar yürütmeleri imasında bulundu.

Dokuz milyon Amerikalı'nın COVID-19'a yakalandığı ve ölü sayısının 230 bini aştığı Kasım 2020'de seçmenler sandık başına gitti ve Demokrat Partili Joe Biden'ı yeni başkan seçti.

Trump hakkındaki tartışmalar devam ediyor. ABD tarihinde hakkında iki kez görevden azil soruşturması başlayan ve dört ayrı ceza davasında çok sayıda suçlamayla karşı karşıya kalan ilk başkan olan Trump, aynı zamanda bir ceza davasında hüküm giyen ilk eski başkan.

Ancak Beyaz Saray'a geri dönme azminden vazgeçmeyen ve destekçilerinin kendisini asla yalnız bırakmadığı Trump, şu anda belki de hiç olmadığı kadar popüler.

Cumhuriyetçi Parti'yi kendi markası haline getiren Trump'ın bu yıl iki suikast girişiminden de sağ kurtulmayı başarması, destekçileriyle arasındaki bağı daha da güçlendirdi.

Forum

XS
SM
MD
LG