Mısır’da 2013’te Müslüman Kardeşler (İhvan) hükümetini deviren askeri darbe sonrasında kesintiye uğrayan Ankara – Kahire ilişkilerinde, gelecek günlerde karşılıklı büyükelçi atamalarıyla “diplomatik düzeyde sembolik normalleşme sağlandı” mesajı verilmesi bekleniyor.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’daki gelişmelerde karşı karşıya geldiği, Abdülfettah El Sissi liderliğindeki Mısır yönetimiyle, ilişkileri normalleştirmek üzere başlattığı diplomatik süreçte ilerleme sağlanmış görünüyor. Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Hamdi Sanad Loza ve beraberindeki heyet, 7-8 Eylül tarihlerinde Ankara’yı ziyaret edecek. Ziyaret sırasında Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal’ın başkanlığındaki Türk heyetiyle Mısır heyeti arasında, ikinci tur siyasi istişareler yapılacak.
Türkiye, diplomatik temasla normalleşme için ilk adımı, Önal başkanlığındaki heyeti 5-6 Mayıs tarihlerinde Kahire’ye göndererek atmıştı. Türkiye ve Mısır arasında sekiz yıl sonra yapılan bu ilk müzakerede, diplomatik süreci devam ettirme ve iki ülke ilişkilerinde iyileşme sağlanması gerektiği ilkesinde uzlaşma dışında somut başka bir karar gündeme gelmedi.
Loza’nın Ankara ziyaretiyle yapılacak ikinci tur müzakerede, uluslararası kamuoyuna diplomatik düzeyde normalleşme sağlandığı mesajı vermek amacıyla Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri arasında ikili görüşme planlanması da gündemde.
Son olarak Bakan Çavuşoğlu, 28 Ağustos’ta Bağdat’ta düzenlenen uluslararası konferansta, Mısır Cumhurbaşkanı Sissi’yle birlikte yer almıştı. Diplomatik toplantılardaki geleneksel aile fotoğrafı çekiminde de Çavuşoğlu’nun Sissi’yle aynı karede olması dikkat çekmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da katıldığı toplantıya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmemesi “Sissi’yle aynı karede yer almama isteği” iddiasıyla yorumlanmıştı.
Şimdi Ankara’da gerçekleşecek ikinci tur Türkiye – Mısır müzakeresi sonrasında nasıl mesajlar verileceği merak konusu.
Bu konuda Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, VOA Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Oytun’a göre, yakın gelecekte bakanlar düzeyinde ikili temasla birlikte karşılıklı büyükelçi ataması kapıda görünüyor. Erdoğan-Sissi düzeyinde görüşmeyse şu aşamada olası değil.
Türkiye ve Mısır ilişkilerinde özellikle Libya konusunda ortak çıkarlara dayalı olarak ilerleme sağlanması beklentisinde olan Oytun, Kahire’nin normalleşme yönünde adım atmasını, Ankara’nın Suudi Arabistan liderliğindeki Körfez ülkeleriyle de ilişkilerini iyileştirmekte olmasına bağlıyor. Oytun, Türkiye’nin Mısır’ın ardından İsrail’le ilişkilerini de normalleştireceği görüşünde.
VOA: Türkiye ve Mısır’ın ikinci tur görüşmelerinde hangi başlıklar ele alınacak görünüyor?
Oytun Orhan: Türkiye - Mısır ilişkilerinde son dönemlerde yaşanan normalleşme sürecini belirleyen birkaç faktör var. Bunlar Doğu Akdeniz meselesi, Libya meselesi ve ikili ticari ilişkiler önemli faktörler olarak görünüyor. Bunlara bağlı olarak iki ülke arasında 2013 yılından bu yana gergin olan ve seviyesinde düşüklük olan ilişkilerde, ileriye taşınma iradesi ortaya kondu. Önce Türkiye heyeti Kahire’ye gitti, görüşmeler yapıldı. Şimdi Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın Ankara’ya gerçekleştireceği ziyaret, normalleşme sürecinin yeni bir adımı olarak değerlendirilebilir. Bu ziyaret, daha çok önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi muhtemel dışişleri bakanları görüşmesine hazırlık toplantısı gibi. Ama bunun yanı sıra Libya’da neler yapılabileceği, işbirliği alanları ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin Libya’yla imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasına benzer bir anlaşmanın Mısır'la imzalanıp imzalanamayacağı muhtemelen ele alınacaktır. Ancak iki ülke arasında sorun yaratan başka başlıklar da var. Türkiye’nin Mısır’ın sorunlu olduğu Etiyopya, Sudan gibi ülkelerle ilişkilerini geliştiriyor olması, Kahire tarafında rahatsızlık yaratıyor. Keza Türkiye’nin Mısırlı muhaliflerle ilişkileri de söz konusu. Doğu Akdeniz’deyse Mısır’ın Türkiye’yle rakip olan Yunanistan’la yakınlaşması. Bunlara yönelik eleştiriler karşılıklı olarak dile getirilecektir.
“Liderler sert açıklamalardan kaçınıyor”
VOA: Irak’taki Ortadoğu toplantısına Erdoğan'ın Sissi’yle aynı masada olmamak için katılmadığı iddiası varken bu durum ilişkileri nasıl etkiliyor?
Oytun Orhan: Bu normalleşme sürecini olumsuz etkilemeyecektir. Önümüzdeki dönemde Türkiye – Mısır normalleşmesi yaşanacaksa bunun iki ülke başkanları seviyesinde bir yakınlaşmayla sonuçlanması şu anda pek gerçekçi değil. İki ülke normalleşme sürecinde olumlu tarafları, işbirliği alanlarını öne çıkarmak ve bu süreçte iki ülke lideri tarafından da bu süreci sekteye uğratacak sert açıklamalardan kaçınması yönünde tavır aldığı anlaşılıyor. Ama bu normalleşme süreci, iki ülke liderinin bir fotoğraf karesinde yer alacağı bir sonuçla bitmesi çok muhtemel gözükmüyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak’taki foruma katılmamış olması, Sissi’yle aynı fotoğraf karesi içinde görünmek istememesi, liderler arasındaki sorunlar bağlamında anlaşılabilir. Ama bu durum kişisel gerginlik ve iki ülke arasındaki ortak çıkarlar temelindeki normalleşme sürecine olumsuz etki edecek bir faktör değil. Ülkeler zaten bundan kaçınmak istiyor.
“Elçi ataması yapılması muhtemelen en önemli başlıklardan birisi”
VOA: Mısır’la öncelikle hangi alanlarda ilerleme sağlanabilir, karşılıklı elçi atanabilir mi?
Oytun Orhan: En önemli mesele burada diplomatik ilişkileri büyükelçilik seviyesine yükseltmek olacaktır. Muhtemelen görüşülen en önemli başlıklardan biri budur. Dışişleri bakanları düzeyinde görüşülmesi ve o süreç içerisinde de karşılıklı olarak büyükelçi ataması yapılması meselesi, normalleşme sürecinde en azından simgesel olarak çok kritik ve ertesinde ilişkileri hızla geliştirmek açısından önemli bir adım olacaktır. Bu bence çok yüksek bir ihtimal ama bunun dışında Libya meselesini bir işbirliği alanı olarak değerlendiriyorum. İki ülke esasında Libya’da rekabet halinde farklı tarafları desteklediler. Ama nihayetinde Türkiye ve Mısır’ın biraraya gelmeden Libya’da istikrarın sağlanamayacağı ve siyasi geçiş sürecinin başarıyla yürütülemeyeceği bir noktaya varıldı. Bu da tarafları işbirliğine itiyor.
“Libya meselesinde ilerleme sağlanması fırsatı var”
VOA: Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları meselesinde ve Libya’da Mısır’la nasıl ilerleme sağlanmasını bekliyorsunuz?
Oytun Orhan: Esasında şu anda her iki meselede de taraflar rakip konumunda gözüküyorlar. Doğu Akdeniz meselesinde Türkiye daha çok diplomatik anlamda Libya’ya daha yakın bir pozisyonda ve bir anlaşma imzaladı. Mısır’a baktığımızda ise, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail ekseninde birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Türkiye’nin son derece karşı olduğu EASTMED doğalgaz boru hattı projesine dahil olduğunu görüyoruz. Ama taraflar her iki meselede de birbirleri olmadan bir çözüme varılamayacağını da gördüler diye düşünüyorum. Dolayısıyla taraflar siyasi sorunları şimdilik rafa kaldırıp, bunları görmezden gelip, bu iki meselede de nasıl işbirliği yapacakları konusuna odaklanacaklardır. Libya konusunda bu anlamda daha fazla fırsat var. Doğu Akdeniz konusunda kısa vadede çok hızlı gelişme beklemek çok gerçekçi değil.
Körfez ülkeleri ve İsrail süreci nasıl etkiledi?
VOA: Türkiye’nin Mısır’la normalleşme sürecine girmesiyle birlikte İsrail boyutunda nasıl gelişmeler bekliyorsunuz?
Oytun Orhan: Esasında Türkiye – Mısır yakınlaşmasının arka planlarından biri de Körfez ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Türkiye’yle ilişkileri normalleştirme yönünde attığı adımlar. Aynı şekilde İsrail’in de Türkiye’yle olan ilişkilerinin normalleşmesi söz konusu. İsrail’de yeni Cumhurbaşkanı seçildi ve seçilmesi nedeniyle kutlayanlardan biri de Erdoğan’dı. Tarafların önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanı seviyesinde birbirleriyle görüşmesi planlanıyor. Mısır’ın Türkiye’yle yaşadığı en önemli sorunlardan birisi; İsrail’in ve Sisi yönetimine en fazla finansal destek vermekte olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Türkiye’yi engelleme, bölgede rakip olma konusunda yaptığı baskılardı. Ama Körfez’in de Türkiye’yle normalleşme sürecine girmesiyle Mısır da bu trenin dışında kalmak istemiyor açıkçası. Dolayısıyla birbirini olumlu etkileyen yakınlaşma süreçlerinden söz ediyoruz. Yakınlaşmalar, siyasi sorunların çözülmesi açısından da daha uygun bölgesel bir ortamın oluşmasına zemin hazırlayabilir.