İSTANBUL —
1 Mart’ta Türkiye’ye gelen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, yaklaşık bir ay aradan sonra dün yine Ankara’daydı. İlk ziyaretin akabinde İsrail’in Türkiye’den 8 Türk vatandaşının ölümüyle sonuçlanan “Mavi Marmara Saldırısı”nda meydana gelen “operasyonel hata” nedeniyle özür dilemesi Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Ankara ziyaretinde Filistin Sorunu’nun çözümü için bir arabuluculuk teklifi getirmesi beklentisini arttırıyordu.
Ancak Kerry’nin önce Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve Dışişleri Ahmet Davutoğlu’yla ardından da başbaşa Davutoğlu’yla yaptığı görüşmeler sırasında İsrail ve Filistin taraflarından “Türkiye’nin arabuluculuğunu istemiyoruz” açıklamaları geldi. İsrail Stratejik İlişkiler Bakanı Yuval Steinitz, Filistin’le doğrudan görüşmek istediklerini belirtirken Filistin Yönetimi Dışişleri Bakanı Riyad El Malki, İsrail hükümeti nezdinde yaptırım gücü olduğunu düşündüğü Ortadoğu Dörtlüsü’nü (ABD-BM-Rusya-AB) tercih ettiklerini açıkladı.
Amerika, Türkiye’den Filistin’e ekonomik katkı bekliyor
Zaten Kerry ve Davutoğlu’nun ortak basın toplantısında da Filistin sorununda Türkiye’nin arabuluculuğuna ilişkin bir açıklama yapılmadı. Ahmet Davutoğlu, iki devletli bir çözüm modeline Türkiye’nin destek vermeye hazır olduğunu vurgularken çözümün iktisadi boyutuna da dikkat çekti. Türkiye’yi ‘anahtar ülke’ olarak niteleyen Kerry “Türkiye bizim çabalarımızı destekleyerek Batı Şeria'nın ekonomisini düzeltme anlamında yardım sağlayabilir. Bunu tabii ki önümüzdeki günler içerisinde yapacağım görüşmeler sonrasında daha netlikle ifade edebilirim. Türkiye bu anlamda sadece sahada göstereceği destek anlamında geçişe yardımcı olmayacak beraberinde barış ortamının hazırlanması anlamında da katkı sunacak,” dedi.
Radikal gazetesinden Fehim Taştekin, “Süreçte Türkiye’nin rolü muhatap alınmayan Hamas gibi örgütler söz konusu olduğunda daha elzem olabilir. İsrail’le doğrudan görüşme tecrübesi olan El Fetih’in de Türkiye’yi istemediği biliniyor. Bu yüzden arabuluculuktan ziyade kolaylaştırıcı bir role taraflar daha sıcak bakabilir,” görüşünü savunuyor.
‘Türkiye ile İsrail ilişkisinin güçlenmesi Ortadoğu’da istikrar için önemli’
Filistin meselesi basın toplantısına daha düşük profille yansırken Suriye, İran ve Türkiye-İsrail daha çok öne çıktı. Amerika Dışişleri Bakanı, ‘Ortadoğu barış süreci için kritik” olduğu gerekçesiyle Ankara-Tel Aviv ilişkilerinin tekrardan tam kapsamlı olarak eski şekline gelmesini istediklerini dile getirdi. Kerry, "Ancak bu Amerika’nın koşullarını belirleyeceği, şartlarını belirleyeceği bir süreç değil. Sayın Başbakan’ın burada nasıl bir zaman çizelgesi olacak bilmiyoruz. Ama ne olursa olsun buna saygı duyacağız. Biz zaten bir kez söyledik. Biz bu ilişkiyi görmek istiyoruz. Büyükelçinin görevine başlaması gerekiyor. Çünkü bu ilişki, Ortadoğu'daki istikrar için önemli” diye konuştu. Kerry’nin bu konuya neden büyük önem atfettiği sır değil. Zaten kendisi de söylüyor, “Ümit ediyoruz ki, önümüzdeki günlerde bu konu uygun bir şekilde çözüme ulaştırılıp geride kalacak ki, önümüzdeki daha zor stratejik güçlüklere odaklanma fırsatımız olsun."
‘Suriye’de hedef barışçı geçiş sağlamak’
Stratejik konuların başında Suriye geliyor. Suriye’deki Esad rejimine yönelik baskısı nedeniyle Türkiye’ye müteşekkir olan Amerika Dışişleri Bakanı, "Burada baskıyı arttırmamız gerektiğini biliyoruz ki Esad'ın yaptığı hesaplar değişsin. Esas hedefimiz olan barışçıl geçiş sağlanabilsin, etkin olabilsin. Bu mümkün olmayabilir. Ama eğer olmazsa yine de Esad’ın bugüne kadar yaptıklarına devam etmesine izin vermeyeceğiz,” dedi.
“Suriye’de Tampon bölge oluşturulacak mı?” sorusuna "a-Askeri strateji tartışacak değilim. Spekülasyonları duyuyorum. Suriye'de bir geçiş süreci için uygun iklim oluşturmada gereken şeyler konusunda açık ve kesin bir görüşme yaptık" yanıtını veren Kerry, kısa süre içinde Suriye'nin Dostları Grubu'nun çekirdek toplantısının yapılacağını duyurdu.
‘Esad’a baskı sürecek’
Kerry, Suriye'de geçiş konusunda kararlılıklarında eksilme olmadığını, Esad'a baskıyı sürdüreceklerini belirterek, "Öylece duracak, Esad'ın Suriye halkına yaptığını sürdürmesine izin verecek değiliz," dedi.
Kerry’nin bu sözlerini Ortadoğu en yakından takip eden gazetecilerden Cengiz Çandar şu şekilde deşifre ediyor. “Kerry, Suriye konusunda muhalefete daha güçlü bir destek sağlamak yolunda Obama yönetiminin yeni yaklaşımını temsil ediyor. Böylece, Esad rejiminin zaman fazla uzamadan yıkılabileceği üzerinde duruluyor.”
‘İran’la sorunları aşmak için öncelik diplomatik çözüm’
Suriye’yi elbette İran’sız düşünmek mümkün değil. İran’ın nükleer çalışmalarını eleştiren John Kerry, Washington’ın bu konuda diplomatik çözüm arayışlarının süreceğinin altını çizdi. Amerika Dışişleri Bakanı, “Eğer nükleer güç adına barışçıl bir programınız varsa, pek çok ülkenin de sahip olduğu gibi bunu dünyaya kanıtlamak, barışçıl olduğunu ispatlamak çok da zor değil. Çünkü diğer ülkeler günümüzde bunu yapabiliyorlar. Ama İran'ın giderek kendisini izole bulmasının ve yaptırımlara maruz bırakılmasının nedenlerinden biri, onların seçtikleri yolun farklı olması ve uluslararası gerekliliklere ve standartlara uymayarak kendi programlarının doğrulanmasına imkan tanımamaları,” diye konuştu.
Ancak Kerry’nin önce Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve Dışişleri Ahmet Davutoğlu’yla ardından da başbaşa Davutoğlu’yla yaptığı görüşmeler sırasında İsrail ve Filistin taraflarından “Türkiye’nin arabuluculuğunu istemiyoruz” açıklamaları geldi. İsrail Stratejik İlişkiler Bakanı Yuval Steinitz, Filistin’le doğrudan görüşmek istediklerini belirtirken Filistin Yönetimi Dışişleri Bakanı Riyad El Malki, İsrail hükümeti nezdinde yaptırım gücü olduğunu düşündüğü Ortadoğu Dörtlüsü’nü (ABD-BM-Rusya-AB) tercih ettiklerini açıkladı.
Amerika, Türkiye’den Filistin’e ekonomik katkı bekliyor
Zaten Kerry ve Davutoğlu’nun ortak basın toplantısında da Filistin sorununda Türkiye’nin arabuluculuğuna ilişkin bir açıklama yapılmadı. Ahmet Davutoğlu, iki devletli bir çözüm modeline Türkiye’nin destek vermeye hazır olduğunu vurgularken çözümün iktisadi boyutuna da dikkat çekti. Türkiye’yi ‘anahtar ülke’ olarak niteleyen Kerry “Türkiye bizim çabalarımızı destekleyerek Batı Şeria'nın ekonomisini düzeltme anlamında yardım sağlayabilir. Bunu tabii ki önümüzdeki günler içerisinde yapacağım görüşmeler sonrasında daha netlikle ifade edebilirim. Türkiye bu anlamda sadece sahada göstereceği destek anlamında geçişe yardımcı olmayacak beraberinde barış ortamının hazırlanması anlamında da katkı sunacak,” dedi.
Radikal gazetesinden Fehim Taştekin, “Süreçte Türkiye’nin rolü muhatap alınmayan Hamas gibi örgütler söz konusu olduğunda daha elzem olabilir. İsrail’le doğrudan görüşme tecrübesi olan El Fetih’in de Türkiye’yi istemediği biliniyor. Bu yüzden arabuluculuktan ziyade kolaylaştırıcı bir role taraflar daha sıcak bakabilir,” görüşünü savunuyor.
‘Türkiye ile İsrail ilişkisinin güçlenmesi Ortadoğu’da istikrar için önemli’
Filistin meselesi basın toplantısına daha düşük profille yansırken Suriye, İran ve Türkiye-İsrail daha çok öne çıktı. Amerika Dışişleri Bakanı, ‘Ortadoğu barış süreci için kritik” olduğu gerekçesiyle Ankara-Tel Aviv ilişkilerinin tekrardan tam kapsamlı olarak eski şekline gelmesini istediklerini dile getirdi. Kerry, "Ancak bu Amerika’nın koşullarını belirleyeceği, şartlarını belirleyeceği bir süreç değil. Sayın Başbakan’ın burada nasıl bir zaman çizelgesi olacak bilmiyoruz. Ama ne olursa olsun buna saygı duyacağız. Biz zaten bir kez söyledik. Biz bu ilişkiyi görmek istiyoruz. Büyükelçinin görevine başlaması gerekiyor. Çünkü bu ilişki, Ortadoğu'daki istikrar için önemli” diye konuştu. Kerry’nin bu konuya neden büyük önem atfettiği sır değil. Zaten kendisi de söylüyor, “Ümit ediyoruz ki, önümüzdeki günlerde bu konu uygun bir şekilde çözüme ulaştırılıp geride kalacak ki, önümüzdeki daha zor stratejik güçlüklere odaklanma fırsatımız olsun."
‘Suriye’de hedef barışçı geçiş sağlamak’
Stratejik konuların başında Suriye geliyor. Suriye’deki Esad rejimine yönelik baskısı nedeniyle Türkiye’ye müteşekkir olan Amerika Dışişleri Bakanı, "Burada baskıyı arttırmamız gerektiğini biliyoruz ki Esad'ın yaptığı hesaplar değişsin. Esas hedefimiz olan barışçıl geçiş sağlanabilsin, etkin olabilsin. Bu mümkün olmayabilir. Ama eğer olmazsa yine de Esad’ın bugüne kadar yaptıklarına devam etmesine izin vermeyeceğiz,” dedi.
“Suriye’de Tampon bölge oluşturulacak mı?” sorusuna "a-Askeri strateji tartışacak değilim. Spekülasyonları duyuyorum. Suriye'de bir geçiş süreci için uygun iklim oluşturmada gereken şeyler konusunda açık ve kesin bir görüşme yaptık" yanıtını veren Kerry, kısa süre içinde Suriye'nin Dostları Grubu'nun çekirdek toplantısının yapılacağını duyurdu.
‘Esad’a baskı sürecek’
Kerry, Suriye'de geçiş konusunda kararlılıklarında eksilme olmadığını, Esad'a baskıyı sürdüreceklerini belirterek, "Öylece duracak, Esad'ın Suriye halkına yaptığını sürdürmesine izin verecek değiliz," dedi.
Kerry’nin bu sözlerini Ortadoğu en yakından takip eden gazetecilerden Cengiz Çandar şu şekilde deşifre ediyor. “Kerry, Suriye konusunda muhalefete daha güçlü bir destek sağlamak yolunda Obama yönetiminin yeni yaklaşımını temsil ediyor. Böylece, Esad rejiminin zaman fazla uzamadan yıkılabileceği üzerinde duruluyor.”
‘İran’la sorunları aşmak için öncelik diplomatik çözüm’
Suriye’yi elbette İran’sız düşünmek mümkün değil. İran’ın nükleer çalışmalarını eleştiren John Kerry, Washington’ın bu konuda diplomatik çözüm arayışlarının süreceğinin altını çizdi. Amerika Dışişleri Bakanı, “Eğer nükleer güç adına barışçıl bir programınız varsa, pek çok ülkenin de sahip olduğu gibi bunu dünyaya kanıtlamak, barışçıl olduğunu ispatlamak çok da zor değil. Çünkü diğer ülkeler günümüzde bunu yapabiliyorlar. Ama İran'ın giderek kendisini izole bulmasının ve yaptırımlara maruz bırakılmasının nedenlerinden biri, onların seçtikleri yolun farklı olması ve uluslararası gerekliliklere ve standartlara uymayarak kendi programlarının doğrulanmasına imkan tanımamaları,” diye konuştu.