Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’ndan sonra üçüncü ittifak olan Emek ve Özgürlük İttifakı, bugün İstanbul Haliç Kültür Merkezi’nde düzenlediği toplantıyla yol haritasını açıkladı.
HDP, TİP, EMEP, TÖP, SMF, EHP’den oluşan üçüncü ittifak, ekonomiden siyasete birçok alanda Cumhur İttifakı’nın yarattığı yıkımı durdurmak, tek adam yönetimini sonlandırmak, demokratik hak ve özgürlükler temelinde bir değişim ve dönüşüm yapmak için tüm sol ve sosyalist çevreleri ortak mücadeleye çağırdı.
Emek ve Özgürlük İttifakı, yayınladığı deklarasyonda, zamları durduracak, ücretleri açlık ve yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanacak bir düzeye çıkaracak, işten atmaları yasaklayacak, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacak bir ekonomik programın izlenmesi en büyük toplumsal ihtiyaç olarak tanımlandı.
Elektrik, doğalgaz, su, internet gibi temel ihtiyaçlarının, bir ‘sosyal haklar programı’ kapsamında aylık geliri yoksulluk sınırının altında olan herkese ücretsiz sağlanması, KYK borçlarının tamamen silinmesini, emeklilikte yaşa takılanlar ve öğretmenler başta olmak üzere kamuda ataması yapılmayan tüm meslek gruplarının sorunlarının çözülmesi, emeklilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi, yoksul çiftçilerin borçlarının silinmesi öncelik olarak belirlendi.
Mültecilere yönelik ‘Geri Kabul Anlaşması’ iptal edilmesini vaat eden ortak deklarasyon, seçim barajının kaldırılmasını, demokratik, tarafsız ve bağımsız bir yargı sisteminin kurulmasını, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini, kayyum rejimine son verilmesini, günlük çalışma süresinin 7 saat olmasını,
Kürt sorununun çözümü için inkar ve bastırma siyaseti yerine demokratik ve barışçı bir çözüm için adım atılmasını, kadınların ve LGBTİ+ bireylerin güvence altına alınmasını da öngörüyor.
‘‘AKP’yi ve Erdoğan’ı sandığa, o zihniyeti tarihe gömecek ittifakız biz’’
‘Bu daha başlangıç mücadeleye devam’’, ‘‘jin jiyan azadi’’(kadın, yaşam, özgürlük), ‘‘fabrikalar tarlalar siyasi iktidar her şey emeğin olacak’’ sloganlarının atıldığı toplantıda en büyük alkışı Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş aldı.
Yaklaşık 5 bin kişinin yer aldığı toplantıda TİP Genel Başkanı, ‘‘Biz kurtarıcı beklemeyenlerin ittifakıyız. Biz bu 'ülke kurtulacaksa ancak halk birleşirse kurtulur' diyenlerin ittifakıyız. AKP’yi Recep Tayyip Erdoğan’ı sandığa gömecek ittifakız biz. Bir daha ülkemizin başına böyle belalar gelmesin onları ve zihniyetlerini tarihe gömecek ittifakız biz. Bir kısım arkadaşımız Edirne Cezaevi'ne bir kısım arkadaşımız Bakırköy Cezaevi'ne, bir kısmı Silivri’ye, bir kısmı Amed'e, ülkenin bütün zindanlarındaki arkadaşlarımızı almaya gittiğimizi hayal edin. Onları çıkartmaya gideceğiz. Kardeşler o adını değiştirdikleri Silivri’ye bir kez daha gideceğiz. Halk düşmanlarının yargılanmasını izlemeye gideceğiz. Şahitlik etmeye gideceğiz, hesap sormaya gideceğiz. Sülale devrini bitireceğiz’’ dedi.
‘‘Savaşların değil barışın hakim olduğu bir toprak yaratmak için geliyoruz’’
Salonun büyük çoğunluğunu oluşturan HDP’nin eş başkanı Pervin Buldan da Kürt sorununun demokratik yollardan çözülmesi gerektiğini söyledi.
Buldan, ‘‘Savaşların değil barışın hakim olduğu bir toprak yaratmak için geliyoruz. Kürt sorununun demokratik çözümü için geliyoruz. Toprağımızı, suyumuzu, ağaçlarımızı talandan kurtarmak için geliyoruz. Güzel sabahlara güneş olmak için geliyoruz. Emine Anne, Barış Anneleri, Çorlu Anneleri, Roboski anneleri için geliyoruz. Saçı göründüğü için katledilen İranlı Mahsa Amini’nin, gençlerin geleceği, yarınları için geliyoruz’’ diye konuştu.
‘‘Kalbimizin yarısı buradaysa yarısı İran'da otokratik rejime karşı başkaldıran kadınların özgürlük mücadelesinde’’
Mahsa Amini’nin öldürülmesi sonrası İran’da yaşanan protestolara bir destek mesajı da Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz’den geldi.
Konuşmasının kısa bir bölümü Farsça yapan Akdeniz, ‘‘Kalbimizin yarısı buradaysa yarısı İran'dadır. Otokratik rejime karşı başkaldıran kadınların özgürlük mücadelesindedir. İran'a enternasyonal dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. Değerli arkadaşlar biz deklarasyonumuzu ortaya koyduk. Çok zorlu bir çalışmaydı bu. Bugüne getirdik. Ne tek adam yönetimi diyoruz, ne restorasyoncu hükümet diyoruz. Buradan bütün sosyalist partilere sol, demokratik, ilerici çevrelere sesleniyoruz. Gelin birleşelim. Öyle uzaktan ‘biz dayanışma içindeyiz’ demekle olmaz. Halk ‘birleşin’ diyor’’ ifadelerini kullandı.
‘‘Bu buluşma biz şunu gösteriyor; Türkiye değişime ve yeni siyasete hazır’’
Toplantıda diğer parti toplantılarından farklı olarak çok sayıda genç vardı. Katılımcılardan Gizem Karaköçek, ‘‘Büyük bir ekonomik kriz ve konut krizi mevcut. Hakları için mücadele eden kadınlar, LGBTİ+’lar, öğrenciler, Kürtler devamlı olarak siyasetin dışında bırakıldılar. Bu buluşma bize şunu gösteriyor. Türkiye değişime ve yeni siyasete hazır. Türkiye demokratik biçimde haklarını alacağı bir ortama hazır. Bu sebeple ben bugün bu buluşmayı önemsiyorum. Umarım güzel günleri hep birlikte göreceğiz’’ dedi.
‘‘Biz terörist değiliz Kürt halkıyız’’
Yusuf Ayan ise bugünkü iktidarın son yıllarda Kürtler’i dost görmekten vazgeçtiğini söyledi.
Ayan, ‘‘Kürtler’i yok sayıyor, dilimizi yok sayıyor, bizi zindanlara atıyor, öldürüyor, sonra da terörist ilan ediyorlar. Biz terörist değiliz Kürt halkıyız. Biz bu hükümeti değiştireceğiz’’ diye konuştu.
‘‘İşçiye, kadına, Kürtler’e bütün aşağıdaki kitlelere sınıflara özgürlük istiyoruz’’
Kıymet Günyel de Kürt sorununu önemsemekle birlikte öncelikli sorun olarak ekonomideki yaşanan problemleri gösterdi.
Günyel, ‘‘İçerideki umut yüksek. Liderler kendilerine güvenerek bu yola girmişler. Allah’ın izniyle bu hükümeti postalarız. O bizi çok hırpaladı, biz de onu hırpalar, göndeririz. İnşallah Allah’ın izniyle. Bu halk varsa her şey kurtulur. Önce ekonomi düzeltmeleri lazım. İşçiye, kadına, Kürtler’e bütün aşağıdaki kitlelere sınıflara özgürlük istiyoruz’’ diye konuştu.