Georgetown Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Sinan Ciddi, Trump yönetiminin işbaşına gelmesiyle Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili beklentilerin arttığını söyledi.
Ciddi, “Hem Trump ekibi tarafından hem Erdoğan hükümeti tarafından Türkiye’ye yönelik açılımlar rölantide bekletiliyor şu anda. Acaba daha iyi geçinebilmek için, ikili ilişkileri kuvvetlendirmek için neler yapılabileceği sorunsalı zaten uzun zamandır bekleniyor. Bu hem Clinton dönemi için geçerliydi ama aynı zamanda Trump zamanı için de geçerli. Dolayısıyla şu anda büyük beklentiler var. Acaba Türkiye Suriye meselesinde Amerika’dan istediklerini biraz daha alabilecek mi? Trump yönetimi IŞİD ile mücadele için Türkiye’ye ne kadar yakınlaşabilecek? Ve Rusya faktörü burada nasıl etken olacak sorunsalı şu an beklemede” dedi.
Türkiye’nin Rusya ile anlaşmazlığa düşmesi durumunda tek güvencesinin NATO olduğunu söyleyen Sinan Ciddi’ye göre Ankara’nın eli güçlü.
Ciddi, “Önümüzdeki aylarda göreceğimiz gibi Türkiye’nin IŞİD ile mücadelede daha etkin bir rol oynaması için ya da en azından Amerika’nın daha etkin bir rol oynaması için Türkiye’nin mutabakatına, Türkiye’nin desteğine ihtiyacı var. Dolayısıyla çok ikili bir oyun oynayacağını düşünüyorum Türkiye’nin. Bir tarafta Rusya ile yakınlaşmasını kullanarak bölgedeki etkin rolünü sürdürecek ama aynı zamanda NATO içinde kalarak Türkiye ve biraz daha kendi istemlerini yeni iktidara karşı dayatarak, Trump yönetimine dayatarak bölgede etkin rol oynamayı düşündüğünü öngörüyorum” yorumunu yapıyor.
“Gülen’in iadesi olası değil”
Ancak Fethullah Gülen meselesi, Türk-Amerikan ilişkilerini son dönemde gölgeleyen en önemli mesele. Sinan Ciddi, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğu öne sürülen Gülen’in yeni yönetimde de iadesini olası görmüyor.
Georgetown Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Başkanı, “Fethullah Gülen sorunu Türkiye açısından hala bence değişmeyecek olan bir sorunsal. Yani Erdoğan hükümeti gelmeden önce Rus büyükelçisinin Türkiye’de katliamından sonra bunun FETÖ örgütüne mal etti. Hala sanırım Türk tarafında Fethullah Gülen’in iadesi yönünde büyük bir istek, irade var. Ama benim tahminime göre Türkiye’deki yetkililer hakikaten bunun gerçekleşeceğine, yani bir iktidar değiştiği için Washington’da, inandığını ben düşünmüyorum. Çünkü iktidar değişse de Fethullah Gülen’in yeni bir başkanın iradesi istemiyle beraber Türkiye’ye iade edilmesi şu an itibariyle söz konusu değil. Bu, Türk-Amerikan ilişkilerini zedelemeye, zehirlemeye devam eder mi? Tabii eder” ifadelerini kullanıyor.
“Ermeni iddiaları Kongre’de Geri İtilir”
Önceki yönetimlerde Kongre’de görüşülen Ermeni iddiaları ve soykırım tasarılarının benzerlerinin Trump yönetimi ile yeniden gündeme gelmesi ise, Sinan Ciddi’ye göre zor.
Sinan Ciddi, “Tarihsel olarak baktığımız zaman Kongre’de Cumhuriyetçiler ne kadar güçlü olursa Türkiye’nin hassas olduğu konular o derecede korunuyor. Ermeni meselesine bakacak olursak, Türkiye’de zaten son iki yılda Amerikan hükümetinin baskı altında kaldığı yasa tasarıları olsun, Ermeni diasporası ve ya lobisinin ortaya koyduğu soykırımı tanıma üzerine koyulan taslaklarda, Kongre çok büyük baskılar altında kaldı. Yeni gelecek Kongre’de Cumhuriyetçiler çok büyük ağırlıkta. Benim görüm Türkiye-Amerikan ilişkilerini biraz güçlendirmek açısından bu tasarıların geri itilmesi söz konusu olabilir. Aynı zamanda şunu da unutmamakta fayda var, Türkiye-İsrail ilişkileri en azından devlet bazında yine bir normalleşme sürecine girdiğini yüzeysel bir şekilde söyleyebiliriz. E bu da Amerikan Kongresi’nde İsrail lobisinin Türkiye’nin hassas olduğu konularda koruması açısından, yine bir destek unsuru olabilir. Dolayısıyla önümüzdeki en az iki sene içerisinde Cumhuriyetçiler hem Senato’da hem de Temsilciler Meclisi’nde çoğunlukta olduğu sürece, Türkiye’nin hassas olduğu konular, belki bir arka koltuk seviyesine geçebilir” öngörüsünde bulunuyor.
“Erdoğan daha tecrübeli”
Sinan Ciddi, Türkiye’de iktidarın çok daha tecrübeli olmasını, Trump yönetimi karşısında bir avantaj olarak gördüğünü de söyledi ve “Erdoğan çok tecrübeli bir siyasetçi. Yani evet ikisinin benzer noktası iktidara geldikleri zaman, dış politika konusunda dünya liderleri, konuları hakkında çok büyük bir tecrübeleri yoktu. Ancak Erdoğan’ın 14 yıllık Türkiye’nin başında olmasının getirdiği ciddi bir tecrübe var. Kurumlara, uluslararası gündeme hakimiyeti var. Türkiye’nin kendi belirlediği çıkarlar çerçevesinde, çıkarlarını çok daha iyi savunabilecek bir lider Erdoğan” diye konuştu.