Fransa, İngiltere ve Amerika önderliğinde Libya’daki Kaddafi rejimine karşı yürütülen operasyon NATO açısından oldukça sıkıntılı bir tablo yaratmaya başladı. Birleşmiş Milletler’in 1973 sayılı kararı çerçevesinde başlatılan operasyonda özellikle komuta kontrolün geleceğinin soru işaretleriyle dolu olması, NATO içindeki gerginliği tırmandırıcı bir etki yaratıyor.
Bu gerginlik dün dördüncü kez aynı gündemle bir araya gelen NATO Daimi Temsilcileri’nin toplantıyı herhangi bir uzlaşı sağlayamadan tamamlamaları sonucunu doğurdu. Başından bu yana Batılı müttefiklerinin büyük çoğunluğundan farklı bir tutum sergileyen Türkiye, gelinen aşamada da kırmızı hatları net şekilde çizilmiş ve sürprizlere geçit vermeyen bir planlamadan yana tavır koyuyor. Bu çerçevede de NATO’daki müttefiklerine komuta kontrolün uluslararası koalisyondan İttifak’a nasıl geçirileceğini sorgulayan bir dizi soru iletti. Bu sorular henüz yanıtlanmış değil.
Mevcut durumdan rahatsızlık duyan bir başka ülke de Birleşmiş Milletler’deki oylamada da çekimser kalan Almanya. Berlin, Libya’ya yönelik operasyonun riskli olduğu görüşünde ve girişilen hamleyi toptan sorgulayan bir yaklaşım içinde. Birleşmiş Milletler kararının ardından jet hızıyla ve NATO’daki müttefiklerine bildirmeden Libya’ya ilk bombayı atan Fransa ise operasyonda üstlendiğini düşündüğü liderliğini diğer ülkelerle paylaşmak istemediği için İttifak’ın net bir rol üstlenmesine soğuk bakıyor. Bu tavrıyla NATO içinde izole olan Fransa’nın konuya daha çok iç politika dürtüleriyle yaklaştığı da rahatlıkla söylenebilir.
Mevcut operasyon ABD komutasında yürütülüyor gibi görünse de gerçek anlamda merkezi bir komutadan söz etmenin mümkün olmaması ve koalisyonun önde gelen ülkelerinin sadece adımlarını koordine ediyor olmasının yarattığı tablo bazı NATO üyeleri tarafından "anarşik ortam" olarak tanımlanıyor. Operasyonun ilerleyen aşamalarında ikincil bir rol üstlenmek isteyen ABD’nin tercihi, komuta ve koordinasyonda NATO’nun aktif rol alması. ABD’nin B planı ise bu yetkinin Fransa-İngiltere liderliğine devredilmesi. Ancak operasyonun öncü güçlerinden İngiltere tavrını NATO’dan yana koyuyor.
Üslerini operasyona katılan güçlerin kullanımına açan İtalya da NATO'nun devreye girmemesi halinde bu üsleri kullanıma kapatacağını müttefik ülkelere iletti. Norveç de operasyona katılmak için görevlendirdiği uçakları, komutanın kimde olacağı belli olmadan devreye sokmama kararı aldı. Bu durum ABD'nin geri çekilmesinden sonra komuta ve koordinasyonun NATO'ya geçmesi yönündeki baskının artmasına neden oluyor.
, İngiltere ve Amerika önderliğinde Libya’daki Kaddafi rejimine karşı yürütülen operasyon NATO açısından oldukça sıkıntılı bir tablo yaratmaya başladı. Birleşmiş Milletler’in 1973 sayılı kararı çerçevesinde başlatılan operasyonda özellikle komuta kontrolün geleceğinin soru işaretleriyle dolu olması, NATO içindeki gerginliği tırmandırıcı bir etki yaratıyor.
Bu gerginlik dün dördüncü kez aynı gündemle bir araya gelen NATO Daimi Temsilcileri’nin toplantıyı herhangi bir uzlaşı sağlayamadan tamamlamaları sonucunu doğurdu. Başından bu yana Batılı müttefiklerinin büyük çoğunluğundan farklı bir tutum sergileyen Türkiye, gelinen aşamada da kırmızı hatları net şekilde çizilmiş ve sürprizlere geçit vermeyen bir planlamadan yana tavır koyuyor. Bu çerçevede de NATO’daki müttefiklerine komuta kontrolün uluslararası koalisyondan İttifak’a nasıl geçirileceğini sorgulayan bir dizi soru iletti. Bu sorular henüz yanıtlanmış değil.
Mevcut durumdan rahatsızlık duyan bir başka ülke de Birleşmiş Milletler’deki oylamada da çekimser kalan Almanya. Berlin, Libya’ya yönelik operasyonun riskli olduğu görüşünde ve girişilen hamleyi toptan sorgulayan bir yaklaşım içinde. Birleşmiş Milletler kararının ardından jet hızıyla ve NATO’daki müttefiklerine bildirmeden Libya’ya ilk bombayı atan Fransa ise operasyonda üstlendiğini düşündüğü liderliğini diğer ülkelerle paylaşmak istemediği için İttifak’ın net bir rol üstlenmesine soğuk bakıyor. Bu tavrıyla NATO içinde izole olan Fransa’nın konuya daha çok iç politika dürtüleriyle yaklaştığı da rahatlıkla söylenebilir.
Mevcut operasyon ABD komutasında yürütülüyor gibi görünse de gerçek anlamda merkezi bir komutadan söz etmenin mümkün olmaması ve koalisyonun önde gelen ülkelerinin sadece adımlarını koordine ediyor olmasının yarattığı tablo bazı NATO üyeleri tarafından "anarşik ortam" olarak tanımlanıyor. Operas
Fransa, İngiltere ve Amerika önderliğinde Libya’daki Kaddafi rejimine karşı yürütülen operasyon NATO açısından oldukça sıkıntılı bir tablo yaratmaya başladı. Birleşmiş Milletler’in 1973 sayılı kararı çerçevesinde başlatılan operasyonda özellikle komuta kontrolün geleceğinin soru işaretleriyle dolu olması, NATO içindeki gerginliği tırmandırıcı bir etki yaratıyor.
Bu gerginlik dün dördüncü kez aynı gündemle bir araya gelen NATO Daimi Temsilcileri’nin toplantıyı herhangi bir uzlaşı sağlayamadan tamamlamaları sonucunu doğurdu. Başından bu yana Batılı müttefiklerinin büyük çoğunluğundan farklı bir tutum sergileyen Türkiye, gelinen aşamada da kırmızı hatları net şekilde çizilmiş ve sürprizlere geçit vermeyen bir planlamadan yana tavır koyuyor. Bu çerçevede de NATO’daki müttefiklerine komuta kontrolün uluslararası koalisyondan İttifak’a nasıl geçirileceğini sorgulayan bir dizi soru iletti. Bu sorular henüz yanıtlanmış değil.
Mevcut durumdan rahatsızlık duyan bir başka ülke de Birleşmiş Milletler’deki oylamada da çekimser kalan Almanya. Berlin, Libya’ya yönelik operasyonun riskli olduğu görüşünde ve girişilen hamleyi toptan sorgulayan bir yaklaşım içinde. Birleşmiş Milletler kararının ardından jet hızıyla ve NATO’daki müttefiklerine bildirmeden Libya’ya ilk bombayı atan Fransa ise operasyonda üstlendiğini düşündüğü liderliğini diğer ülkelerle paylaşmak istemediği için İttifak’ın net bir rol üstlenmesine soğuk bakıyor. Bu tavrıyla NATO içinde izole olan Fransa’nın konuya daha çok iç politika dürtüleriyle yaklaştığı da rahatlıkla söylenebilir.
Mevcut operasyon ABD komutasında yürütülüyor gibi görünse de gerçek anlamda merkezi bir komutadan söz etmenin mümkün olmaması ve koalisyonun önde gelen ülkelerinin sadece adımlarını koordine ediyor olmasının yarattığı tablo bazı NATO üyeleri tarafından "anarşik ortam" olarak tanımlanıyor. Operasyonun ilerleyen aşamalarında ikincil bir rol üstlenmek isteyen ABD’nin tercihi, komuta ve koordinasyonda NATO’nun aktif rol alması. ABD’nin B planı ise bu yetkinin Fransa-İngiltere liderliğine devredilmesi. Ancak operasyonun öncü güçlerinden İngiltere tavrını NATO’dan yana koyuyor.
Üslerini operasyona katılan güçlerin kullanımına açan İtalya da NATO'nun devreye girmemesi halinde bu üsleri kullanıma kapatacağını müttefik ülkelere iletti. Norveç de operasyona katılmak için görevlendirdiği uçakları, komutanın kimde olacağı belli olmadan devreye sokmama kararı aldı. Bu durum ABD'nin geri çekilmesinden sonra komuta ve koordinasyonun NATO'ya geçmesi yönündeki baskının artmasına neden oluyor.
yonun ilerleyen aşamalarında ikincil bir rol üstlenmek isteyen ABD’nin tercihi, komuta ve koordinasyonda NATO’nun aktif rol alması. ABD’nin B planı ise bu yetkinin Fransa-İngiltere liderliğine devredilmesi. Ancak operasyonun öncü güçlerinden İngiltere tavrını NATO’dan yana koyuyor.
Üslerini operasyona katılan güçlerin kullanımına açan İtalya da NATO'nun devreye girmemesi halinde bu üsleri kullanıma kapatacağını müttefik ülkelere iletti. Norveç de operasyona katılmak için görevlendirdiği uçakları, komutanın kimde olacağı belli olmadan devreye sokmama kararı aldı. Bu durum ABD'nin geri çekilmesinden sonra komuta ve koordinasyonun NATO'ya geçmesi yönündeki baskının artmasına neden oluyor.