Kaddafi rejiminin sivil halka yönelik güce dayalı saldırılarını askeri yöntemlerle engelleyebilecek tek uluslararası örgüt olan NATO, konuyu savunma bakanları düzeyinde masaya yatırdı. Toplantıyla ilgili olarak en fazla merak edilen konuların başını NATO’nun uçuşa yasak bölge uygulamasına kadar varabilecek askeri boyutu bulunan somut bir adım atıp atmayacağı çekiyordu.
Toplantı sonrasında bir açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, İttifak’ın bölgedeki varlığını güçlendirmek ve olup bitenleri daha yakından izleyebilmek için Orta Akdeniz’deki deniz unsurlarını Libya açıklarına gönderme kararı alındığını açıkladı. NATO’nun bir başka kararını da olası bir Birleşmiş Milletler kararı durumunda hazır olabilmek için uçuşa yasak bölge konusunda detaylı bir askeri plan hazırlanması oluşturdu. Bu iki adım NATO’nun kısa dönemde müdahale etme niyetinde olduğu anlamına gelmiyor. Herhangi bir askeri planın devreye sokulması için NATO’nun üç şartı var.
Rasmussen, NATO’nun ancak açık bir talep gelmesi, net bir yasal temel bulunması ve güçlü bir bölgesel destek sağlanması durumunda müdahale edeceğini söyledi. Bu şartlardan ilki oluşması en kolay unsur olarak görülüyor. Yasal temel için ise Birleşmiş Milletler yetkilendirmesi gerekiyor, çevre ülkelerin askeri opsiyona destek verdiğini söylemek ise şu aşamada pek mümkün değil.
Askeri müdahaleye sıcak bakmayan ülkeler arasında Türkiye de var. Zaten NATO’nun müdahale için üç şart koşması siyasi şartların henüz oluşmamış olduğunu gösteriyor. Bu duruma rağmen NATO savunma bakanları olası askeri opsiyonları genel hatlarıyla ele aldılar. Üzerinde durulan opsiyonlar ise insani yardımların deniz unsurlarıyla desteklenmesi, devreye sokulan silah ambargosunun savaş gemileriyle denetlenmesi ya da güçlendirilmesi ve uçuşa yasak bölge uyugulması oldu. Rasmussen, bu toplantıyla NATO’nun birleşmiş, dikkatli ve eyleme hazır olduğu mesajı verdiğini söyledi.
Avrupa Birliği dışişleri bakanları da acil nitelikli bir toplantıda ortak bir tutum belirleme çalışmalarını sürdürdü. Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları da konuyu bugün Brüksel’de bir kez daha masaya yatıracak. Avrupa Birliği Başkanı Herman Van Rompuy, bugünkü zirvede, "sivillere yönelik güç kullanımına son verilmeli, şiddetin sorumluları eylemlerinin ciddi sonuçlarına katlanacak, mevcut liderlik iktidardan çekilmeli" vugularından oluşacak bir mesajı net şekilde vereceklerinin altını çizdi.