Türkiye’nin eğitim alanındaki politikalarının tartışıldığı Milli Eğitim Şurası yedi yıl aradan sonra ilk kez toplanırken, Diyarbakır’dan ‘anadilde eğitim’ çağrısı yapıldı. Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi (DİERG) tarafından yapılan çağrıya eğitim sendikaları da destek verdi.
Ankara’da toplanan Milli Eğitim Şurası çalışmalarına başlarken, merkezi Diyarbakır’da bulunan DİERG yazılı açıklamayla Şura’ya bir öneride bulundu. Okul öncesinden üniversiteye kadar, eğitim-öğretimde yaşanan sorunların tespit edilmesi, izlenmesi, araştırılması, değerlendirilmesi, raporlar hazırlanması, paneller, çalıştaylarla özel ve genel konuların tartışılması, sorunlara çözüm yollarının aranması amacıyla kurulan DİERG, Şura’dan Kürtçe eğitim talebinde bulundu.
DİERG tarafından yapılan yazılı açıklamada Şura’nın bu yılki teması olan ‘eğitimde fırsat ve olanak eşitliği’ne vurgu yapıldı. Kürtçe eğitim çağrısı yapan DİERG anadili Kürtçe olan çocuklar için okul öncesinden üniversiteye kadar kendi dillerinde zorunlu eğitim başlatılmasını önerdi. DİERG, önerilerinin Kürtçe temelli Türkçe eğitim olduğunu da vurguladı. DİERG, “Kapsayıcılığı artıracak bu önerimizi 1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan ‘eğitimde fırsat ve olanak eşitliği’ ilkesi ışığında dile getiriyoruz” dedi.
Eğitim-Sen: “Sadece Kürtler için değil herkes için anadilde eğitim”
Peki, eğitim sendikaları bu talebe nasıl bakıyor? Eğitim-Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Eş Başkanı Emine Akşahin talebin kendi ilke ve amaçlarına uyumlu olduğunu söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Akşahin, sadece Kürtler için değil herkes için anadilde eğitim istediklerini söyledi. Aynı hakkın mülteci çocuklarına da tanınması gerektiğini vurgulayan Akşahin, “Kendi ilke ve amaçlarımız arasında, eğitimin ilk kademesinden tüm kademelerine kadar, kendi anadilinde eğitim-öğretim görme var. Bu sadece Kürt çocukları için değil bütün etnik kesimlerdeki çocuklar için geçerlidir. Türkiye'deki tüm halklar için bu geçerlidir. Her çocuğun kendi anadilinde eğitim görme hakkını savunuyoruz. Bu hem Kürt çocuğu için hem Rum çocuğu için hem mülteci çocuklar için geçerlidir” dedi.
Akşahin, “Anadilde eğitimin alt yapısı var mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Eğitim politikaları bu yönde bir meyil gösterirse, bu yönde bir politika üretirse, çok dilli bir eğitim politikası üretirse altyapısı oluşturulabilir. Bu eğitim sistem ile ilgilidir, yapılamayacak bir şey değildir.”
Eğitim-Bir-Sen: “Dil konusu eğitimin önünü açan bir imkan olarak değerlendirilmeli”
Eğitimcilerin örgütlü olduğu diğer bir sendika olan Eğitim-Bir-Sen de öneriye destek verdi. VOA Türkçe’ye konuşan Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, Şura’nın temasına dikkat çekti. Dilin eğitimin önünü açan bir imkan olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunan Tekdemir şunları söyledi: “Uluslararası sözleşmeler eğitimde fırsat eşitliğini din, dil, ırk, renk ayrımı gözetmeksizin herkesin eğitim imkanlarından yararlanması olarak ifade etmiştir. Bölgesel farklılığın ya da konuşulan diller açısından durumun öğrencilerin aldığı eğitimin kalitesini düşürecek ya da çocukların akranları ile aynı eğitim ortamı içerisinde farklı bir engele takılmasının önüne geçecek genel geçer yöntemler üzerinde uzlaşılmalı. Dil konusu eğitimin önünü açan bir imkan olarak değerlendirilmeli. Dil konusu çocukların akranlarına yetişmesi için ekstra farklı bir dil öğrenmesine zorlandıkları bir kuşatılmışlığın dışında değerlendirilmelidir. Herkesin bu açıdan ailesinde konuştuğu dili rahatlıkla eğitim dili olarak tercih etmesine imkân tanınmalıdır.”
Milli Eğitim Şurası nedir?
İlki 1939 yılında toplanan Milli Eğitim Şurası şimdiye kadar 19 kez toplandı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliği Şura’yı şöyle tanımlıyor: “Şûra; Bakanlığın en yüksek danışma kuruludur. Türk millî eğitim sistemini geliştirmek, niteliğini yükseltmek için eğitim ve öğretimle ilgili konuları tetkik eder; tavsiye kararları alır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı ve üyeleri, Bakanlıktan; Bakan Yardımcısı, Müsteşar ve Bakanlık merkez teşkilatı birim amirleri Şura’nın daimi üyeleridir.”
Şura’nın 20. Toplantısı 1-3 Aralık tarihlerinde yapılacak. Bağlayıcılığı bulunmayan Şura kararlarının hayata geçirilip geçirilmeyeceğine bakanlık karar veriyor.