WASHINGTON —
First Lady, ilk döneminde eşine destek olmanın yanında, önemli bir kamu sağlığı sorunu olan obeziteyle mücadele ederek kendi gücünü de Amerikan halkına gösterdi. Kalp hastalığı, kanser ve şeker hastalığını tetikleyen obezite tüm dünyaya yayılmakla birlikte, Amerika bu sorunun en yaygın olduğu ülke. Sağlık yetkilileri, Michelle Obama’nın başlattığı kampanyanın, çocukları tehdit eden obeziteyle mücadeleye dikkat çektiğini belirtiyor.
First Lady Michell Obama’nın, dört yıl önceki ilk resmi icraatı, çevre okullardaki öğrencilerin yardımıyla Beyaz Saray’da bir sebze bahçesi kurmak oldu.
Taze sebze yetiştirmek çok güzel bir fikirdi, ancak First Lady’nin hedefi daha büyüktü.
Michelle Obama, “Birçok çocuk besin değeri düşük, yüksek kalorili gıdalar tüketiyor ve yeterince spor yapmıyor. Doğru beslenmedikleri gibi hareket de etmiyorlar,” şeklinde konuşuyor.
Her üç Amerikalı çocuktan biri fazla kilolu veya obez.
İşte bu nedenle First Lady hükümet çapında “Let’s Move -Haydi Harekete Geçelim” isimli bir girişim başlattı. Amaç, çocuklarda obeziteyi bitirmek.
Michelle Obama, “Bu bizim görevimiz. Sadece çocuklarını seven ebeveynler olarak değil, ülkesini seven vatandaşlar olarak. Öyleyse, haydi harekete geçelim,” diyor.
Michelle Obama’nın ilk odaklandığı konu okul yemekleri oldu.
Michell Obama, yeni kafeterya standartlarını açıklamak için geçen yıl ziyaret ettiği Washington yakınındaki Parklawn İlkokulu’nda rock yıldızı gibi karşılandı.
First Lady, “Çocuklarımızı okula gönderdiğimizde, evde onları uzak tuttuğumuz yağlı, tuzlu, şekerli yemekler yememelerini beklemek en doğal hakkımız,” diyor.
Kamu Yararı Bilim Merkezi’nde sağlık yetkilisi olan Margo Wootan, okulların devlet yardımı almak için yeni standartlara uygun daha sağlıklı yemekler sunmaları gerektiğini söylüyor: “Bu standartların arasında, sebze ve meyve miktarını ikiye katlamak, tuz miktarını sınırlamak, kepekli ürünlere ve az yağlı süte yönelmek var.”
Ancak Cornell Üniversitesi’nden beslenme uzmanı David Just’a göre bu değişiklikler tek başına sağlıklı çocuklar garantilemiyor: “Sağlıklı yemekler sunmak mücadelenin yarısı. Asıl önemli olan, çocukların bunları yemek istemesini sağlamalıyız. Yoksa tepsideki sağlıklı yemekler çöpe gider.”
Bunu sağlamak kolay bir iş değil.
Ayrıca sağlıklı yemekler daha pahalı. Bu da Parklawn İlkokulu yemek bölümü direktörü Penny McConnell için ciddi bir sorun: “Fiyatlar yükseldi ancak devletten alınan yardım aynı şekilde yükselmedi.”
McConnell hükümetten aldığı yemek başına altı cent’lik artışın menüye eklenen sebze ve meyvenin maliyetini karşılamadığını söylüyor.
Ancak McConnell, Parklawn’ın ödül kazanmış sağlıklı yemeklerinden geri adım atmayı düşünmüyor: “Eğer bu çocukları ilkokul çağında sağlıklı yemeye alıştırırsak, bu alışkanlıkları ergenlik ve yetişkinlik dönemlerine taşırlar.”
Michell Obama’nın ikinci başkanlık dönemi hedefi, ilk dönemde ektiği tohumları yeşertmeye devam etmek olacak.
First Lady Michell Obama’nın, dört yıl önceki ilk resmi icraatı, çevre okullardaki öğrencilerin yardımıyla Beyaz Saray’da bir sebze bahçesi kurmak oldu.
Taze sebze yetiştirmek çok güzel bir fikirdi, ancak First Lady’nin hedefi daha büyüktü.
Michelle Obama, “Birçok çocuk besin değeri düşük, yüksek kalorili gıdalar tüketiyor ve yeterince spor yapmıyor. Doğru beslenmedikleri gibi hareket de etmiyorlar,” şeklinde konuşuyor.
Her üç Amerikalı çocuktan biri fazla kilolu veya obez.
İşte bu nedenle First Lady hükümet çapında “Let’s Move -Haydi Harekete Geçelim” isimli bir girişim başlattı. Amaç, çocuklarda obeziteyi bitirmek.
Michelle Obama, “Bu bizim görevimiz. Sadece çocuklarını seven ebeveynler olarak değil, ülkesini seven vatandaşlar olarak. Öyleyse, haydi harekete geçelim,” diyor.
Michelle Obama’nın ilk odaklandığı konu okul yemekleri oldu.
Michell Obama, yeni kafeterya standartlarını açıklamak için geçen yıl ziyaret ettiği Washington yakınındaki Parklawn İlkokulu’nda rock yıldızı gibi karşılandı.
First Lady, “Çocuklarımızı okula gönderdiğimizde, evde onları uzak tuttuğumuz yağlı, tuzlu, şekerli yemekler yememelerini beklemek en doğal hakkımız,” diyor.
Kamu Yararı Bilim Merkezi’nde sağlık yetkilisi olan Margo Wootan, okulların devlet yardımı almak için yeni standartlara uygun daha sağlıklı yemekler sunmaları gerektiğini söylüyor: “Bu standartların arasında, sebze ve meyve miktarını ikiye katlamak, tuz miktarını sınırlamak, kepekli ürünlere ve az yağlı süte yönelmek var.”
Ancak Cornell Üniversitesi’nden beslenme uzmanı David Just’a göre bu değişiklikler tek başına sağlıklı çocuklar garantilemiyor: “Sağlıklı yemekler sunmak mücadelenin yarısı. Asıl önemli olan, çocukların bunları yemek istemesini sağlamalıyız. Yoksa tepsideki sağlıklı yemekler çöpe gider.”
Bunu sağlamak kolay bir iş değil.
Ayrıca sağlıklı yemekler daha pahalı. Bu da Parklawn İlkokulu yemek bölümü direktörü Penny McConnell için ciddi bir sorun: “Fiyatlar yükseldi ancak devletten alınan yardım aynı şekilde yükselmedi.”
McConnell hükümetten aldığı yemek başına altı cent’lik artışın menüye eklenen sebze ve meyvenin maliyetini karşılamadığını söylüyor.
Ancak McConnell, Parklawn’ın ödül kazanmış sağlıklı yemeklerinden geri adım atmayı düşünmüyor: “Eğer bu çocukları ilkokul çağında sağlıklı yemeye alıştırırsak, bu alışkanlıkları ergenlik ve yetişkinlik dönemlerine taşırlar.”
Michell Obama’nın ikinci başkanlık dönemi hedefi, ilk dönemde ektiği tohumları yeşertmeye devam etmek olacak.