Lübnan giderek kronikleşen kirlilik sorunu ile karşı karşıya. Hava, toprak ve içme suyunun hızla kirlendiği ülkede çöplerin toplanması ve yok edilmesi de çözüm bekleyen sorunlar arasında.
Ülke basınında da sıkça yer alan çevre kirliliği zaman zaman protesto gösterileriyle de dile getiriliyor. Son olarak Beyrut’ta çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile gerçekleştirilen protesto gösterisinde “çocuklarımızın sağlığı kırmızı çizgimiz” sloganı öne çıktı.
Kent merkezindeki Şehitler Meydanı’nda başlayan gösteride “Nefes alma hakkımı ver”, “Uyan ve çöpleri kokla”, “Çocuklarımızın sağlığı kırmızı çizgimiz”, “Politikacılar ve çocuk bezleri aynı sebepten dolayı sıklıkla değiştirilmeli. “Mark Twain: Soluduğumuz havanın alternatifi yok” yazılı pankartlar dikkat çekti. Çocukların da katıldığı gösteride yetkililere yönelik sloganlar atıldı.
Lübnan’da sıkça yaşanan siyasi krizler kamu hizmetlerinin düzenli sağlanması ve çevre kirliliği gibi halkı doğrudan etkileyen konularda önlemler alınmasını zorlaştırıyor. Siyasi hareketler ve siyasetçiler arasındaki çekişme temel kamu hizmetleri gibi konularda bile uzun vadeli planlar yapılmasını ve harekete geçilmesini engelleyebiliyor.
Göstericiler arasında yer alan Karen Zaahtari Amerika’nın Sesi’ne, “Şu anda sahip olmadığımız elektrik, temiz bir ülke, çöp sorununun çözülmesi gibi temel haklarımızı istiyoruz. Yetkililerin bizi duymasını sağlamak için buradayız. Bu ülkenin yaşanabilir hale getirilmesini istiyoruz” dedi.
Düzenli ve uzun süreli kesintilere yol açan elektrik krizi, musluk suyunun içilemeyecek kirli olması nedeniyle damacana su almanın zorunlu hale gelmesi, şebeke suyunun günde birkaç saat temin edilebilmesi, fabrika ve işletmelerin atıklarını denize boşaltmaları, toplu taşıma olmaması nedeniyle trafikteki araç sayısının 1,5 milyona yaklaşması gibi faktörler halkın günlük hayatının parçası haline gelen sorunlar arasında.
Beyrut’ta gerçekleştirilen protesto gösterisinde yapılan basın açıklamasında hava, su ve topraktaki hızlı kirlenme nedeniyle kanser oranlarının hızla yükseldiği kaydedildi. “Yılda ortalama 9 bin Lübnanlının kanser nedeniyle hayatını kaybettiği” belirtilen açıklamada, kirliliğe bağlı çok sayıda hastalığın da halkın sağlığını tehdit ettiği vurgulandı.
Adının Mada olduğunu söyleyen protestoculardan biri VOA Türkçe’ye protesto gösterisine katılma sebeplerini şu sözlerle anlattı;
“Buradayım çünkü, ülkede geçmişte yaşananlar (iç savaş ve sonrasında yaşanan istikrarsızlığa bağlı sorunlar) gerçekten çok kötüydü ancak çevresel konularda durum şimdi çok daha kötü. Bunun global bir sorun olduğunu biliyoruz ancak ülkemizde bazı şeylerin düzeltilebileceğini düşünüyoruz. 2 yıldan fazladır çöp sorununa geri dönüşüm gibi doğaya zarar verilmeyecek şekilde çözüm bulunması için uğraşıyoruz. İki yıl oldu ancak hiçbir hükümet, hiçbir yetkili bu konuda birşey yapmadı. Temiz hava, temiz su; bunlar bizim temel haklarımız ve sağlığımızı da ilgilendiriyor. Bütün bunlar yetkililerin kontrolü altında. Buraya da sesimizi duymalarını sağlamak için geldik.”
Lübnan’da din ve mezhep esaslı sistem politik hayat kadar halkın ortak sorunlarına tepki vermesini de etkiliyor. Sendikaların oldukça zayıf olduğu ülkede son yıllarda sivil toplum kuruluşları toplumsal muhalefetin öncülüğünü yapmaya başladı. Ancak mevcut mezhep esaslı sistem sivil toplum kuruluşlarının geniş halk desteğini sağlayacak şekilde örgütlenmesinin önündeki engellerden biri. Aynı zamanda mevcut sistem elektrik ve su teminindeki sorunlar, çevresel kirlenme gibi sorunlar ortak olsa da halkın, din ve mezhep esaslarına göre şekillenmiş siyasi hareketlerden bağımsız hareket etmesini güçleştiriyor. Çünkü, çocukların okullara kaydettirilmesinden sağlık hizmetine ulaşıma kadar birçok ihtiyaç hala siyasi hareketler üzerinden sağlanabiliyor.
Mada’ya göre “çevresel kirlenme nedeniyle gerçekleştirilen protesto gösterisine çok sayıda sivil toplum kuruluşunun katılması ‘birlikte hareket etme’ adına ümit verici.”
Gösteride yapılan basın açıklamasında, terör-savaş ve çevre kirliliği kıyaslamasının yapıldığı “Terör ve savaş çok sayıda insanı aynı anda öldürüyordu. Bugün kirlilikten dolayı yavaş yavaş ölüyoruz. Bugün düşman insanların hayatlarından sorumlu olanlar. Teröristler ise, yetkili ve yetkili olmayan ancak ülkeyi bu hale getirenler” ifadeleri dikkat çekti.
Lübnan’daki yeşil alan oranının yüzde 13’lere kadar düştüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Artıkların denize dökülmesi kabul edilemez. Su açısından zengin Lübnan’da su krizi kabul edilemez. Hava, su ve topraktaki kirlenme kanser oranını arttırıyor. Yılda ortalama 9 bin insan kanserden ölüyor. Bugün yetkililer kendilerinin ve kendilerinden olanların hassasiyetleri için çalışıyor. Öncelikleri devlette kimin en güçlü olacağı. Biz yeni kurulacak hükümetten insanların hayatlarına önem vermelerini, çocuklarımızın geleceği için çalışmalarını istiyoruz. Bizim ve çocuklarımızın hayatları seçim sonuçlarıyla, bakanlıklarla veya piyasa ile ölçülemeyecek kadar önemli. Bakanın, milletvekilinin, yetkilinin ve vatandaşın; herkesin görevini yapmasını istiyoruz. Başka bir ülkemiz yok ve bu ülkede değişim artık zorunlu. Sağlığımız, çocuklarımızın sağlığı ve geleceği bizim kırmızı çizgimiz” ifadelerine yer verildi.