“İşimizi geri istiyoz! Boş tarlaya garga gelmeyo!” İzmir’in Urla ilçesine bağlı Barbaros köyünde düzenlenen Oyuk Festivali’nde sergilenen oyuklardan birinde yazılı olan bu cümle, festivalin amacını da anlatıyor. Çekirdeğe çiğdem, simide gevrek, mısıra darı, incire yemiş diyen İzmirliler, korkuluğa da oyuk diyor. Tarlalarda ürünlere zarar vermemeleri için hayvanları kaçırmaya yarayan oyuklar, şimdi tarımın yeniden canlanmasını ve tekrar işbaşı yapmasını istiyor.
“Amaç tarımı tekrar canlandırmak”
VOA Türkçe’ye konuşan Barbaros Mahallesi Muhtarı Barbaros Ersan “Bu korkuluklar tarımı istiyor. Tekrar ekip biçmeyi, üretmeyi, kazanmayı istiyor. Toprakla, bitkilerle, ağaçlarla iç içe olmayı istiyor” dedi. Ersan festivalin amacını şu sözlerle anlattı: “Amaç tarımı tekrar canlandırmak. Köyü tanıtmak, köylüye kazandırmak. Giden göçü geri getirmek. Burada iş olmadığı, tarım azaldığı için herkes iş bulup çalışmak için dışarılara gitmeye başladı. Köyün nüfusu azalmaya başladı. Festival sayesinde biz bunu geri kazanmaya başladık. Bu çok güzel bir şey. Köy hareketlendi. Tarım biraz daha kıpırdamaya başladı. Organik tarıma geçişler oldu. Esnafımızın, üreticimizin yüzü gülmeye başladı.”
Hazırlıklara bütün köy katılıyor
Nüfusu giderek azalan köyde, Oyuk Festivali ilk olarak 2016’da düzenlendi. Dört yıldır olduğu gibi bu sene de hazırlıklar haftalar öncesinden başladı. Köy halkı birbirinden renkli oyuklar hazırladı. Her bir oyuğun köyün neresine yerleştirileceği saptandı. Bu yıl İzmir Enternasyonal Fuarı’na ve okulların açılacak olmasına rağmen, katılımın kalabalık olması dört yılda önemli bir mesafe kat edildiğinin de kanıtı.
Festival nedeniyle köyün girişine Barbaros’un eski halini anlatan bir maket köy yapıldı. Her gün eski köy düğünlerini hatırlatan gelin çıkartma ritüeli canlandırıldı. Dans eden oyuk, en güzel oyuk yarışması, kadın korosu, büyüklerle çocuk oyunları, belgesel gösterimi gibi etkinlikler düzenlendi. Hemen hemen her oyuğun üstüne doğanın korunması, kadına yönelik şiddet gibi konularda mesajlar iliştirildi. Açılan stantlarda köye özgü tarım ürünleri, el işlemeleri ve yöresel lezzetlerden oluşan yiyecekler satışa sunuldu.
Çat kapı evleri
Festival için Urla’dan gelen Gönül Kengel Güçlü “Köylüler güzel hazırlanmış. Geçen seneye göre çok daha güzel. İki saatte daha köyün yarısına geldim. Her şey özene bezene yapıldığı için, hemen geçiştirmek istemiyorum. Tek tek irdeleyerek incelemeye çalışıyorum” diye konuştu. Eşi Doğan güçlü de “Ülkemizde çok ciddi anlamda bir üretim krizi olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle kültürel zenginliklerimizin, değerlerimizin tanıtılmasını çok olumlu buluyorum. Çak daha iyi tanıtım yapılarak bu güzelliklerin gelecek kuşaklara aktarılacağı inancındayım” dedi.
Barbaros’ta kapısında “çat kapı evi” yazan yerlerin kapılarını çalıp, ufak bir ücret karşılığında sofralarına konuk olabiliyorsunuz. Bu evlerden birinin sahibi olan Sevgi Ersan “Çat kapı gelen misafire evde ne varsa o çıkartılır. Salça, domates, ekmek, katmer, börek varsa o konur ve afiyet olsun diyerek gönderilir. Biz de bunu ticari olarak yapmaya karar verdik. Çünkü köyün kadınlarının bir şeyler kazanması lazım. Köylümüz tükenmek üzere. Köylümüz tükendiği zaman şehirli de aç kalacak. O yüzden bu korkuluk festivalini düzenledik. Tarlalar dikilsin, korkuluklar köye gelmesin, köyden tarlalarımıza dikilsin diye bu festivalimizi yaptık” ifadelerini kullandı.