Dünya Kadınlar Günü 110 yıldır kutlanıyor. Amaç kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi alandaki başarılarını kutlamak. Bugünde ayrıca cinsiyet eşitliği konusunda da çağrılar yapılıyor.
Bu yılki kadınlar gününün teması “Choose To Challenge- Karşı Çıkmayı Seç”. Bu tema, “meydan okumayla değişim gelir” düşüncesine dayandırılıyor.
8 Mart, dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanmakla birlikte aslında her yıl kadınların sorunları da dile getiriliyor.
Yıllardır dile getirilse de sorunların çözümünde önemli bir ilerleme sağlanamıyor.
Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, kadın-erkek eşitsizliği, çocuk yaşta evlilikler, işyerlerinde farklı ücret politikaları, eğitim, ulaşım, iş sahibi olma konusundaki eşitsizlik, doğum sağlığı ve hakları, cinsel ayrımcılık gibi sorunlar karşı karşıya olduklarından bazıları.
Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet, ülkeden ülkeye değişse de 2021 yılında hala önemli bir sorun olmayı sürdürüyor. Rakamlar bu konuda kat edilecek önemli bir yol olduğunu ortaya koyuyor.
Veriler, sadece Amerika’da her dört kadından birinin fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya koyuyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre küresel düzeyde bu oran üçte bir.
Buna siber zorbalığı, cinsel tacizleri, modern köleliği de eklemek gerekiyor.
İş yerinde eşitsizlik de sorun olmaya devam ediyor. 2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre 100 erkeğin yöneticiliğe yükseldiği bir durumda kadınlarda bu rakam 72’de kalıyor. Takam özellikle Amerika’da siyah ve Latin kökenlilerde daha da düşüyor.
Asgari ücretle çalışanların yüzde 63’ü kadın. Yönetici pozisyonundaki kadınlar bile bu kategoride erkeklerden daha az kazanıyor.
Dünya genelinde toplam çalışma saatlerinin üçte ikisini kadınlar doldururken, kazançları dünya gelirinin 10’da biri.
Eğitim eşitsizliği ve eğitime erişim, bu sorunların belki de temeli. Anaokulundan itibaren erkek ve kız çocukları cinsiyetlerine göre eğitim görüyor.
UNESCO raporuna göre ilkokul çağındaki 30 milyondan fazla kız çocuğu eğitim olanağından yoksun. Gelişmekte olan ülkelerdeki her 4 genç kadından biri ilkokulu tamamlayamamış.
Gelişmekte olan ülkelerde 225 milyon kadının aile planlaması ihtiyacı karşılanamıyor. Buna ek olarak 74 milyonu plansız şekilde hamile kalıyor ve her yıl 36 milyon kürtaj gerçekleşiyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her gün 800 kadın hamilelikle bağlantılı önlenebilir nedenlerden dolayı hayatını kaybediyor. Bu, her yıl yaklaşık 300 bin kadının nedensiz yere hayatını kaybettiği anlamına geliyor.
Çocuk yaşta evlilik bir başka önemli sorun. 2011’le 2020 arasında 140 milyon kız çocuğu gelin olmak zorunda kaldı.
Bütün bu sorunlara 2020’de bir de salgın eklendi. Yapılan araştırmalar çalışan kadınların salgından çok fazla etkilendiklerini ortaya koyuyor.
Örneğin Amerika’da Şubat-Nisan 2020 tarihleri arasında kadınların işsizlik oranı yüzde 12,8 artmış. Bu, erkeklerin işsiz kalmasından 2,9 puan daha fazla.
Kadınların önemli bir bölümünün restoran, turizm gibi salgından çok fazla etkilenen sektörlerde çalıştığına dikkat çekiliyor.
Salgın döneminde bu konuda bir başka sorun da kadınlara yönelik şiddetin artması.
Iris Fernandez, “Bu salgında kadın cinayetleri arttı. Kadınlara evlerinde saldırılıyor” diyor.
Okulların ve ana okulların kapalı olması anne-babaların yükünü arttırmış durumda ve bu da çalışma kabiliyetlerini etkiliyor.
Amerika’da işgücünün yüzde 32’si 14 yaşından küçük çocuğa sahip. Yüzde 30’unun çocuklarının yaşı da 6’dan küçük. Ve çocuklara bakım erkeklerden çok kadınları etkiliyor.
BM Genel Sekreter Antonio Guterres, “Milyonlarca kadın Corona krizi nedeniyle daha da yoksulluğa itildi. Kadına yönelik her türlü şiddet artıyor. Bu çerçevede küresel toplum bu seslere, deneyimlere ve kadınlarla kızların ihtiyaçlarına öncelik verdiğimiz ivmeyi sürdürmeli. Şiddete, ayrımcılığa maruz kalan kadınların ihtiyaçlarını hesaba katmalıyız” şeklinde konuştu.
Dünya Kadınlar Günü bir asırdan fazla bir süredir kutlanıyor, sorunlar dile getiriliyor ama bunca yılda sağlanan kazanımlar 21. yüzyılda bile sorunların artarak devam etmesi nedeniyle gölgede kalıyor.