Fransız basını İstanbul'da tekrar eden yerel seçimlere büyük ilgi gösterdi. Seçimlerin yerel olmasının ötesinde muhalefetin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı rekabetinin öne çıktığını vurgulayan Fransız basını, stratejik hata yapan Erdoğan'ın kendi adayına iki kez kaybettirdiğini, üstelik müstakbel rakibi Ekrem İmamoğlu'nun oylarını artırarak çifte hata yaptığını yazdı.
Fransa hükümeti henüz İstanbul seçimleri hakkında yorum yapmazken, bazı politikacı ve düşünce kuruluşları görüşlerini sosyal medyayı üzerinden paylaştı.
Türk kökenli Yeşiller partisi senatörü Esther Benbassa, "Türkiye'den hergün böyle güzel haberler almıyoruz. Erdoğan İstanbul'u peşpeşe iki kez kaybetti" diye Tweet atarken, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IRIS) Başkanı Pascal Boniface da, "İstanbul'u Ekrem İmamoğlu kazandı. Erdoğan kaybetti. Bir kez daha toplum, otoriter bir rejimi geriletti" sözlerine yer verdi.
Fransa'nın etkili gazetesi Le Monde, İstanbul seçimlerini, seçim akşamı "Ekrem İmamoğlu'nun zaferinin ardından, İstanbul demokrasiye dönüşü kutluyor" başlığıyla duyurdu. Ertesi gün de "Erdoğan iktidarının kalbi İstanbul'u kaybetti" başlığıyla, İmamoğlu'nun zaferinin Türkiye'de yeni nesil siyasetçilerin çıkışının br kutlaması" olduğu yorumu yapıldı.
Le Monde : “Sakin ve birleştirici söylemi markası oldu”
Seçmenlerin, ülkenin dört bir yanından otobüslerle Ekrem İmamoğlu'nu desteklemek ve "tarihi bir ana şahit olmak için" İstanbul Seyrantepe'ye geldiğini yazan Le Monde, "Bu nedenle seçim günü, Trakya, Ege, Akdeniz ve Karadeniz'den tutku ile gelenlerle, ulusal boyutta bir gösteriye, bir gladyatör savaşına dönüştü" yorumunu yaptı. Gazete haberinde şu ifadelere yer verdi:
"AKP, yenilgisinin temelini, 31 Mart'ta, seçim sonuçlarına itiraz ederek attı. AKP'nin adayının kaybetmesi, 2002 yılından bu yana tüm seçimleri kazanan AKP ve Erdoğan için ciddi bir hayal kırıklığı. Çünkü Mart seçimlerinde fark yalnızca 13 bin iken, bu fark dün 800 bine ulaştı. İlk kez Erdoğan bir seçimden sonra doğrudan halka hitap etmedi. İmamoğlu, savurganlık ve kibirin sona ermesini vaat ederek, Kürtler’e, Ermeniler’e, Süryaniler’e, Yahudiler’e, gençlere, kadınlara özel olmak üzere, kampanya ekibine, sandıkları gözetleyen binlerce gönüllüye ve sandık güvenliği sağlayan polislere, sandık başına gelen 10 milyon seçmenin tümüne teşekkür etmeye özen gösterdi. Karşı tarafın 'bölünme ve saldırganlık' üzerine oturan söylemlerine tezat oluşturan 'sakin ve birleştirici konuşması, İmamoğlu’nun markası haline geldi."
Le Monde, " İmamoğlu'nun görevi sırasında seçmeni memnun etmeyi başarması durumunda, 2023'teki cumhurbaşkanlığı seçimleri için Erdoğan'a zorlu bir rakip olacağını" da belirtti. İmamoğlu'nun İstanbul zaferinin, yeni nesil siyasetçilerin ortaya çıkmasını sağlayacağını da öne sürdü.
Le Figaro: "Seçim yenilenmesi kariyerinin en ağır hatası"
Merkez sağ eğilimli Le Figaro gazetesi de, "İmamoğlu, Erdoğan'ı İstanbul'da devirdi" başlığıyla seçim haberlerini verdi.
Muhalefet adayının Erdoğan'ın iktidarını kurduğu ve büyüttüğü İstanbul'u elinden aldığını belirten Le Figaro, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu seçimlere verdiği önemi, 'İstanbul'da kaybedersek, Türkiye'de tökezleriz. Eğer İstanbul'u alırsak hiçbir güç bizi yok edemez' diyerek anlatmıştı. Henüz AKP'nin politik geleceği hakkında konuşmak için çok erken. Ama Erdoğan'ın kaygısı onaylandı. Pazar akşamı, partisi, İstanbul'da tökezledi" analizine yer verdi.
Le Figaro, Erdoğan'ın seçimleri yenileterek büyük bir hata işlediğini de öne sürerek, "İktidar partisi, iki ayda iki kez ağır yenilgi aldı. İlk seçimlerde 13 bin olan oy farkına itiraz etti. Erdoğan, seçim hilesi yapıldığı iddiasıyla, yeniden seçimlere gidilmesi için bütün ağırlığını koydu. Belki de taktik hata, politik kariyerinin de en ağır hatası oldu. Sonuçta yalnızca AKP kaybetmedi, AKP'nin adayı farkı 13 binden 770 bine yükseltti. Ekrem İmamoğlu'nun zaferi 770 bin oyla daha da güçlendi. Üstelik katılım sayısı değişmedi, iktidar kendi seçmenini daha fazla sandığa götürmeyi başaramadı" analizini yaptı.
"İmamoğlu, İnce'nin düştüğü tuzağa düşmedi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyaset yapma tarzını "boksör gibi, kışkırtma ve polemiklerle beslenen, sürekli vuran bir politik tarz" diye tanımlayan Le Figaro, "Onunla yüz yüze dövüşmek için ringine çıkanlar, dişleri dökülerek dövüşten ayrıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Muharrem İnce, bu tuzağa düştü ve hızla unutuldu. Ekrem İmamoğlu ise tam tersine, bu kavgalara girmedi. Kendisini mücadeleci ama sakin bir adam olarak gösterdi. Yıllardır Türkler’e yeniden huzuru vaat eden muhalefet, sonunda sakin bir adayla bunu başardı. Bunu daha önce düşünmek gerekirdi" dedi. Le Figaro, İmamoğlu’nun yalnızca siyaset yama tarzı ile kazanmadığına da dikkat çekti:
"Davranış biçimi her şeyi açıklamıyor. Ekrem İmamoğlu, sosyal demokratlar ile İyi Parti'nin milliyetçileri arasındaki sıkı ittifak ile aday göstermeyerek İmamoğlu'na oy verilmesi çağrısı yapan HDP'nin desteği olmasaydı bu zaferi asla kazanamazdı. İktidar son kozlarını da Kürt seçmeni ikna etmek için kullandı, Abdullah Öcalan, Pazar günü sandığa gitmemeleri çağrısı yaptı. Ama seçmenin çoğunluğu onu dinlemedi. Ekrem İmamoğlu, AKP karşıtı bir dinamikten faydalandı. İstanbul’u fethetmesine, kendisine oy verenler kadar, Erdoğan'a ve onun hiper cumhurbaşkanı rejimine karşı oy kullananların da katkısı oldu. Bir rejim ki, politik olarak güçlü görünse de, ekonomik sorunları çözmekte güçsüz görünen bir rejim. Edoğan karşıtlarını güvenilir bir yüz etrafında birleştirmek, muhalefetin 20 yıldır aradığı bir durumdu. Ve şimdiden pek çoğu, İstanbul örneğini bütün Türkiye'ye yaymayı hayal ediyor."
Le Parisien: "Erdoğan riskli bir kumar oynadı ve kaybetti"
Popüler bir yayın çizgisi izleyen Le Parisien gazetesi de, "Erdoğan'ın ciddi başarısızlığı" başlıklı haberinde, İmamoğlu'nu, "uzun süredir cumhurbaşkanının zırhını delemeyen muhalefetin şampiyonu" olarak tanımladı. Gazete, "Seçimlerin yenilenmesi İslamcı muhafazakar Türk lideri için riskli bir kumardı ve kaybetti. 2003'ten bu yana iktidarda olan Erdoğan için ilk büyük yenilgi. Hakaretin kural olduğu bir siyaset manzarası içinde, sakin tonu ve birleştirici söylemiyle İmamoğlu, Erdoğan'ın zırhını patlattı" ifadelerine yer verdi.
Liberation: "Herkes bu seçimin Cumhurbaşkanı'nın şahsına yönelik bir halk oylaması olduğunu biliyordu"
Sol eğilimli Liberation gazetesi ise, "Erdoğan için İstanbul'da tarihi yenilgi" başlığıyla verdiği haberinde, Türkiye'de hiçbir yerel seçimin bu denli önem kazamadığını, sonuçların Erdoğan ve partisi için sert bir tokat olduğunu, çünkü İstanbul'u yönetenin Türkiye'yi yöneteceğini dile getirdi.
Gazete, "Hiç şüphesiz herkes bu seçimin Cumhurbaşkanı'nın şahsına yönelik bir halk oylaması olduğunu biliyordu. Yanılgı çok açık. Erdoğan ve partisi güçlerini abarttılar, tüm medya ve hükümet olanaklarını kullanmalarına rağmen kaybettiler. İlk seçimlerin iptali 13 bin oy farkıyla kazanan İmamoğlu yanlıları kadar diğer seçmenleri de öfkelendirdi. İki aydan daha kısa süre içinde, İmamoğlu hayret verici bir farkla, 700 bin oyla öne geçti" yorumunu yaptı.
AKP'nin yenilgisinde, seçmenin 2014'ten bu yana 8 ayrı seçime gitmesinin ve sandığa gitmekten artık bıkmasının, ekonomik krizin ve bireysel özgürlüklerin sınırlanması gibi pek çok nedenin de etki ettiğini belirten gazete, 2002 yılından bu yana muhalefetin ilk kez özellikle HDP ile de bir araya gelerek, birlik olmayı başardığını vurguladı. İmamoğlu'nun, AKP'nin popüler kutuplaşma söylemini geçmişte bırakmayı başardığını da belirterek, "'Her şey çok güzel olacak' sloganı o ana kadar tüm umutlarını yitiren muhalefet için birleşme çığlığı oldu. Belediye Meclisi'nde çoğunluk iktidara ait olsa da İmamoğlu, 'Eğer önümüzde siyasi bir engel görürsek, bunu vatandaşlarımızla paylaşacağız' diyerek, kendisini güçlü bir konuma yerleştirdi. Zira, İmamoğlu'nun huzur içinde yönetmesine izin vermek, 2023'te karşısına ciddi bir rakip çıkmasına yol açabilir. Ama onun işlerine çomak somaya kalkmak da, İmamoğlu'nu kurban haline getirip, yeni bir muhalif kahraman yaratılmasına yol açabilir" dedi.