Dünyada bilinen petrol rezervlerinin yüzde 4’ü, Kerkük’te kumlar altında gömülü. Bu kuyuların denetimini ele geçirmek, Iraklı Kürtler’in yıllardır hayaliydi.
Fırsat geçen hafta geldi ve Peşmerge güçleri iki petrol tesisini ele geçirdi.
Iraklı Kürtler, yıl sonuna kadar kendi kendine yeter bir ekonomiye sahip olmayı hedefliyor: “Bağdat’taki diktatörlerin insafına kalmaktansa, kendi gelir kaynaklarımızla özgür olacağız.”
Bağdat hükümeti, petrol gelirinin merkezi hükümetin süzgecinden geçmesini istiyordu. Kürt Bölgesel Yönetimi Türkiye’ye doğrudan petrol satmaya başlayınca Bağdat, Erbil’e petrol gelirinden pay ödemekten vazgeçti.
Yeni petrol sahalarına sahip olan Kürt yönetimi, şimdi üretimi arttırmayı hedefliyor: “Dohuk’ta daha büyük bir tane ve iki de küçük, bir tane de Bazyan’a rafineri kurma planlarımız var. Bazyan’daki rafinerinin ve daha küçük amaçlı birkaç tane tesisin inşası devam ediyor.”
Ancak Londra’daki Chatham House adlı düşünce kuruluşundan Valerie Marcel’e göre bu petrole alıcı bulmak sorun olabilir: “Kerkük’ten ya da Kürt Bölgesel Yönetimi’nden yapılan ihracatın zor yanı, egemenlik sorunu. Yani petrol tartışma yaratacak. Potansiyel alıcılar, Irak pazarından dışlanmamak için Kürt petrolü almaktan kaçınacak. Petrol ithal eden alıcılar için çok riskli bir girişim.”
Özerk Kürt yönetimi geçen Mayıs’ta yeni bir boru hattı kurdu. Hat Kerkük ve Türkiye’ye bağlanıyor. Erbil, 2015 başında günde 400 bin varil ham petrol ihraç etmeyi hedefliyor: “Kürtler’in Türkiye’ye ayrı bir boru hattı açması çok önemli, çünkü Bağdat’tan kopmuş, Ortadoğu’dan kopmuş, doğrudan Türkiye ve Avrupa’ya bağlanmış oldular. Bu da onlara tüm kapıları açıyor.”
Irak’ta yaşanan kargaşa, Kürtler için yeni bir fırsat doğurdu. Kerkük’teki petrol kuyularıysa, olası bir Kürt devletinin ekonomik temellerini oluşturabilir.